1. Hukuk Dairesi 2013/16201 E. , 2013/17810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, 6 nolu daireye yönelik ecrimisil koşullarının oluşmadığı, ancak 9 nolu daireye ilişkin davalının ecrimisil ödemekle sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne kararı verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 6 ve 9 numaralı bağımsız bölümlerin mülkiyetinin muris ..."a ait iken intikalen yarı yarıya davacı ve davalı adına tescil edildiği, davalının taşınmazlardaki hissesini dava dışı kişilere sattığı ve halen davacının taşınmazlarda ½ pay sahibi olduğu, davacının her iki bağımsız bölümün kira bedellerinin davalı tarafından tahsil edildiğini ileri sürerek ecrimisil talebinde bulunduğu, davalının ise 6 numaralı daireyi kiraya vermediği, 9 numaralı dairenin kirasını davacıya gönderdiği, dairenin boş kaldığı dönemlerinde olduğunu belirtip zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olayda, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki; davalının davacıya kira gelirine mahsuben gönderdiğini iddia ettiği 5000-USD"nin davacının hesabına intikal edip etmediği, bu paranın davacı tarafından hesaptan çekilip çekilmediği, paranın ne amaçla gönderildiğine ilişkin bankada bir kaydın bulunup bulunmadığı hususlarında araştırma yapılmamış ve bu paraya ilşkin sunulan deliller nahkemece tartışılmamıştır.
Öte yandan, dava konusu dairelerin emlak vergileri, ortak giderleri, bakım ve tamir giderleri gibi giderlerin davalı tarafından yapıldığının ispatlandığı oranda bu giderlerin ecrimisil hesabında dikkate alınması amacıyla ek bilirkişi raporu aldırılmamış olması da doğru değildir.
Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeler uyarınca inceleme yapılması, taraf delillerinin eksiksiz toplanması, belirtilen hususlara göre gerekli araştırmanın yapılması ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.