Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/13577 Esas 2013/17878 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/13577
Karar No: 2013/17878
Karar Tarihi: 12.12.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/13577 Esas 2013/17878 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, tapu kaydının düzeltilmesiyle ilgili dava açmıştır. Mahkeme, davacının iddialarının kabul edilebilir olduğunu ve tapu kaydının düzeltilmesine karar vermiştir. Ancak, eksik inceleme yapıldığı ve kayıt malikiyle ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğunun tam olarak saptanmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz itirazları kabul edilmiştir. Bu nedenle, hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi, Tapu Kanunu'nun 29. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2013/13577 E.  ,  2013/17878 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : OSMANİYE  SULH HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 14/05/2013
    NUMARASI : 2012/1319-2013/858

    Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    Dava, tapu kayıt maliki ile miras bırakanının aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir. 
    Mahkemece, davacının iddialarının sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. 
    Dava H. T. olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Bilindiği üzere,  Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek veya aynı kişi olduğunun tespitine karar verilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:
    1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
    2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
    3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
       
    4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
    5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
    Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
    Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
    Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; talebe konu taşınmazlardan 88 ada 107 parsel sayılı taşınmazın kargir dükkan vasıflı olduğu ve dükkan olarak kullanıldığı halde, anılan taşınmazın vergilerini kimin, hangi tarihten beri ödediğinin ilgili vergi dairesinden sorulmadığı, doğum tarihi belirtilmeden tapu sicil kayıtlarında yazıldığı şekilde "" M.oğlu H. T. "" adındaki tüm şahısların nüfus müdürlüğünden kayıtlarının istenmediği, özellikle 136 ada 2 parselin kadastro tutanağında yazıldığı şekilde 1945 doğumlu M.oğlu H. T.adında  herhangi bir kaydın bulunup bulunmadığının denetlenmediği,  yine aynı parselin kadastro tespit tutanağında H. T."ın  kanuni ikametgahı  ""Ç. "" yazdığı halde, bu yerin neresi olduğunun araştırılıp bu yerde zabıta araştırması yaptırılmadığı görülmektedir. 
    Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler ve olgular doğrultusunda  araştırma ve inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalı vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

    .

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.