Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/23655 Esas 2016/739 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/23655
Karar No: 2016/739
Karar Tarihi: 25.01.2016

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/23655 Esas 2016/739 Karar Sayılı İlamı

Özet:

15. Ceza Dairesi'nde görülen bir hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçuna ilişkin davada, sanığın işlettiği şirketin yaptığı inşaat işinde dolandırıcılık yaparak haksız menfaat temin ettiği iddia edilmektedir. Sanığın, daha sonra daire satışları sırasında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu işlediği iddiasıyla yargılandığı belirtilmektedir. Ancak, eylemin dolandırıcılık suçu mu, yoksa hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu mu olduğuna dair delillerin değerlendirmesi üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait olduğu gözetilerek, Asliye Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararı vermesi gerektiği halde kararın tamamlandığı belirtilmiştir. Bu nedenle, sanığın temyiz itirazı kabul edilmiş ve karar BOZULMUŞTUR.
Kanun maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 158/1-h maddesi: Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık suçu.
- 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 321. maddesi: Görevsizlik nedeniyle karar verme.
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi: Temyiz yoluyla kararın bozulması hakkı.
- 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu

15. Ceza Dairesi 2013/23655 E. , 2016/739 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın,................ sahibi ve ortağı olduğu, şirketin ...... köyü 292 ada 20 parsel üzerinde inşaat yaptığı, bu inşaatın .......numaralı dairelerinin katılana satılmasını kararlaştırdıkları ve ....... tarihinde sözleşme imzalandığı, sözleşmeye göre satış bedeli olan 669.743...."nin satıcı sanık hesabına aktarılacağı ve mülkiyeti alıcıya geçeceğinin belirtildiği, alıcı müştekinin 15/11/2007 tarihinde 669.743 Doları sanığın hesabına gönderdiği, 06/05/2009 tarihinde katılan ve sanık arasında yeni bir sözleşme tanzim edilerek .... nolu bağımsız bölümün 310.000 TL"ye satılması hususunda vekalet verildiği, ancak sanığın 109 nolu daireyi 07/12/2009 tarihinde ......."na ve .... nolu daireyi de, 05/12/2008 tarihinde sahibi ve ortağı olduğu ....... satışını yaparak ve satıştan elde ettiği parayı katılana vermeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Sanığın işlettiği işyeri ve yaptığı ticari faaliyet kapsamında hileli hareketler sergileyerek haksız menfaat temin ettiği iddia edilmekle, eylemin 5237 sayılı TCK"nın 158/1-h maddesinde düzenlenen “Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık” suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi"ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321.maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 25/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.