15. Hukuk Dairesi 2017/1532 E. , 2018/2978 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, hatalı tıbbi müdahaleden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karar, taraf vekillerince süresi içinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara,kararın dayandığı delilerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle; davacının maddi tazminatla ilgili davası, kısmi dava niteliğinde olup, tahkikat sona erinceye kadar, talebin ıslah yoluyla artırılmamış olmasına göre, davalıların tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; davacıların küçük kızları ...’in, çürüyen dişinin tedavisi için başvurdukları davalı şirkete ait hastanede görevli; diş hekimi ... tarafından 10.12.2010 tarihinde çürük süt dişinin çekimi esnasında, yanındaki kalıcı olan dişinin de çekildiği, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 28 Haziran 2013 tarih ve 5112 sayılı kararına ve uzman bilirkişi raporlarına göre, diş hekiminin bu işlem esnasında gerekli özeni ve dikkati göstermediği cihetle kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece maddi tazminat istemi talebe bağlı kalınarak kabul edilmekle birlikte, takdir edilen manevi tazminat miktarı yönünden karar davacılar vekilince temyize getirilmiştir.
6098 sayılı TBK 49. maddesinde; "Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren,bu zararı gidermekle yükümlüdür..." hükmü yer almaktadır. Aynı Yasa"nın 56. maddesinde de; "Hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak,zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir" düzenlemesi bulunmaktadır.
Açıklanan bu yasal düzenlemeler uyarınca; Hakimin hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır yine 22.06.1966 tarihli ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı"nda hakim manevi tazminat miktarında takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerektiği vurgulanmıştır.
Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde giderilmesini amaçladığından hakim, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.
Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir (Hukuk Genel Kurulu"nun 28.05.2003 gün 2003/21-368-355; 23.06.2004 gün 2004/13-291-370 sayılı kararları).
Somut olayın incelenmesinde; Davalı doktor ve şirketin ihmal ve kusurunun ağırlığı, hatalı tedavi nedeniyle davacının kalıcı cismani zarar görmüş olması yönünden, mahkemenin zararın varlığına ve kusura ilişkin kabulü yerinde olmakla birlikte, bu zararın niteliğine ve giderilmesi için ilaveten yapılacak tedavilerde de çekmek zorunda kalacağı acı ve ızdırabın boyutu, implant işlemi için geçecek süreçlerde eksik diş nedeniyle yaşayacağı olumsuz psikolojik etkiler birlikte değerlendirildiğinde; hükmedilen tazminat miktarı az olduğundan TMK"nın 4. maddesi dikkate alınarak uygun ölçüde bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle mahkemece hükmolunan manevi tazminat makul olmayıp daha uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalıların tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 204,89 TL temyiz ilâm harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.