22. Hukuk Dairesi 2017/29670 E. , 2019/5070 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... Özel Güvenlik ve Eğitim Hizm. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, 17.01.2011 tarihinden itibaren davalı ... Özel Güvenlik ve Eğitim Hiz. Tic. Ltd. Şti. nezdinde davalı ... Eğitim Vakfı’na bağlı olarak aralıksız çalıştığını, 12.12.2014 tarihinde ise davalılardan tedarik sözleşmesinin sona erdiği gerekçesiyle görev yerinin değiştirildiğini ve iş sözleşmesinde esaslı değişiklik yapıldığını, davacının ikili vardiya sisteminde çalışmakta olup,dinlenme günlerinin resmi ve dini bayramlara denk gelmesi halinde tatil yapabildiğini, aksi takdirde görevini ifa ettiğini, işyerinin sürekli değiştirildiğini, uzak ilçelerde 12 saati aşacak şekilde çalışmaya zorlandığını, iş sözleşmesini bu nedenlerle haklı olarak feshettiğini beyanla, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücret alacağı ile yıllık izin ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı ... Özel Güvenlik ve Eğitim Hiz. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin,birçok kurum ve kuruluşa güvenlik hizmeti verdiğini, diğer davalıya ait Işıkkent Eğitim Kampüsünün güvenlik hizmetinin 12.12.2014 tarihine kadar verildiğini, davacının 17.01.2012 tarihinden itibaren çalıştığını, bu tarihten evvel müvekkil şirkette herhangi bir çalışmasının bulunmadığını, Işıkkent Eğitim Kampüsü taşeronluk sözleşmesinin feshi üzerine bu projede görevli tüm çalışanların başka projelere yönlendirilmek üzere davet edildiklerini, davacının olumlu yanıt veren davacının 15.12.2014-18.02.2015 tarihleri arasında diğer projelerde çalıştırıldığını, davacının fesih bildirimi ile bağlı olduğunu, davacının çeşitli projelerde güvenlik görevlisi olarak çalışmayı beyan ve kabul ettiğini, davacının gerekli olduğu takdirde fazla mesai yapacağına dair muvafakat verdiğini, yapılan görevlendirmelerin hizmet akdinin şartlarında esaslı değişiklik olarak kabul edilemeyeceğini, davacının fazla çalışma ücreti alacağı bulunmadığını ve yıllık izinlerini de kullandığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... Eğitim ve Sağlık Vakfı Okul İktisadi İşletmesi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili nezdinde 17.01.2012 tarihinde çalışmaya başladığını, davacının diğer davalı işçisi olarak 12.12.2014 tarihinden iş akdini feshettiği tarihe kadar çalışmaya devam ettiğini, 4857 sayılı Yasanın 26.maddesi gereğince haklı nedenle fesih için hak düşürücü sürenin 6 gün olduğunu, fazla mesai alacağı olayan davacının ödenmediğine ilişkin iddialarının tamamının 12.12.2014 tarihinden sonrasına ilişkin olduğunu, davacının müvekkilinde çalıştığı sürede fazla çalışma yaptığına ilişkin iddiasının bulunmadığını, müvekkilinin davacıya ödemesi gereken kıdem tazminatı borcu bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı ... Özel Güvenlik ve Eğitim Hiz. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalı ... Özel Güvenlik ve Eğitim Hiz. Tic. Ltd. Şti."nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Tarafların hukuki dinlenilme haklarının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Savunma hakkı Anayasa’mızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır.
Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkı"nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/ bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan 11.04.2016 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; fazla çalışma alacağının hesabı yönünden, ücret bordrolarının imzasız olduğu ve banka hesap cetvelinin bulunmadığı 17.01.2012-30.11.2012 tarihleri arasındaki dönem ile ücret bordrosundaki tahakkuklar ile tediye kayıtlarının uyuşmadığı 2012/Aralık-2014/Şubat dönemi yönünden tanık beyanlarına itibar edilmesinin uygun olduğu belirtilmiş ve bu dönem için tanık beyanlarına göre fazla çalışma alacağı belirlenmiş ise de davalının ek rapora karşı itirazlarının değerlendirilmemesi isabetli olmamıştır. Davalı vekili, bilirkişinin hesaplamaya aldığı bu dönem için gerekçe olarak ileri sürdüğü tahakkukların uyuşmadığı yönündeki tespitinin yerinde olmadığını, bu farklılığın davacının maaşına yapılan haciz bildirimi nedeniyle müvekkili şirketin yasal olarak yapmak zorunda kaldığı icra kesintisinden kaynaklandığını ileri sürmüştür. Davalının bu konudaki savunması nazara alınmayarak ve bu itirazları karşılar mahiyette inceleme yapılmaksızın, itiraza uğramış bilirkişi raporuna değer verilerek sonuca gidilmesi isabetli değildir. Mahkemece yapılacak iş, davalı şirketin bilirkişi ek raporuna karşı yaptığı itirazların da gözetilmek suretiyle gerekli bilgi ve belgeleri sunmasına imkan tanınması ve yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı ... Özel Güvenlik ve Eğitim Hiz. Tic. Ltd. Şti. "ye iadesine, 05.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.