10. Hukuk Dairesi 2014/12366 E. , 2015/2951 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, malullük aylığı tahsisi istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa"nın 25. ve 26. maddesidir. Anılan madde; 4/a ve 4/b’li sigortalılar için “...çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını kaybettiği...” Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu Kurumun Sağlık Kurulunca tespit edilenlerin malul sayılacağı belirtilmiştir.
Anılan Kanun’un 26’ncı maddesinde ise; “Sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının;
a)25 inci maddeye göre malûl sayılması,
b) En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
c) Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması, halinde malûllük aylığı bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dâhil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.” hükmü getirilerek, “malullük aylığı” bağlanma şartları düzenlenmiştir.
Bu düzenleme çerçevesinde, sigortalı sayılanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları veya hak sahibi çocuklarının çalışma gücü veya meslekte kazanma gücü kayıp oranlarının tespitine ilişkin, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği 01.10.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 11.10.2008 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak; Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği 01.09.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 03.08.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Eldeki davada, davacının 23.03.2010 tarihinde malûllük sigortası hükümlerine göre aylık tahsis istemine ilişkin başvurusunun 06.05.2010 tarihinde çalıma gücünü % 60 oranında kaybetmediğinden bahisle, Kurum ünitesince reddinden sonra davacının itirazı üzerine Yüksek Sağlık Kurulu"nun 30/07/2010 tarihli raporu ile, 2008 tarihli yönetmelik hükümleri dikkate alınmak suretiyle ve aynı gerekçelerle itirazın reddedildiği anlaşılmıştır.
Davacı, çalışma gücü kaybı oranının belirlenmesi ve buna göre maluliyet aylığı bağlanması isteminde bulunmuş olup, Mahkemece yargılama sırasında alınan Adli Tıp ..... İhtisas Kurulunun 31.12.2013 tarihli raporunda davacının Sosyal Sigprtalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde çalışma gücünün 2/3"ünü kaybettiği ve maluliyet başlangıcının da 27.04.2012 olduğu belirtildiğinden, yazılı şekilde karar verilmiş ise de; verilen kararın infaza elverişli olmadığı gibi tahsis şartları bakımından da herhangi bir irdeleme yapılmadığı, ayrıca eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere,5510 Sayılı Yasanın 95"inci maddesi gereğince meslekte kazanma gücü kaybı ve bedeni çalışma gücü kaybının tespiti bakımından prosedür işletilmeli, Kurum sağlık tesislerince düzenlenen raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınmalı, söz konusu kurul raporlarının Kurumu bağlayacağı, ancak, diğer ilgilileri bağlamayacağı dikkate alınarak, itiraz halinde Adli Tıp Kurumundan rapor alınmalı; Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile Adlî Tıp Kurumu raporu arasında çelişki oluşursa, üst düzeydeki bu kuruluşlar arasındaki görüş farklılığı Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu veya Üniversitelerin Tıp Fakültelerinin konuya ilişkin Anabilim Dalı uzmanlarından oluşturulacak kurullardan temin edilecek raporla giderilmeli ve böylece dava konusu uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekir.
Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; Yüksek Sağlık Kurulu raporuyla, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu raporları arasında çelişki oluştuğundan, mevcut çelişkinin giderilmesi için, tüm tedavi evrakları da eklenerek Adli Tıp Genel Kurulundan çelişkiyi gideren ve maluliyet başlangıcını da belirtecek şekilde rapor alınmalı, davacıdaki mevcut hastalık ve arazların, malûl sayılacak derecede olup olmadığının, malul ise, 5510 sayılı Yasanın 27.maddesi hükmü de dikkate alınarak, maluliyet ve maluliyet aylığı başlangıç tarihi de usulünce belirlenmeli; bu kapsamda 5510 sayılı Kanun"un 25 ve 26. maddelerinde öngörülen maluliyet aylığı bağlama koşullarının oluşup oluşmadığı irdelenmeli ve şayet maluliyet başlangıcının, tahsis talep tarihinden önceki bir tarih olduğu belirlenirse, tahsis talebini takip eden aybaşı, sonraki bir tarih olduğu belirlenirse de, bu tarihi takip eden aybaşı itibariyle ve infaza elverişli şekilde aylık bağlanmasına karar verilmelidir. Yapılacak değerlendirmede, maluliyet başlangıç tarihi belirlendikten sonra, adı geçen tüzük ve yönetmelik hükümlerinde sigortalı lehine getirilen düzenlemeler var ise kuşkusuz bunların da dikkate alınması gerekecektir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.