Hukuk Genel Kurulu 2017/816 E. , 2017/1448 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.01.2013 gün ve 2011/842 E., 2013/24 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin davacı ... Mob. Orm. Ür. İnş. İml. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13.06.2013 gün ve 2013/6852 E., 2013/11067 K. sayılı kararı ile,
(…Davacı vekili, faturaya konu alacaklarını tahsil için giriştikleri icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkili ve babası .. ’in birlikte ... adı altında faaliyet gösterdiklerini, davacı şirket adına İsmail Ramazanoğlu’na verilen senetler karşılığında mal alındığını ancak davacının fatura kesmemesi üzerine Gelir İdaresi Başkanlığına ihbar yapıldığını bunun üzerine davacının fatura düzenlediğini, davacının bedelini aldıktan sonra kesmek zorunda kaldığı fatura bedelini ikinci defa haksız olarak tahsil etmek istediğini savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davalı ile dava dışı ...’in ... ismi ile faaliyette bulundukları, davacının, ...’e Şubat 2011 tarihinde 12.500 TL bedelinde sandalyeler sattığı ancak buna karşılık fatura düzenlemediği, ...’in davacının da kabul ettiği Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2011/6669 esas sayılı dosyasına konu bono bedellerini dosyaya ibraz edilen makbuzlarla ödediği, ayrıca banka dekontu ile 7.600 TL daha ödediği, şikayet üzerine davacının ...’e sattığı koltuk ve sandalyeler için ... adıyla bu kez ... adına fatura kestiği ve icra takibine koyduğu, davacı ve davalı defterlerine göre taraflar arasında bu faturadan başka hiçbir ticari ilişki bulunmadığı, satın alınan mal bedelinin ödendiği, sonradan düzenlenen fatura ile ikinci kez icra takibi ile bu kez davalı adına takip yapıldığı, davacının takibinde kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine, 5.003,20 TL kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, satılan mal bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Davalı vekili, senetler karşılığında mal alındığını ve mal bedelinin ödendiğini savunmuştur.
Dava ve talep konusu fatura taraf defterlerine kayıtlı olup, faturaya konu malın teslimi hususunda yanlar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık fatura bedelinin ödenip ödenmediği noktasındadır. Fatura bedelini ödediğini savunan davalı borçlu, ödeme iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Davalının ödemeye ilişkin sunduğu tahsilat makbuzlarında borçlu ... adı yer almaktadır. Bu durumda belirtilen hususlar gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ve somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir…)
gerekçesiyle karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı şirket vekili, müvekkil şirketin davalı aleyhine başlattığı icra takibine kon fatura bedelini oluşturan koltuk ve sandalyeleri davalı ...’e ait ... firmasına teslim ettiğini, davalı tarafın borca itiraz dilekçesinde fatura bedelini oluşturan malların kendisine teslim edildiğini açıkça kabul ettiğini, malın teslimine ilişkin uyuşmazlık bulunmadığını, icra takibine konu fatura bedelinin ödenmediğini, bu nedenle faturaya konu alacakları tahsil amacıyla icra takibi başlatıldığını, ancak söz konusu bu takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili müvekkili ve babası ... ’in birlikte ... adı altında faaliyet gösterdiklerini, davacı şirket adına ...’na verilen senetler karşılığında mal alındığını ancak davacının fatura kesmemesi üzerine Gelir İdaresi Başkanlığına ihbar yapıldığını, bu ihbar üzerine davacının fatura düzenlediğini, davacının bedelini aldıktan sonra kesmek zorunda kaldığı fatura bedelini ikinci defa haksız olarak tahsil etmek istediğini savunarak davanın reddi ile lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemece davacının, ...’e Şubat 2011 tarihinde 12.500,00 TL bedelinde sandalyeler sattığı ancak buna karşılık fatura düzenlemediği, ...’in davacının da kabul ettiği Ankara 26. İcra Dairesinin 2011/6669 sayılı takip dosyasına konu bono bedellerini dosyaya ibraz edilen makbuzlarla ödediği, ayrıca banka dekontu ile 7.600,00 TL daha ödediği, şikâyet üzerine davacının ...’e sattığı koltuk ve sandalyeler için ... adıyla bu kez ... adına fatura kestiği ve icra takibine koyduğu, davacı ve davalı defterlerine göre taraflar arasında bu faturadan başka hiçbir ticari ilişki bulunmadığı, satın alınan mal bedelinin ödendiği, sonradan düzenlenen fatura ile ikinci kez icra takibi ile bu kez davalı adına takip yapıldığı, davacının takibinde kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine, 5.003,20 TL kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı şirket vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Mahkemece davacı tarafın davalı ... ile dava dışı babası ..."in birlikte çalıştırdığı ..."a vergi dairesince tespit edilen satışı yaptığı, bunun dışında başkaca herhangi bir satış yapmadığı, yapılan bu tek satış için vergi dairesine yapılan şikâyet üzerine dava konusu faturayı tanzim ettiği, yapılan bu satış bedelinin de Ankara 26. İcra Dairesinin 2011/6669 takip sayılı takibe konu senetlere mahsuben dosyaya ibraz edilen makbuzlar ile ve HalkBank Aydınlıkevler şubesine ait dekont ile ödendiğinin anlaşıldığı, davacı defterinde ..."e ve davacıya yaptığı ödemelere ilişkin bir kaydın bulunmadığı, davacı tarafın bu ödemelerin başka bir satış için yapıldığını ispat edemediği, davacı ile davalı ... ve dava dışı babası ... arasında vergi dairesine yapılan şikâyete konu sandalye ve koltuk satışı dışında hiçbir ticari ilişki bulunmadığı, satışın daha önce Şubat 2011’de ..."e yapılmasına rağmen faturanın şikâyet üzerine davalı adına düzenlendiği, Hasan Tuncel"e yapılan satış bedelinin ödendiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararını davacı şirket vekili temyize getirmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, somut olay bakımından davalı tarafça sunulan ödeme belgelerinin takip konusu faturada gösterilen borca karşılık olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 29.11.2017 gününde oy birliği ile karar verildi.