13. Hukuk Dairesi 2016/29081 E. , 2019/11683 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, avukat olduğunu, dava dışı müvekkili adına davalı hakkında 1.176.805,56 TL’lik kambiyo takibi başlattığını, ödeme emrinin tebliğinden sonra 07.10.2013 tarihinde haksız olarak azledildiğini ve vekalet ücretinin ödenmediğini, Avukatlık Kanunu uyarınca davalı ile müvekkilinin anlaşmaları nedeni ile vakalet ücretinden müştereken sorumlu olduklarını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00 TL alacağının dava tarihinden itibaren işlecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, eldeki dava ile dava dışı müvekkili adına davalı aleyhine başlattığı icra takibinde tarafların sulh olduklarını ve müvekkilinin vekalet ücreti ödememek için kendisini azlattiğini ileri sürerek Avukatlık Kanunun 165. maddesi uyarınca ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece; davacının müvekkili ... ve davalı hakkında vekalet ücretinin tahsili amacı ile icra takibi başlattığı, davalı tarafından takibe itiraz edilmesi nedeniyle davalı hakkında takibin durmasına karar verildiği, borçlu ... hakkında takibin kesinleştiği ve hakkında taşınmaz haczi uygulandığı, bu taşınmazın satışa esas kıymet takdirinin yapıldığı ancak satış talebinden vazgeçildiği, başkaca icrai bir işlem yapılmadığı, davacının takibe itiraz eden davalı hakkında alacaktan dolayı dava açması ve açılan davada mükerrer tahsilata neden olunmaması gerektiğine ilişkin bir talep ve kaydın olmaması nedeniyle aynı hukuki ilişkiden kaynaklı alacağın mükerrer tahsilatına neden olunabileceğinden alacak davası açma koşullarının davacı lehine gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, davacı avukatın dava dışı müvekkili ... adına davalı aleyhine ... 4. İcra Müdürlüğünün 2013/8934 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, bilahare davacı avukatın 07.10.2013 tarihinde azledildiği ve yine aynı tarihli ibraname ile dava dışı ...’in alacağının tamamını aldığı belirtilerek davalıyı ibra ettiği anlaşılmaktadır. Avukatlık Kanunun 165. maddesi uyarınca sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesinden müteselsil borçludurlar.
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 20.03.2019 tarih ve 30720 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2017/6 E.-2018/9 K. sayılı ve 05.10.2018 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı ile Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesinde düzenlenen "ücret dolayısıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödemesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin dahil edilemeyeceğine karar verilmiştir. Ancak karşı yan vekalet ücretinden her iki taraf müteselsilen sorumludur.
Mütesilsil borçluluk halinde TBK’nun 163. maddesi uyarınca alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Öte yandan, süresinde itiraz ederek icra takibinin durmasını sağlayan borçlu hakkında alacaklı itirazın iptali davası açabileceği gibi alacak davası da açabilir. O halde Mahkemece, bu açıklamalar ışığında davalının ... 4. İcra Müdürlüğünün 2013/8934 sayılı takip dosyasının karşı yan vekalet ücretinden dava dışı ... ile müteselsilen sorumlu olduğu gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.