15. Ceza Dairesi 2015/8968 E. , 2016/758 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Mala zarar verme, silahla basit kasten yaralama
HÜKÜM : a-TCK"nın 86/2-3-e,31/3,62, 50/1-3, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet (üç kere)
b-TCK"nın 151/1,31/3,62, 50/1-3, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Mala zarar verme ve silahla basit kasten yaralama suçlarından suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hükümler, suça sürüklenen çocuk ve müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Suça sürülenen çocuk ve kardeşi temyiz dışı ..."nın, ablasının, eşi müşteki ... ile sorunları bulunduğu ve bu nedenle ablasının babasının evine döndüğü, olay günü de, ablasının eşi ve akrabaları olan müştekilerin suça sürüklenen çocuğun bulunduğu eve geldikleri, çocuğun, müşteki .."a ait aracın camlarını kırdığı ve temyiz dışı kardeşi ile birlikte müştekileri bıçakla yaralamak suretiyle mala zarar verme ve üç kere silahla basit kasten yaralama suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
Yargıtay Ceza Genel kurulu"nun 14/06/2011 tarih ve 2011/1-24 Esas, 2011/124 Karar sayılı kararına göre, failin haksız bir fiilin yarattığı hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında hareket ederek bir suç işlemesinin haksız tahrik olduğu, bu durumda failin suç işleme yönünde önceden bir karar vermeksizin, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısında yarattığı karışıklığın sonucu olarak suç işlemeye yöneldiği, somut olayda, suça sürüklenen çocuğa yönelik haksız bir hareketin bulunmadığı, çocuğun ablasının eşi ile kavga etmiş olması ve ablasının bu nedenle babasının evine dönmüş olmasının çocuğa yönelik haksız bir hareket olarak değerlendirilemeyeceği dikkate alınarak TCK"nın 29. maddesi kapsamında haksız tahrik koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla tebliğnamadeki bu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
1-Mala zarar verme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
5237 sayılı TCK"nın 151/1. maddesi uyarınca soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi mala zarar verme suçundan açılan dava ile ilgili olarak mağdur ..."ın 12/03/2012 tarihli duruşmada suça sürüklenen çocuktan şikayetçi olmadığını belirtmesi karşısında, aynı Kanun"un 73/6. maddesi gereğince şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği hususunda çocuğun beyanının saptanarak sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a-5237 sayılı TCK"nın 50/2. maddesine göre, suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hâllerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmeyeceğinin belirtildiği, aynı Kanun"un 50/3. maddesine göre de, daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezasının, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceğinin hüküm altına alındığı dikkate alınarak, suça sürüklenen çocuk hakkında somut olayda, hapis cezası tercih edildikten sonra, belirtilen hükümler çerçevesinde, tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı adli para cezası dışında diğer seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b-Suç tarihi itibariyle sabıkası bulunmayan çocuk hakkında diğer koşulların oluşup oluşmadığı araştırılmadan ve karar yerinde değerlendirilmeden, ""sabıka kaydı gözönünde bulundurulduğunda"" denilerek yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-Müşteki ... ve mağdur ..."a yönelik silahla basit kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Müşteki ... ve mağdur ... kollukta alınan ifadelerinde; suça sürüklenen çocuk ve yanındaki kişilerin bıçak ve sopalarla içeri girerek kendilerini darp ettiğini belirtmelerine rağmen, müşteki ... 12/12/2011 tarihli mahkemedeki ifadesinde, suça sürüklenen çocuğun kendisine yönelik bir eyleminin olmadığını belirttiği, mağdur ..."a da, 12/03/2012 tarihli mahkeme ifadesinde, çocuğun kendisini darp etmesi hususunun hiç sorulmadığı, 21/11/2009 tarihli adli raporlara göre, müşteki ve mağdurda darp ve cebir izinin bulunmadığı, buna rağmen travmaya bağlı ağrı ve hassasiyet bulunduğu, bunun da basit tıbbi müdahale ile giderilebileceğinin belirtildiği, buna göre, öncelikle mağdur ve müştekinin ayrıntılı olarak ifadelerinin alınması, soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki ifadeleri arasındaki çelişkilerin giderilmesi, mağdur ve müştekinin bıçakla ya da silahtan sayılan bir aletle yaralanıp yaralanmadığının kesin olarak belirlenmesi, buna dair delillerin dosyaya konulması, suçta silah kullanılmadığının tespiti, buna rağmen basit kasten yaralama suçunun sabit görülmesi halinde; mağdur ..."ın şikayetten vazgeçtiği de dikkate alınarak, şikayete basit kasten yaralama suçundan açılan dava ile ilgili olarak TCK"nın 73/6. maddesi gereğince şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği hususunda çocuğun beyanının saptanarak sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği, diğer müşteki ..."ye yönelik eylem ile ilgili olarak da, suçta silah kullanılmadığının tespiti, buna rağmen basit kasten yaralama suçunun sabit görülmesi halinde; TCK"nın 86/2. maddesi gereğince mahkumiyet kararı verilmesi; suçların işlendiğine dair mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı delillerin bulunmaması halinde de suça sürüklenen çocuğun 5271 sayılı CMK"nın 223-2-e maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Suç tarihi itibariyle sabıkası bulunmayan çocuk hakkında diğer koşulların oluşup oluşmadığı araştırılmadan ve karar yerinde değerlendirilmeden, ""sabıka kaydı gözönünde bulundurulduğunda"" denilerek yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3-Müşteki ..."a yönelik silahla basit kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmü açısından yapılan temyiz incelemesinde;
Sanık, müşteki ve tanık beyanları, adli rapor ile dosya kapsamına göre, suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; suça sürüklenen çocuk ve müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel kurul"unun 2011/5-38 Esas, 2011/75 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliği nedeniyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Suça ilişkin, yapılan yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası olması koşulları ile sanığa ilişkin olarak, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış olması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi, mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak, suça sürüklenen çocuğun yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması ve çocuğun kabul etmesi koşullarının gerçekleşmesi halinde mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir. Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, suç tarihi itibariyle sabıkası bulunmayan çocuk hakkında diğer koşulların oluşup oluşmadığı araştırılmadan ve karar yerinde değerlendirilmeden, ""sabıka kaydı gözönünde bulundurulduğunda"" denilerek yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, suça sürüklenen çocuk ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 25/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.