Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/10362
Karar No: 2013/17882
Karar Tarihi: 12.12.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/10362 Esas 2013/17882 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/10362 E.  ,  2013/17882 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SİNOP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 07/06/2012
    NUMARASI : 2012/113-2012/457

    Yanlar arasında görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tazminat isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, muvazaa iddiasının sabit olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; miras bırakan R. K."ın 51 parsel sayılı taşınmazdaki payını 05.09.1997 tarihinde davalı oğluna satış suretiyle devrettiği, bu parsel ile murise ait 50 nolu parsel ve dava dışı Y. K.ile R. K."a ait 52 nolu parselin 07.05.2007 tarihinde tevhit edilmesi neticesinde oluşan 1176 parsel sayılı taşınmazın da 10.05.2007 tarihinde ifraz edilerek birden çok parsele gittiği, ifrazla oluşan bu parsellerden çekişmeye konu 1181 parsel sayılı taşınmaz ile 175 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ½ payının ifraza istinaden davalı adına tescil edildiği, davalının 175 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki payını 11.05.2007 tarihinde, 1181 parsel sayılı taşınmazını ise 07.04.2010 tarihinde dava dışı kişilere satış suretiyle devrettiği, murisin 10.10.2010 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak  davada taraf olarak yeralan oğulları ile dava dışı kızı H. D.ile kendisinden önce ölen oğlundan olma torunları C. ile Ç."ın kaldıkları anlaşılmaktadır.
    Davacı, anılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, taşınmazların dava dışı kişilere satılması sebebi ile tapu iptal ve tescilin mümkün olmadığını ileri sürerek, taşınmazların bedelinden miras payına isabet edecek miktara göre fazlaya ilişkin hakkı saklı kalarak şimdilik 10.000.TL"nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (nitelikli-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanununun 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 237 (818 s. Borçlar Kanunun 213) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. 

    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki kişisel ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.
    Bu durumda, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı böylece yukarıda değinilen anlamda bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır.  
    Somut olaya gelince; eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıtlardan, davalının, miras bırakanın 173 ada 5 parsel sayılı taşınmazını kızı H.."ya muvazaalı olarak satış suretiyle devrettiği iddiasıyla  kardeşi H..aleyhine  miras payı oranında tapu iptal ve tescil istekli dava açtığı ve  Sinop 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/172 Esasında kayıtlı olan davanın halen derdest olduğu, yine davalının miras bırakanın 1177 parsel sayılı taşınmazını oğlu Ü."e, Ü."in de bacanağı olan davalı Z.. T."a satış suretiyle devrettikleri, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek pay oranında açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının da yine aynı mahkemenin 2013/351 Esas sırasında kayıtlı olduğu ve bu davanın da derdest olduğu  görülmektedir.
    Hemen belirtmek gerekir ki, muris muvazaası istekli davalarda miras bırakanın gerçek irade ve amacının tespiti bakımından tüm mirasçılarına devrettiği taşınmazlar yönünden muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı açılan davaların birlikte değerlendirilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca; fiili ve hukuki irtibat sebebi ile eldeki dava ile anılan dava dosyalarının birleştirilerek görülmesi, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda toplanan ve toplanacak tüm deliller bir arada değerlendirilerek  hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek  yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması  doğru değildir.
    Davacı vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi