Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/23913 Esas 2016/752 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/23913
Karar No: 2016/752
Karar Tarihi: 25.01.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/23913 Esas 2016/752 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanıklar, bir işyerine gelerek çiftliklerine kamera takmak istediklerini söyleyip parayı işin sonunda ödeyeceklerini belirtmişlerdir. Katılan 28.000 TL değerinde kamera taktırdı ancak sanıklar parayı vermedi. Sanıklar, dolandırıcılık suçundan mahkum edildi ancak temyiz ettiler. Yapılan inceleme sonucunda, sanıkların hileli davranış sergilemedikleri ve mağdurun yanıltıldığına dair kanıt bulunmadığı anlaşıldı. Bu nedenle, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığına karar verildi ve sanıklar beraat etti. Kararda, TCK'nın 157/1, 62, 50/1-a, 52/2-4 maddelerine atıfta bulunuldu. Bu maddeler dolandırıcılık suçunun tanımını ve unsurlarını açıklayarak, failin hileli davranışlar sergileyip, başkasının zararına kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerektiğine dikkat çekmektedir.
15. Ceza Dairesi         2013/23913 E.  ,  2016/752 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 62, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri gereğince mahkumiyet


    Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Sanıkların, katılanın işyerine gelerek çiftliklerine kamera taktırmak istediklerini, parayı işin sonunda vereceklerini söyledikleri, katılanın da 28.000 TL değerinde kamerayı taktığı, sanıkların parayı işin bitiminde vereceklerini söylemelerine rağmen vermedikleri ve katılanı oyaladıkları, bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,
    Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Bu hukuksal olgular ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanıkların, katılandan bir mal satın alıp parasını ödemedikleri eylemde, katılana karşı dolandırıcılık suçunun unsuru olan malın teslimini sağlayan herhangi bir hile kullanılmadığı, sanıkların sahte bir belge düzenlemedikleri gibi, kendi isimleri hakkında yanlış bir beyanda da bulunmadıkları, katılanın, 28.000 TL değerinde iş yaptığını belirtmesine rağmen, sanıkların, 3.000 TL değerinde iş yapıldığını söyledikleri, buna göre, taraflar arasındaki alışveriş ilişkisinin, hukuki bir ihtilaf niteliğinde bulunduğu, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, sanıkların aynı mahiyette eylemlerinin bulunması hususunun, tek başına suçun oluşması için bir gerekçe olarak kabul edilemeyeceği dikkate alınarak sanıkların 5271 sayılı CMK"nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin, BOZULMASINA, 25/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.