20. Hukuk Dairesi 2012/15258 E. , 2013/2545 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında, .... Beldesi, 3173 parsel sayılı 34,86 m² yüzölçümündeki taşınmaz 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve davalı gerçek kişi lehine kullanım şerhi verilerek, Hazine adına tarla niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Davacı gerçek kişi vekili, dava konusu taşınmazın müvekkilinin kullanımında olduğu iddiasıyla, tutanağın beyanlar hanesinde davalı gerçek kişi lehine verilen kullanım şerhinin iptali ve müvekkili lehine kullanım şerhi verilmesi istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu Göcek Beldesi, 3173 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile taşınmazın beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhi kaldırılarak orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili tarafından esasa yönelik olarak, davalı Hazine vekili tarafından ise vekâlet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 28.05.1945 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 03.03.1978 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 16.12.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, mahkemece, davacı gerçek kişinin davasının reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; Hâkim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK. madde 26/l) ve iki taraftan birinin talebi olmaksızın re"sen bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz (HMK.md.24/l). Ayrıca, kural olarak hukukî yarar dava koşulu olduğu gibi hiç kimsenin kendi aleyhine hukuksal sonuç doğuracak biçimde dava açmasına olanak yoktur. Aksinin kabulü hayatın olağan akışına, hukukun temel kurallarına aykırıdır. Somut olayda, tutanağın beyanlar hanesine lehine kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açan davacı gerçek kişinin davası reddedildiğine ve Hazine veya Orman Yönetimi tarafından taşınmazın eylemli orman olduğu iddiasıyla veya kullanım şerhinin iptali istemiyle
açılan bir dava da olmadığına göre, taşınmazın tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, H.M.K"nun 24 ve 26. maddelerine aykırı bir şekilde taşınmazın kadastro tesbiti iptal edilerek, orman vasfıyla tapuya tesciline karar verilmesi isabetsizdir. Yine davacı gerçek kişinin davası reddedildiğine göre, vekille temsil edilen davalı Hazine yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hükmün kapsamı gerekçe gösterilerek Hazine lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi de doğru değildir. Ancak, belirtilen bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının, “B” bendi hükümden tamamen çıkartılarak, yerine “Dava konusu .... İlçesi, .... Beldesi, 3173 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbiti gibi tapuya kayıt ve tesciline” cümlesinin yazılması, yine hüküm fıkrasını “F” bendi hükümden tamamen çıkartılarak, yerine "Davada kendisini vekille temsil ettiren davalı Hazine yararına 3402 sayılı Kanunun 31/3. maddesi gereğince tayin ve takdir olunan 250,00.- TL vekâlet ücretinin davacı gerçek kişiden alınarak davalı Hazineye verilmesine" cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/03/2013 günü oy birliği ile karar verildi.