8. Hukuk Dairesi 2010/5223 E. , 2011/4023 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Alacak
... ile ... aralarındaki alacak davasının kabulüne dair ... Aile Mahkemesinden verilen 19.7.2010 gün ve 936/86 sayılı hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davacı vekili taraflarından süresinde istenilmiş ise de; duruşma talebinin değer yönünden reddine karar verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile davacının evli olduklarını, bu evlilikten üç çocuklarının olduğunu, daha sonra boşandıklarını, boşanma kararının kesinleştiğini, evlilik sırasında alınan 413 ada 36 sayılı parselde bulunan 5 nolu bağımsız bölümün davalı adına tapuda kayıtlı bulunduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla şimdilik 10.000 TL katkı payı alacağının vekil edenine verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, yıllarca hastanelerde çamaşır pazarlaması yaptığını ve kendi çalışmasından elde ettiği kazançları ile ... isimli kooperatife üye olduğunu, cüzi taksitlerle üyelik aidatlarını ödediğini, 2000 yılında da ...’da bulunan taşınmazı satmak suretiyle dava konusu edilen 413 ada 36 sayılı parselde bulunan bağımsız bölümü satın aldığını, ayrıca bankalarda dört ayrı hesapta bulunan birikimlerini de ev için harcadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 10.000 TL alacağın davalı ...’tan (...) alınarak davacı ...’e verilmesine karar verilmesi üzerine, hüküm davalı ve davacı vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. (Davalı vekili işin duruşmalı yapılmasını istemiş, ancak değer düşüklüğünden duruşma isteğinin reddine karar verilmiştir)
Dava, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmaza yapılan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir.
Taraflar 12.12.1981 tarihinde evlenmişler, 4.12.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması ve 21.2.2008 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Bu durum karşısında tarafların evlendiği 12.12.1981 tarihinde 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinde kadar eşler arasında mal ayrılığı rejimi, bu tarihten boşanma davasının açıldığı 4.12.2006 tarihine kadar ise eşler arasında yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK. m.202) TMK. nun 225. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı 4.12.2006 tarihinde eşler arasında var olan mal ayrılığı rejimi sona ermiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, uyuşmazlık konusu 413 ada 6 sayılı parselde bulunan 5 nolu bağımsız bölüm 22.5.2000 tarihinde satın alma yoluyla davalı adına tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Davacı, davalının çalışmadığını, ev hanımı olduğunu, herhangi bir gelirinin bulunmadığını, kendisinin ise Devlet Demir Yollarında Baş Revizör olarak çalıştığını, maaşından yaptığı tasarruflarıyla evin alındığını belirterek katkı payı alacağı isteğinde bulunmuştur. Temyiz dilekçesinde ise hüküm altına alınan katkı payı alacağının düşük olduğunu, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu ve faiz isteğinde bulunduğu halde bu istekler konusunda mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğini belirterek bozma isteğinde bulunmuştur. Davalı vekili ise temyiz dilekçesinde, davacının alınan eve bir katkısının bulunmadığını, iddiasını kanıtlayan bir delil de sunmadığını, hükme dayanak olarak alınan raporların ise çelişkili bulunduğunu, somut verilerle değil subjektif verilere dayalı olarak düzenlenmiş raporlar olduğunu belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.
Temyiz dilekçeleriyle dosya içindeki tüm bilgi ve belgeler ile dava dilekçesi üzerinde yapılan incelemede, davacı dava dilekçesinde; boşanma davası dilekçesiyle birlikte katkı payı alacağı isteğinde bulunduğu, daha sonradan katkı payı alacağına ilişkin isteğin boşanma dosyasından ayrılmasına karar verildiği, ayrılmadan sonra dava harcının yatırıldığı (13.12.2006 tarihinde) fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 10.000 TL"nin istendiği anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde faiz isteği konusunda herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir. Ancak, davacı 10.6.2010 havale tarihli dilekçesiyle yasal faiz uygulanması isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, bu iki istek konusunda herhangi bir karar verilmemiştir.
Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında davacının saklı tuttuğu fazlaya ilişkin haklarıyla faiz isteği konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu konuda herhangi bir karar verilmemiş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile fazlaya ilişkin haklar ve faiz isteği konusunda bir karar verilmek üzere yerel mahkeme hükmünün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekili ile davalı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve aşağıda yazılı 149,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 11.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.