15. Ceza Dairesi 2015/14861 E. , 2016/776 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK"nın 155/2, 43/2, 62/1, 53/1, 52/2, 51/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanığın dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanlar...ve ..."in çocuklarının 15.05.2007 tarihli trafik kazasında vefat ettiği, iş takipçiliği yapan sanığın katılanlarla irtibata geçerek sigorta şirketinden sigorta bedellerini almak için katılanlardan vekaletname aldığı, ilgili vekaletname uyarınca sanığın sigorta şirketinden katılanlar adına bankaya yatırılan paraları çektiği ancak katılanlara vermeyerek uhdesine geçirdiği, bu şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Yerel Mahkemenin 20/10/2010 tarih 2009/326 esas, 2010/514 sayılı kararıyla sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verildiği, Dairemizin 24/11/2014 tarih ve 2013/3461 esas 2014/19523 sayılı kararıyla, sanık hakkında TCK"nın 43/2. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden iki ayrı mahkumiyet kararı verilmesi suretiyle fazla ceza tayini, TCK"nın 53/3. maddesine muhalefet edilmesi ve aynı vekil ile davayı takip eden katılanlar için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekçeleriyle bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla;
Bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafinin, suçun sübutuna, katılanların zararı olmadığı halde hükmün açıklanmasının geri bırakılmadığına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK"nın 53/1-c maddesinde düzenlenen kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri bakımından hak yoksunluğuna hükmedilmeyeceğinin gözetilmemesi suretiyle TCK"nın 53/3. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasında yer alan TCK"nın 53/1 maddesinin uygulanmasına ilişkin kısma "TCK"nın 53/3 maddesi uyarınca sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından (c) bendindeki hak yoksunluğunun uygulanmamasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.