Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/25682
Karar No: 2015/2792
Karar Tarihi: 20.02.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/25682 Esas 2015/2792 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/25682 E.  ,  2015/2792 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
    Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Eldeki davada; davalı Kurum tarafından davacının temsil ve ilzama yetkili kişisi olduğu bildirilen dava dışı Anonim Şirketin prim borcu nedeniyle başlatılan icra takibinden dolayı, davacının maaşından kesinti yapılması için çalıştığı işyeri olan TRT’ye gönderilen haciz bildirisi işleminin kaldırılması talep edilmiş; mahkemece, davacıya yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, ticaret sicil kayıtlarına göre davacının borçlu şirketin yönetim kurulu üyeliğine, 21/05/2007 tarihinde seçilmiş olup davacının şirketi tek başına temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı, çıkarılan borcun 2007/12-2009/1.aylar arasına ilişkin prim ve işsizlik sigortası primi alacaklarına ilişkin olduğu, ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edilmemesi ve davacının borçlu şirketi tek başına temsil ve ilzam yetkisinin bulunmaması sebebiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dava konusu haciz bildirisinin 25.000,00 TL prim ve ferileri borcunu içerdiği, 2007/12-2009/1 dönemleri arasına ilişkin olduğu, davacıya tebliğ edilen ödeme emirlerinin de aynı döneme ilişin olduğu, ancak, tebliğe ilişkin tebliğ alındısı evrakının arka sayfalarının dosya içerisinde bulunmadığı, bu şekilde tebliğin kime ve ne şekilde yapıldığının anlaşılamadığı tespit edilmiştir.
    a)Davacının temsil ve ilzama yetkili kişisi olduğu şirketin prim borcundan dolayı, aylıklarından cebren tahsile geçmeden önce, 6183 sayılı Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının, “ödeme emri” nin, tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için davacı hakkında bir “ödeme emri” çıkarılmadan haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması Kanuna aykırıdır. Bu nedenle öncelikle yapılacak iş, davacının aylıklarına konulan haczin dayanağı olan takip dosyalarından gönderilmiş ödeme emrinin tebliğ evrakları tamamen getirtilip irdelenip, davalı vekilinin adreslerin aynı olduğuna dair beyanı üzerinde araştırma yapılarak ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği araştırılmalı, ödeme emri tebliğ edilmemiş ise, davacı hakkında kesinleşmiş bir takip bulunmadığından yapılan haciz işleminin de yasal dayanağı olamayacağından, haciz işleminin iptalinin yerinde olacağı açıktır.
    b)Davacı adına ödeme emri tebliğ edilmiş ve takip kesinleşmiş ise;
    Davanın yasal dayanağını, 506 sayılı Kanunun 80/13. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi oluşturmaktadır. 506 sayılı Kanunun 80/13. maddesi hükmüne göre, tüzel kişiliği haiz bir özel kuruluşta görev yapan bir kişinin primlerin ödenmemesinden işverenle birlikte sorumlu tutulabilmesi için primlerin tahakkuk ve tediyesinde yetkili üst düzey yönetici olması zorunludur. 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesinde ise; “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” denilmekte olup, yapılan bu düzenleme ile tüzel kişiliği haiz bir kuruluşta görev yapan yönetim kurulu üyelerinin primlerin ödenmesinden işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıkça belirtilmiştir.
    Yukarıdaki açıklama ışığında, getirtilen ticaret sicili kayıtlarına göre, davacının, 25.05.2007 tarihinde dava dışı Anonim Şirketin yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, aynı tarihte A grubu imza yetkilisi olduğu, şirketin her konuda temsil ve ilzamının A grubu imza sahiplerinden ikisinin müşterek imzası ile mümkün olduğu, diğer taraftan yönetim kurulu üyeliğinin son bulduğu 25.11.2008 tarihine kadar şirketin borçlarından da sorumlu bulunduğu açık olduğundan, bu tarihler arasındaki prim borçlarından (borçların tahakkuk tarihleri de dikkate alınarak) sorumlu olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.
    Sonuç olarak, mahkemece 25.11.2008-2009/1 dönemleri arasındaki dönem yönünden verilen kabul kararı yerinde görülmüş olup, 2007/12-25.11.2008 dönemleri açısından ödeme emirlerinin usulüne uygun olup olmadığı yeterince araştırılmalı, usulüne uygun olduğuna kanaat getirildiğinde davacı, 2007/12-25.11.2008 (borçların tahakkuk tarihleri de dikkate alınarak) dönemleri arasında sorumlu olduğundan buna göre hesaplama yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendireme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi