Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/19929
Karar No: 2016/1937
Karar Tarihi: 16.02.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/19929 Esas 2016/1937 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı tarafın aracının çalınması ve hasarlı olarak bulunmasından sonra, aracın sigorta şirketi anlaşmalı servisi olan davacı şirket tarafından tamir edildi. Sigorta şirketi, davalının kusurunun bulunduğunu ileri sürerek tamir bedelini ödemedi. Bunun üzerine davacı, aracın maliki olan davalı aleyhine 7.977,33 TL alacak ve inkar tazminatı talebiyle icra takibi başlattı. Davalı, takibe itiraz etti ve dava açıldı. Mahkeme, davacının lehine karar verdi ancak karar davalı tarafından temyiz edildi. Yargıtay ise, mahkemenin eksik inceleme yaparak karar verdiği gerekçesiyle kararı bozdu ve dosyanın incelenerek sonuçlandırılmasını istedi.
Kararda, Borçlar Kanunu'nun eser sözleşmeleri hükümleri ve sözleşmelerde bedelin belirlenmediği durumlarda bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği vurgulanmaktadır. Ayrıca, muaccel borcun borçlusu olmak için ihtar veya talep gibi belli şartların gerçekleşmesi gerektiği, bu şartların sağlanmadığı durumlarda temerrüt faizi istenemeyeceği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 355, 366, 101/1 maddeleri ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266 ve 275 maddeleri.
3. Hukuk Dairesi         2015/19929 E.  ,  2016/1937 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacı şirketin, davalının araç sigorta şirketinin anlaşmalı servisi olduğunu, davalıya ait aracın çalındığını, bulunduğu zaman da hasarlı olduğunu, sigorta şirketinin, davalının olayda kusurunun bulunması nedeni ile, araç tamir bedelini ödemediğini, bu bedelin tahsili amacı ile araç maliki olan davalı aleyhine 7824 TL asıl alacak ve 150,33 TL faiz olmak üzere toplam 7977,33 TL üzerinden icra takibi yaptıklarını, davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek itirazın iptali ile inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, sigorta şirketinin tamir bedelini ödeyeceği inancı ile, aracı davacıya teslim ettiğini, sigorta şirketinden kesin onay almadan tamiri yapan davacının kusurlu olduğunu, bu nedenle de tamir bedelini davalıdan isteyemeyeceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne, itirazın iptaline ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal fazi uygulanmak suretiyle takibin devamına, asıl alacağın %20 si olan 1.584,95 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, verilen hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ancak;
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanunu"nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmıştır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
    Eser sözleşmelerinde bedelin kararlaştırılmadığı veya tarafların bedelde uyuşamadığı durumda BK’nın 366. maddesi uyarınca bilirkişice saptanması gerekir.
    6100 sayılı HMK md. 266 uyarıncı Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümü mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez. (HUMK m.275).
    Ancak, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren uyuşmazlıkta mahkemenin, bilirkişinin oy ve görüşünü alması gerekir.
    Mahkemece tamir bedelinin tespitine yönelik yapılmış bilirkişi incelemesi yapılmadan, karar verilmiştir.
    Hal böyle olunca mahkemece, alanında uzman bilirkişi tarafından, davacı tarafından düzenlenmiş olan fatura münderecatı ile araç üzerinde yapılan işlemlerin kadri maruf olup olmadığı incelenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule göre ise, davacı, davalı aleyhine 7824 TL asıl alacak ve 150,33 TL faiz olmak üzere, toplam 7.977,33 TL üzerinden icra takibinde bulunmuş, mahkemece de davanın kabulüne karar verilmiştir.
    BK 101/1.maddesinde “Muaccel bir borcun borçlusu, ancak alacaklının ihtariyle mütemerrit olur” hükmü yer almaktadır. Temerrüt ise, ya bir ihtar veya talep veya dava açılması vs. suretlerde gerçekleşir. Temerrüt gerçekleştiği tarihten itibaren de temerrüt faizine hükmolunur.
    Oluş ve kabule göre de; icra takibi öncesinde davalının davacı tarafından temerrüde düşürülmediği, bu itibarla faize icra takip tarihinden itibaren hükmolunması gerekirken, takip tarihine kadar talep edilen 150,33 TL faizden de davalının sorumlu tutulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi