10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/1284 Karar No: 2015/2991 Karar Tarihi: 24.02.2015
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/1284 Esas 2015/2991 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/1284 E. , 2015/2991 K.
"İçtihat Metni"
... adına Av. ... ile ... Başkanlığı adına Av. ... arasındaki dava hakkında İş Mahkemesinden verilen 03.10.2013 gün ve 2013/353-589 sayılı hükmün, Dairemizin 13.05.2014 gün ve 2013/22351-2014/10637 sayılı ilamı ile BOZULMASINA karar verilmiştir. Bozma sonrası, Mahkemenin verdiği 03.11.2014 gün ve 2014/491-769 sayılı karar ile önceki kararında 6100 sayılı HMK"nın 373/(5). maddesi uyarınca direndiği anlaşılmış olmakla ve Direnme üzerine yapılacak işlemlerin neler olduğu 6100 sayılı HMK"nın 373"ncü maddesinin (5). fıkrasında; "İlk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılır. (6) fkrasında da; "(6) Hukuk Genel kurulunun verdiği karara uymak zorunludur." şeklinde ifade edilmiş olmakla birlikte 5 Temmuz 2012 gün ve 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 40. maddesi ile 5521 sayılı Kanuna eklenen Geçici 2."nci maddedeki; "Bölge Adliye Mahkemelerinin, 5235 sayılı Kanunun geçici 2"nci maddesi uyarınca Resmi Gazete"de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, Yargıtayın bozma kararına karşı verilen direnme kararının temyizi halinde dava dosyası, önce kararı veren daireye gönderilir. Direnme kararları daireler tarafından öncelikle incelenir. Kararı veren daire, direnmeyi yerinde görürse kararı düzeltir; yerinde görmezse talebi on gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna iletir." şeklindeki düzenleme karşısında, direnme kararının süresi içinde temyizen incelenmesi davalı Kurum avukatınca talep edilmesi üzerine Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Dava, murise ait doğum borçlanması yapılması suretiyle ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, hükmün Dairemizce; 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 32. maddesinin ikinci fıkrasında; ölüm aylığının, en az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağı öngörüldüğü, hizmet borçlanmasının, sigorta kapsamında sayılan fakat bildirilmemiş ve primi ödenmemiş sürelerin, ilgili tarafından başvurularak primlerinin ödenmesi işlemi olup, 13.08.2009 günü yaşamını yitiren sigortalının murisi olan davacının 01.10.2008 tarihinden sonra ödemiş olması halinde bu sürenin dikkate alınmaması gerektiği, böylece davacının doğum borçlanması yaptığı sürenin 900 günün hesabında gözetilemeyeceği gerekçesiyle bozulduğu belirgin bulunmakla, bozma ilamı gerekçesindeki açıklamalar gözetildiğinde, Mahkemenin direnme kararı yerinde görülmediğinden talebin on gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna iletilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı sebepten ötürü Yargıtay incelemesine konu olan karar, eski hükümde direnmeye ilişkin olup direnme Dairemizce yerinde görülmediğinden ve bu durumda kararın inceleme yeri Yargıtay Hukuk Genel Kurulu olduğundan dava dosyasının Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.