22. Hukuk Dairesi 2016/21243 E. , 2016/21088 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, fark kıdem tazminatı, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin bakiye kıdem tazminatı, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 241. maddesinde, “Mahkeme, gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edindiği takdirde, geri kalanların dinlenilmemesine karar verebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, mahkemece, davacı tarafça gösterilen tanıklardan sadece bir kısmı dinlenilmiştir. Dinlenilmeyen davacı tanıkları hakkında ise, 6100 sayılı Kanun’un 241. maddesi uyarınca herhangi bir ara karar tesis edilmemiştir. Diğer taraftan, davacının çalışma düzeni, özellikle kampanya, ürün değişimi ve stand değişimi dönemleri bakımından, dinlenen davacı tanıklarının beyanları, uyuşmazlığı aydınlatmaya yeterli değildir. Anılan sebeple, dinlenilmeyen davacı tanıkları da dahil olmak üzere, tanıkların beyanlarına başvurularak, çalışma düzeni aydınlatılmalı ve fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yeniden değerlendirilmelidir.
Ayrıca, 04.10.2013 tarihli bilirkişi raporunda, “puantaj ve bordrolara göre çalışılan bayram ve genel tatil ücretleri zamlı olarak tahakkuk ettirilip ödenmiştir.” gerekçesiyle, ulusal bayram ve genel tatil ücreti talebinin reddi gerektiği mütalaa edilmiştir. Ne var ki, dosya kapsamında, itibar edilebilir bir puantaj kaydı bulunmamaktadır. Keza, bilirkişi raporunda da, puantaj kaydının değerlendirilmesine ilişkin açıklayıcı bir ifade yoktur. Dairemizce, dava dosyası, varsa puantaj kaydının dosyaya eklenmesi için daha önce geri çevrilmiş ise de, geri çevirme sonrasında dosyaya sadece üç sayfadan ibaret, çizelge mahiyetinde olan imzasız belgeler eklenmiştir. Bu belgelere ise, itibar edilmesi mümkün değildir. 02.04.2014 tarihli bilirkişi raporunda da, fazla çalışma süresi haricindeki hususlar bakımından, 04.10.2013 tarihli rapora aynen iştirak edildiği açıklanmış ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bakımından ayrıca bir değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemece, bu yönlerin nazara alınmadan, yazılı şekilde dayanaksız mütalaaya itibar edilerek sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Bu halde, bordrolarda tahakkuk bulunmayan aylar bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü çalışması olup olmadığı hususunda, tanık beyanları değerlendirilerek sonuca gidilmelidir.
Kabule göre de, davacıya, temel ücretin yanı sıra değişen tutarlarda satış primi ödemelerinin yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacıya yapılan prim ödemeleri, fazla çalışma ücreti alacağından mahsup edilmiştir. Ne var ki, prim ve fazla çalışma birbirinden farklı kavramlardır. Fazla çalışma yapılsın veya yapılmasın, işyeri uygulaması gereği şartlar oluştuğunda prim ödemesine hak kazanıldığı nazara alındığında, prim ödemesinin, fazla çalışma ücreti yerine geçtiğinin kabul edilerek, fazla çalışma ücreti alacağından mahsup edilmesi isabetli değildir.
Fazla çalışma ücreti alacağının tanık beyanlarına dayanılarak hesaplanmasına göre, takdir edilecek uygun bir oranda indirim yapılması gerekliliğinin nazara alınmaması, kabule göre bir diğer hatalı yöndür.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.