16. Hukuk Dairesi 2013/13646 E. , 2014/433 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı Hazine vekili; ... köyü 1139 (167) nolu kök kadastro parselinin, davalı ... Belediyesinin ... nolu düzenleme bölgesinde yaptığı imar uygulaması kapsamında kaldığını ve daha sonra da davalı ... tarafından imar düzenlemesine tabi tutularak çok sayıda imar parselinin oluşturulduğunu; anılan imar uygulamalarından önce Hazine adına kayıtlı 1139 sayılı kök parselin, şuyulandırmalar sonucu park-orman alanında kaldığını; ancak, gerek ... Belediyesince yapılan ... nolu imar düzenlemesinin ve gerekse aynı bölgede ... Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek; 1139 sayılı kadastral parsele geri dönüştürülerek Hazine adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “davacının davalı ... aleyhine açtığı davada yasal zorunluluk nedeniyle taraf sıfatı kalmayan ... Belediye Başkanlığı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davacının davasının kabulü ile ... İli ... İlçesi ... Köyü 1139 (167) kadastro parsel (kök) nolu sayılı taşınmazın bilirkişilerin ........2009 tarihli raporuna göre tescil harici alan içerisinde kalıp imar planı gereğince Hazine adına tescil edilen parselin imar öncesi kadastral hak durumuna dönülerek, 1139 (167) parsel olarak Hazine adına ihyasına” karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ile davalı ... Belediye Başkanlığı vekili ve dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
“Dava, imar işleminin iptali nedeniyle kadastral parselin ihyası suretiyle Hazine adına tescil isteğine ilişkin olup; ihyası talep edilen taşınmazın tescil bildirim beyannamesinde Hazine adına sicil oluşturulması öngörüldüğü halde, tescil sırasında hataya düşülerek ... Belediyesi adına tescil edildiği ve ... .Belediyesi tarafından başka birçok parselle birlikte ... nolu imar düzenlemesine tabi tutulduğu, bu imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilmesi üzerine bilahare aynı bölgede ... Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan ikinci imar düzenlemesinin de idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararlarının kesinleştiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan ... Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dahil edildiği dosya kapsamıyla sabittir. Hemen belirtilmelidir ki, ... Belediyesi adına oluşan sicil kaydının TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve iptali gerektiği açıktır. Öte yandan; sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemlerin idari yargı yerinde iptal edilip, kararların kesinleşmesiyle imar parsellerinin sicil kayıtlarının dayanaksız hale geldiği ve yolsuz tescil durumuna düştükleri tartışmasızdır. O halde, bilirkişi rapor ve krokisinde gösterildiği üzere ihdas parselinin imar uygulamaları sonucunda tamamının, imar planında park ve orman alanında kaldığı ve imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edilmeleri ile yolsuz tescil durumu gözetilerek kadastral parselin (kök ihdas parselinin) ihyasına hükmedilmiş olmasında ve davanın açılmasına davalı ... ile ... Belediyesi"nin yapmış oldukları işlemlerin sebep olduğu, çekişme konusu bölümün yargılama sırasında yeni kurulan ... Belediyesi sınırları içerisine dahil edilerek ... Belediyesi ile ilgisinin kalmadığı, ancak anılan Belediyenin yapmış olduğu işlemlerden halefiyet ilkesi gereği ... Belediyesi"nin sorumlu olup, bu durumda yargılama giderleri ile bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalı ... Belediye Başkanlığı ile dahili davalı ... Başkanlığının sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki; Hazine adına ihya edilen parselin ayrıca hükmün infaza elverişli olması bakımından açıkça Hazine adına tesciline de karar verilmesi gerekirken ihya ile yetinilmesi doğru olmadığı gibi, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğuna göre, hüküm altına alınması gereken karar ilam harcı ile davacı yararına hükmolunacak vekalet ücretinin maktu olması gerekirken nispi olarak tayin ve takdiri doğru değildir. Ancak; anılan bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün ....bendinde yer alan “…ihyasına” sözcüğünden sonra gelmek üzere “ve Hazine adına tesciline” ibarelerinin eklenmesine; yine hükmün .... bendinde yer alan “…....762,00 TL. harcın…” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “…....40 TL. maktu karar ilam harcının…” ibaresinin yazılmasına; ayrıca hükmün .... bendinde yer alan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ....961,00 TL nispi vekalet ücretinin…” ibarelerinin hüküm yerinden çıkartılarak yerine “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ....100,00 TL maktu vekalet ücretinin…” şeklindeki ibarelerin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 31.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.