Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/4814
Karar No: 2016/16812
Karar Tarihi: 31.10.2016

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/4814 Esas 2016/16812 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2016/4814 E.  ,  2016/16812 K.

    "İçtihat Metni"

    KARAR
    Kasten yaralama ve hakaret suçlarından sanık ...’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-a, 125/1 ve 62/1 (iki kez) maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 2 ay 15 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, cezalarının aynı Kanun"un 50/1-f maddesi gereğince temizlik sektöründe kamuya yararlı bir işte çalışma seçenek yaptırımına çevrilmesine dair Torbalı 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/06/2014 tarihli ve 2014/324 esas, 2014/500 sayılı kararını müteakip, sanığın yapılan tebligata rağmen süresinde İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat etmediği cihetle seçenek tedbire uymadığı gerekçesiyle 5237 sayılı Kanun’un 86/2, 86/3-a, 125/1, 62/1 (iki defa), 50/1-a (iki defa) ve 52/2 (iki defa) maddeleri gereğince 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ve 1.500,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Torbalı 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2015 tarihli ve 2015/152 esas, 2015/394 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 20/01/2016 gün ve 2016/7316 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
    İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre;
    Torbalı 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/06/2014 tarihli ve 2014/324 esas, 2014/500 sayılı kararının incelenmesinde;
    1- Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin sanığın rızası olup olmadığı sorulmaksızın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 50/1-f maddesi gereğince kamuya yararlı bir işte çalışma seçenek yaptırımına çevrilmesinde,
    2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun “Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar” başlıklı 50/1-f maddesinde “Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama süresinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlemesindeki özelliklere göre; Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya, çevrilebilir.” hükmünün yer aldığı, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 105/1. maddesinde ise “Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan kısa süreli hapis cezasının yaptırım seçeneklerinden kamuya yararlı bir işte çalıştırma; hükümlünün, ücretsiz olarak bir kamu kurumunun veya kamu yararına hizmet veren bir özel kuruluşun belirli hizmetlerinde çalıştırılmasıdır.” hükmüne yer verilerek, 2. fıkrasında da “Denetimli serbestlik ve yardım merkezleri, bölgelerinde bulunan bu tür kurumlardan hükümlüleri ne suretle çalıştırabileceklerine dair bilgi alırlar ve hizmetler listesini oluştururlar. Bu listeler mahkemelere verilir. Mahkeme, bu listelerden uygun gördüğü hizmeti ve süresini hükümlüye önerir ve bunu reddetme hakkına sahip olduğunu hatırlatır.” şeklinde düzenlemeye yer verilerek seçenek yaptırım olarak kamu yararına bir işte çalıştırılmanın şartlarının belirlenmiş olması karşısında, Cumhuriyet savcısının infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde, kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın yazılı biçimde seçenek yaptırıma çevrilmesinde,
    Torbalı 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2015 tarihli ve 2015/152 esas, 2015/394 sayılı kararının incelenmesinde;
    5237 sayılı Kanun’un 50/6. maddesindeki "Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi hâlinde, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhâl infaz edilir. Bu durumda, beşinci fıkra hükmü uygulanmaz." şeklindeki hüküm nazara alındığında, seçenek tedbiri yerine getirmeyen sanık hakkında hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi nedeniyle maddede öngörülen diğer seçenek tedbirlerden birine çevrilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme;
    A- “1” ve “2” numaralı bozma istemleri açısından;
    Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar, suç ve ceza politikası gereğince kanun koyucunun benimsediği bir cezalandırma ve infaz yöntemidir. Amacı; kişiye, işlediği suçun niteliği, cezasının azlığı ya da yaşı nedeniyle bir kısım özel imkânlar sunarak, ıslahı ve topluma kazandırılması açısından bir yandan sanığı, diğer yandan da mağduru ve toplumu korumaktır.
    Kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre cezanın kişiselleştirilmesidir. Hâkim, kısa süreli hapis cezasının, hapis cezası olarak infaz edilmesi yerine, cezayı kişiselleştirerek daha etkili, caydırıcı ve ıslah edici olduğu kanaati ile cezayı seçenek yaptırıma çevirmektedir.
    5237 sayılı Yasanın 50. maddesinin 1. fıkrasında kısa süreli hapis cezası yerine uygulanabilecek seçenek yaptırımlar altı bent halinde düzenlenmiştir.
    (f) bendindeki düzenleme; “Mahkum olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırmaya” çevrilebilir, şeklindedir.
    “Kamuya yararlı işte çalıştırma” tedbirinin ne şekilde infaz edileceği; 5275 sayılı Kanun"un 105. maddesinde; “(1) Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan kısa süreli hapis cezasının yaptırım seçeneklerinden kamuya yararlı bir işte çalıştırma; hükümlünün, ücretsiz olarak bir kamu kurumunun veya kamu yararına hizmet veren bir özel kuruluşun belirli hizmetlerinde çalıştırılmasıdır.
    (2) Denetimli serbestlik ve yardım merkezleri, bölgelerinde bulunan bu tür kurumlardan hükümlüleri ne suretle çalıştırabileceklerine dair bilgi alırlar ve hizmetler listesini oluştururlar. Bu listeler mahkemelere verilir. Mahkeme, bu listelerden uygun gördüğü hizmeti ve süresini hükümlüye önerir ve bunu reddetme hakkına sahip olduğunu hatırlatır.….” biçiminde düzenlenmiştir.
