8. Hukuk Dairesi 2011/4034 E. , 2011/3975 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapusuz Taşınmaz Tescili
... ile birleşen davanın davacısı-davalı Hazine ,...Belediye Başkanlığı ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.05.2010 gün ve 825/310 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı-birleşen davanın davacı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, mevkii ve sınırları dava dilekçesinde yazılı kadastroca tespit dışı bırakılan bir parça taşınmazın, imar ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ve birleşen davanın davacısı Hazine vekili ise; dava konusu yerin ... isimli kişi tarafından açılan tescil davasına konu olduğunu ve yargılama sonunda ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/6 Esas ve 2007/872 Karar sayılı hükmü uyarınca açılan davanın reddine karar verildiğini açıklayarak, aynı yere yönelik olarak davacı ... tarafından açılan davanın reddi ile dava konusu taşınmaz bölümünün Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini istediklerini bildirmiştir.
Davalılar ... Belediye Başkanlığı vekili ile ... Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı vekili, dava konusu yerin imar planı kapsamında bulunduğunu belirterek davacı ... tarafından açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile krokisinde A harfi ile gösterilen 1437 m2 lik yerin davacı ... adına tapuya tesciline; birleşen davanın davacısı Hazine tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm; davalı – birleşen davanın davacısı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
... Kadastro Müdürlüğünün 31.12.2008 günlü karşılık yazısına ve komşu parsel tutanaklarına göre, dava konusu taşınmaz 1954 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında "taşlık" yerlerden olması nedeniyle tespit dışı bırakılan bir yer olup, Dairemizin 7.4.2001 gün 2010/5252 Esas ve 2011/1190 Karar sayılı geri çevirme yazısı üzerine dosya arasına giren ... Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı İmar ve Şehircilik
Başkanlığına ait 28.5.2011 günlü karşılık yazısına göre dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgenin ilk olarak ... Büyükşehir Belediyesinin 23.8.2001 gün ve 477 sayılı kararı ile onaylı 1/5000 ölçekli Güneybatı ... Çevre Otoyolu İçi Kentsel Gelişme Bölgesi III. ..., Kızılcaşar, Dodurga Köyleri ve Çevresi Nazım İmar Planı kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Görülmekte olan davada, dava konusu taşınmazın davacı tarafın imar- ihya edilerek 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarruf edildiği, ileri sürülmüş ise de, Yargıtay’ın kararlılık kazanan uygulamalarına göre; tespit dışı bırakılan bir yerin, Türk Medeni Kanununun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddeleri hükümlerine göre tapuda tescil edilebilmesi için, tespit dışı bırakılma işleminin yapıldığı tarihten, dava tarihine kadar, imar planı kapsamındaki yerlerde ise imar planına alınma tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile anılan maddelerde belirtilen koşullar altında davasız ve aralıksız bir biçimde tasarruf edilmesi gerekir.
Somut olayda, toplanan delil ve belgelere göre; tespit dışı bırakılma işleminin yapıldığı 1954 yılından davanın açıldığı 5.11.2007 tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresi dolmuş ise de; uyuşmazlıkla ilgili olarak bilgilerine başvurulan ve keşif yerinde dinlenen yerel bilirkişi İbrahim Demir dava konusu taşınmazın sınırında yer alan ve davacının eşi Zeliha Bilgen adına 28.11.1983 tarihinde satın alma yolu ile tescil edildiği belirlenen 476 parselin satın alınmasından sonra; öncesi itibariyle taşlık bulunan yerin, davacı tarafından imar ihya edilerek tarla haline getirildiğini ve ondan sonra 476 parselle birlikte günümüze kadar davacı tarafından tasarrruf edilmekte bulunduğunu bildirmiştir. Bu beyana davacı taraf karşı koymuş değildir. Bu durumda, dava konusu taşınmaz üzerindeki davacıya ait zilyetliğin en erken bu tarihte başladığının kabulü gerekir. Aynı keşifte dinlenen davacı tanıkları da dava konusu taşınmazın öncesinin taşlık olduğunu ve davacı tarafından 25 yıl kadar önce imar ihya edilerek tarla haline getirildiğini açıklamışlardır. Tanıkların dinlendiği keşif tarihi 7.10.2008 olup, 25 yıl geriye gidildiğinde zilyetlik başlangıcının 1983 yılına denk geldiği ve bu tarihinde yerel bilirkişinin anlatımına uygun olduğu görülmektedir. Bu durumda, dava konusu taşınmaz üzerinde imar-ihya ile başlayan zilyetliğin taşınmazın ilk olarak imar planı kapsamına alındığı 2001 yılına kadar 20 yıllık kazanma süresini doldurmadığı açıktır. Her ne kadar, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede daha sonra yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı idare mahkemesi kararı ile iptal edilmiş ise de; bu iptalin, az yukarıda açıklanan ve bölgeye ilişkin ilk nazım imar planı olduğu belirtilen ... Büyükşehir Belediyesinin 23.8.2001 gün ve 477 sayılı kararı ile onaylı 1/5000 ölçekli Güneybatı ... Çevre Otoyolu İçi Kentsel Gelişme Bölgesi III. İncek, Kızılcaşar, Dodurga Köyleri ve Çevresi Nazım İmar Planını etkileyen bir iptal kararı olmaması karşısında sonuca bir etkisinin olmayacağı da açıktır. Kaldı ki bölgede hiç imar planı çalışmaları yapılmasa dahi; dava konusu taşınmaz ... tarafından 3.1.2002 tarihinde açılan ve retle sonuçlanan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/6 Esas ve 2005/163 Karar sayılı dava dosyası ile 2002 yılından beri davalı bulunmaktadır. Dava konusu taşınmaz üzerinde davacıya ait zilyetliğin başladığı 1983 yılından dava konusu yerin mülkiyetini davalı hale getiren davanın açıldığı tarihe ve ayrıca bu davanın retle sonuçlandığı tarihten görülmekte olan davanın açıldığı tarihe kadar da kazanmayı sağlayan süre koşulunun olayda gerçekleşmediği belirlendiğine göre, kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiğinden söz edilerek davacı ... tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece; açıklanan bu olgu ve değerlendirmeler ile birleşen davadaki Hazine isteği de dikkate alınarak taraflar arasında görülen uyuşmazlık hakkında yeni bir karar verilmelidir. ../..
Davalı- birleşen davanın davacısı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün HUMK nun 428 . maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.