3. Ceza Dairesi Esas No: 2019/1483 Karar No: 2019/3722 Karar Tarihi: 25.02.2019
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/1483 Esas 2019/3722 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Anadolu 48. Asliye Ceza Mahkemesi, sanık hakkında kasten yaralama suçundan 1.800 TL para cezası verdi. Ancak Adalet Bakanlığı kanun yararına bozma istemiyle bu karara itiraz etti. Sanığın sorgusu yapılmadan karar verilmesinin savunma hakkının kısıtlanması anlamına geldiği ve bu nedenle kararın bozulması gerektiği belirtildi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi de bu görüşe katıldı ve kararın kanun yararına bozulmasına karar verdi. Kararda sanığın cezalandırılmasına sebep olan kanun maddeleri şunlar: Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-a, 29/1 ve 52/2. maddeleri.
3. Ceza Dairesi 2019/1483 E. , 2019/3722 K.
"İçtihat Metni"
Kasten yaralama suçundan sanık ...’un 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-a, 29/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.800,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul Anadolu 48. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.11.2018 tarihli ve 2018/138 Esas, 2018/574 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 23.01.2019 tarih ve 2018/16411 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.02.2019 tarih ve 2019/11029 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, sanığın duruşmada hazır bulunması ve sorgusunun yapılmış olması gerekliliği; “yargılamanın yüze karşı olması, savunma hakkının kısıtlanmaması ve cezanın bireyselleştirilmesi” ilkelerinin bir sonucu olup 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 193/2. maddesinde yer alan, “Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir.” ve 195/1. maddesinde yer alan, “Suç, yalnız veya birlikte adli para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hallerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, 21.04.2018 tarihli sanığa yapılan tebligatta yokluğunda duruşma yapılacağının bildirilmemiş olması karşısında, sanığın sorgusu yapılmadan hüküm kurulmasının olanaklı olmadığı gözetilmeden, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı. Gereği görüşülüp düşünüldü: Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; İstanbul Anadolu 48. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.11.2018 tarihli ve 2018/138 Esas, 2018/574 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309/4. maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.02.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.