    Aynı Kanun"un 109. maddesinde ise; 5237 sayılı Kanun"un 50. maddesine göre hükmedilen seçenekli yaptırımların infazında uygulanacak rejimin tüzükte gösterileceği yazılıdır.
    Anılan tüzük 06.04.2006 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. Tüzüğün 51. maddesinin 6. fıkrası da İnfaz Kanunu"nun 105. maddesi ile aynı doğrultudadır.
    İnceleme konusu somut olayda; sanığa yaralama suçundan hükmolunan 5 ay hapis cezası, mahkemece 2 ay 15 gün süreyle, hakaret suçundan hükmolunan 2 ay 15 gün hapis cezası ise 1 ay 7 gün süreyle temizlik işkolunda çalıştırılma tedbirine çevrilmiştir. Ancak yargılama sürecinde kısa süreli hapis cezası yerine kamuya yararlı bir işte çalıştırılma seçenek yaptırımının uygulanmasına rıza gösterip göstermediğinin sanıktan sorulmadığı görülmektedir.
    Kamuya yararlı iş kollarının tespiti ve ihtiyaç bulunan alanlara hükümlülerin orantılı bir şekilde dağıtılması, bölge, işkolları ve hükümlü sayısı gibi faktörlere göre detaylı bir planlamayı gerektirdiğinden, bu hususun Denetimli Serbestlik ve Yardım merkezleri Müdürlüklerinin organizasyonu ve infaz hakimliklerinin denetiminde belirlenmesi gerekmektedir.
    Bu itibarla, TCK’nın 50/1-f. maddesindeki düzenlemeye aykırı olarak kamuya yararlı bir işte çalışma seçenek yaptırımına karar verilirken, sanıktan gönüllü olup olmadığının sorulmaması ve İnfaz Kanunu’nun 105/2. maddesindeki düzenlemeye aykırı olarak infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde çalıştırılacak iş kolunun gösterilmesi hukuka aykırıdır.
    B- “3” numaralı bozma istemi açısından;
    TCK"nın 50/6. maddesi : “Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi hâlinde, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhâl infaz edilir”,
    TCK"nın 50/7.maddesi: “Hükmedilen seçenek tedbirin hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememesi durumunda, hükmü veren mahkemece tedbir değiştirilir.”,
    Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu"nun 5. maddesi: “(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır.
    (2) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.42.md) Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara veya hazırlanan denetim planına uyarıya rağmen uyulmaması, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali sayılır.”,
    Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği"nin “Tebligat” başlıklı 40. maddesi: “(1) Denetimli serbestlik kararlarının kaydedilmesinden itibaren şüpheli, sanık veya hükümlülere üç iş günü içerisinde yapılacak yazılı veya elektronik tebligatta, tebliğden itibaren on gün içerisinde müdürlüğe başvurulması gerektiği belirtilir.
    (4) Usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen yükümlü on gün içerisinde müdürlüğe müracaat etmezse komisyonun onayından sonra kayıt kapatılarak infaz dosyası Cumhuriyet başsavcılığına geri gönderilir.”,
    Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Yönetmeliği"nin 48. maddesi “(1) Hakkında kamuya yararlı bir işte çalıştırma kararı verilen hükümlüye on gün içinde şube müdürlüğü veya büroya başvurması hususunda bildirim yapılır.
    (2) Hükümlünün; haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen mazereti olmaksızın şube müdürlüğü veya büroya; 5237 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi gereğince on gün içinde başvurmaması ve otuz gün içinde seçenek yaptırımın infazına başlanmaması, 5275 sayılı Kanunun 105 inci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince on gün içinde başvurmaması hâlinde, şube müdürlüğü veya büroca ilgili defterdeki kayıt kapatılarak durum Cumhuriyet başsavcılığı aracılığıyla mahkemeye bildirilir.”;
    Ceza ve İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğü"n 51/6 maddesinin f fıkrası ise: “Kesinleşen kamuya yararlı bir işte çalışma yaptırımını içeren ilâm Cumhuriyet başsavcılığına verilir. Cumhuriyet başsavcılığınca ilâm, denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü ya da bürosuna gönderilir. Bu birim tarafından, yapılacak tebligatta on gün içinde hükümlünün kararın infazı için başvurması istenir. Hükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen mazereti olmaksızın on gün içinde gelmemesi ve otuz gün içinde seçenek yaptırımın infazına başlanmaması hâlinde durum Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile mahkemeye bildirilir.” hükümlerini düzenlemiştir.
    İncelenen somut olayda, sanığın seçenek tedbirin infazı için gönderilen tebligatın , Tebligat Kanunu"nun 21.maddesine göre tebliğ edildiği, sanığın alınan ifadesinde , Ödemiş ilçesine çalışmak için gittiği ve bu nedenle tebligattan haberi olmadığı, TCK"nın 50/7.maddesi uyarınca sanığın yükümlülüğünü elinde olmayan nedenlerden dolayı yerine getirilemediğine dair bir durum tespit edilemediği, bu suretle, TCK"nın 50/6.maddesine aykırı olarak, sanığın seçenek tedbiri yerine getirmemesine rağmen, hakkında hükmolunan seçenek tedbirin maddede öngörülen diğer bir seçenek tedbir olan adli para cezasına çevrilmesi hukuka aykırıdır.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
    1- Torbalı 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/06/2014 tarihli ve 2014/324 esas, 2014/500 sayılı kararının, “1” ve “2” numaralı istemler açısından, Torbalı 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2015 tarihli ve 2015/152 esas, 2015/394 sayılı kararının, “3” numaralı istem açısından, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
    2- Aynı maddenin 4. fıkra (a) ve (b) bentleri uyarınca sonraki işlemlerin merciince yerine getirilmesine, 31.10.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi