10. Hukuk Dairesi 2020/5012 E. , 2021/8209 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Alanya 1. İş Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalılar tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulüyle davanın reddine karar verilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili; sigortasız işçi çalıştırıldığı gerekçesiyle, davacının destek unsurlarından yararlandırılmaması, davalı ... hakkında aylık prim ve hizmet belgeleri verilmesi ve resen tahakkuk ettirilen 4.078,19 TL. prim borcuna ilişkin kurum işleminin iptalini talep etmiştir.
II- CEVAP
Davalılar davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davacı tarafça ilgili işleme dair idari para cezasının iptaline ilişkin yapılan başvuru üzerine Antalya 4. İdare Mahkemesi"nin 09.07.2018 tarihli kararında davacı site yöneticiliği aleyhine tesis edilen kurum işleminin iptaline karar verilmiştir. Davalı asil Mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde davacı sitede yönetici konumunda çalıştığını ifade etmiştir. Yönetici olarak görev yapan bir kişinin işçi işveren ilişkisi kurulduğu takdirde kendi sigorta kaydını yaptırmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Davalının davacı site yönetimi ile işçi-işveren ilişkisinde bulunmadığı, söz konusu yargı kararında da bahsedildiği üzere işveren vekili konumunda bulunduğu gerekçeleriyle;
“Davanın kabulü ile, davalı kurumun 06/06/2017 tarih 27196531-7.213.096 sayılı davacının destek unsurlarından yararlanmamasına, davalı ... adına işe giriş işten ayrılış bildirgeleri (05/12/2014-19/03/2016) ve asıl nitelikte aylık prim hizmet belgelerinin (2014/12, 2015/01,02,03,04,05,06,07,08,09,10,11,12, ve 2016/01,02,03 ) düzenlenerek davalı kuruma sunulmasına ve 2016/01-12 ayları arasındaki dönemler için toplam 4.078,19 TL prim borcu tahakkuk ettirilmesine ilişkin karar ve işlemlerin iptaline” karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
4857 sayılı Yasanın 2. Maddesindeki düzenlemeye göre bu çalışma ne şekilde (özellikle işveren vekilliği) olursa olsun 5510 sayılı 8. Maddesinde düzenlenen ve nihai olarak davacı üzerinde olan bildirim yükümlülüğü ortadan kalkmadığından;
”Davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilmesine,
Davanın reddine” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davacı vekili, davalı ... ile davacı site yönetimi arasında işçi – işveren ilişkisinin bulunmadığı, davalıyla yöneticilik faaliyetlerini yürütmek üzere aylık 1.500 TL. ücretle anlaşılıp siteye ait tüm defter ve belgelerin kendisine teslim edildiği, yetkilerin devredildiği, hesaplardaki usulsüzlüklerin tespiti üzerine yaşanan uyuşmazlık sonucu davalının kuruma şikayette bulunduğu, yapılan işin hizmet alımı olup davalının vergi kaydı açtırmamış olmasının kusurunun kendilerine yüklenemeyeceği, idari para cezası için İdare Mahkemesinde açılan davanın kabul edilerek Bölge İdare Mahkemesinde kesinleştiği gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Davalı ...’in davacı site yönetiminde ihtilaf konusu dönemde üyeliği bulunmaksızın yönetici olarak görev yaptığı, İlk Derece Mahkemesince davalının işveren vekili olup aradaki ilişkinin işçi – işveren ilişkisi olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Bölge Adliye Mahkemesince de davalı ... işveren vekili olsa dahi 4857 sayılı Yasanın 2. ve 5510 sayılı Yasanın 8. maddeleri kapsamında bildirim yükümlülüğüne aykırı davranıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de verilen karar eksik incelemeye dayalıdır.
4857 sayılı Yasanın 2. maddesine göre “Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda Hizmet sözleşmesi; “işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle işgörmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. İşçinin işverene bir hizmeti kısmi süreli olarak düzenli biçimde yerine getirmeyi üstlendiği sözleşmeler de hizmet sözleşmesidir”, Vekalet Sözleşmesi ise; “vekilin, vekalet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır.
İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince İdare Mahkemesinin ...’in işveren vekili hukuki nitelemesi üzerine karar verildiği, ancak davalı ... ile davacı site yönetimi arasındaki ilişkinin vekalet ilişkisi mi, hizmet akdi mi olduğu irdelenmeksizin karar verilmiş olması isabetsizdir.
Öncelikle davacı ile davalı ... arasındaki hukuki ilişkinin niteliğini belirlemek için varsa taraflar arasındaki sözleşmelerin ve davalıya verilen vekaletnameler celp edilmeli, davalının hangi şartlar altında yöneticilik görevini ifa ettiği, davacı ile davalı ... arasındaki hukuki ilişkinin vekalet akdi mi, hizmet akdi mi? olduğu belirlenmelidir.
Bu hususta araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2 maddesi gereği yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.