MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Dolandırıcılık


Dolandırıcılık suçundan, sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Her ne kadar gerekçeli kararda, mağdura zorla getirme kararı çıkartıldığından bahsedilmiş ise de bu kararın çıkarıldığı yönünde dosya içerisinde herhangi bir belge bulunmadığı görülmüş ancak mağdurun soruşturma aşamasında sanıktan şikayetçi olmadığı anlaşıldığından, davadan haberdar edilmemesinin ve yokluğunda verilen hükmün tebliğ edilmemesinin sonuca etkili olmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede:
Gerekçeli karar başlığında yanlış yazılan suç tarihinin, mahallinde 25.12.2011 olarak düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
5237 sayılı TCK.nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden koşulları oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın, semaver satıcılığı ve tamirciliği yapan mağduru cep telefonundan arayarak, iki adet semaver alacağını söylediği, ertesi gün tekrar arayarak, kardeşinin işyerine gelerek semaverlere bakıp gideceğini söylediği, aynı gün mağdurun işyerine gelen bir şahsın, semaverlere bakıp "abime haber edeyim" diyerek gittiği, kısa bir süre sonra mağduru yeniden arayarak, kardeşinin beğendiği iki adet semaverden birini ... Lokantası karşısında bulunan kahvehane önüne, diğerini ise otogarda bulunan kafeye bırakmasını istediği bunun üzerine mağdurun, suça konu semaverlerden birisini ..... Lokantası karşısında bulunan kahvehane önüne bıraktığı, diğer semaveri otogarda bulunan kafeye bırakmak istediğinde böyle bir sipariş olmadığı söylenince şüphelenerek, benzer işle iştigal eden arkadaşlarına durumu anlatıp suça konu semaverin kendilerine satılmak istenmesi durumunda kendisine haber vermelerini istediği,
26.12.2011 günü bir esnaf arkadaşının söz konusu semaverden bir tanesini satmak isteyen bir şahsın geldiğini söylemesi üzerine, sanığın yakalandığı anlaşıldığından, eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, herhangi bir gerekçeye dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 21.01.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.