Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/9946 Esas 2021/7693 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/9946
Karar No: 2021/7693
Karar Tarihi: 08.11.2021

Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/9946 Esas 2021/7693 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucunda, sanık ...'in taksirle yaralama suçundan beraat ettiği ancak sanıklar ..., ... ve ...'in ayrı ayrı mahkumiyet aldığı ve bu kararın temyiz edildiği belirtiliyor. Kararda, olayın meydana geldiği yerin meskun mahal olması sebebiyle sokak aydınlatılmasının yapılmamasından ötürü sanık ...'in kusurlu olduğu iddia edilse de, çıkarılan bilirkişi raporlarında, işveren sıfatına sahip firma ve yüklenici firma arasında yapılan anlaşmada aydınlatmanın yapılması gerektiği belirtilmiştir ve bu nedenle sanık ...'in işletme yetkilisi olarak herhangi bir kusurunun bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Kararda ayrıca, sanıklara isnat edilen eylemin taksirle yaralama suçuna ilişkin olduğu ve ceza miktarının üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak belirlendiği belirtilerek, kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin uygulanması gerektiği vurgulanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- CMK'nın 223/2-c maddesi: Berat
- TCK'nın 89/1, 2-b, 62, 51, 51/3. maddeleri: Mahkumiyet
12. Ceza Dairesi         2019/9946 E.  ,  2021/7693 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle yaralama
    Hüküm : 1) Sanık ... hakkında; CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca beraat
    2) Sanıklar ... ve ... hakkında TCK’nın 89/1, 2-b, 62, 51, 51/3. maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyet
    3) Sanık ... hakkında; TCK’nın 89/1, 82-b, 62, 51, 51/3. maddeleri uyarınca mahkumiyet
    Temyiz Edenler : Sanık ... müdafii, sanık ..., katılan vekili

    Taksirle yaralama suçundan sanıklar ..., ... ve ...’in mahkumiyetlerine; sanık ...’ün beraatine ilişkin hüküm, sanık ... müdafii, sanık ... ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
    A- Sanık ... hakkında kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
    Katılanın olay günü yanında bilgi sahibi olarak ifadelerine başvurulan ..., ... ve ... ile birlikte Bahçeler Mahallesi ... Sokak üzerinde yürüdükleri sırada sokak üzerinde daha önceden açılmış olan doğalgaz vana çukuruna düştüğü ve hayati tehlike geçirecek, yüzde sabit iz kalacak ve vücutta 6. derecede kemik kırığına neden olacak şekilde yaralandığı söz konusu adreste aydınlatma hizmeti vermekle yetkili ... Elektrik Dağıtım A.Ş’nin elektrik mühendisi olan sanık ... hakkında olayın meydana geldiği yerin meskun mahal olması dikkate alınarak sokak aydınlatılmasının yapılmamasından ötürü kusurlu olduğu gerekçesi ile kamu davası açılmışsa da; yargılama aşamasında 10.08.2015 ve 25.05.2015 tarihli üçlü iş güvenliği uzmanından oluşan heyetlerce alınan bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere; işveren sıfatına sahip firma ile yüklenici firma arasında şehrin doğalgaz dağıtım sistemine ait her türlü tesisler, yapım ve montaj faaliyetlerinin EPDK tarafından yayınlanan ilgili mevzuat, yönetmelik ve kararlarına uygun olarak yüklenici firma tarafından eksiksiz olarak yapılması konusunda anlaşma sağlandığı, yapım işine dair sözleşme hükümleri uyarınca da; olay tarihinde aydınlatma sisteminin bulunmayışı nedeni ile anılan şirkete kusur izafe edilemeyeceği, olaya neden olan doğalgaz vana çukurunun anılan önlemlerle birlikte geceleri de aydınlatmasının işveren ve yüklenici firmalar tarafından sağlanması gerektiğinden olay nedeni ile sanık ...’ün işletme yetkilisi olarak herhangi bir kusuru bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin kusur durumuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA;
    B- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin temyiz incelmesinde;
    Sanıklara isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 89. maddesinin 1-2-3. fıkralarında düzenlenen ""taksirle yaralama"" suçuna ilişkin olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde gerçekleşecek olan taksirle yaralama suçu için TCK"nın 89. maddesinin 1. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ""...kovuşturma evresine geçilmiş..., ...hükme bağlanmış..."" ibarelerinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
    Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
    Bozmayı gerektirmiş olup, ... müdafii, sanık ... ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak; BOZULMASINA, 08.11.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.