Esas No: 2017/6533
Karar No: 2018/1315
Karar Tarihi: 15.02.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/6533 Esas 2018/1315 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
KARAR
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
A)Davacı İstemi :
Davacı vekili müvekkilinin babasının 1992 yılında 2926 Sayılı ... Bağkurlu olarak vefat ettiğini, eşinin ise 2010 yılında Emekli Sandığına tabi olarak vefat ettiğini, müvekkiline önceden hukuka uygun olarak babasından bağlanıp da iptal edilen aylığın yeniden bağlanması gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin babası ..."den ölüm aylığı (yetim aylığı) almaya hak sahibi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı :
... bağ no ve 18/... tahsis dosya nolu sigortalısı ..."in 19/06/1992 tarihinde vefat ettiğinin tespit edildiğini, 01/01/1985-03/10/2000 tarihleri arasında vefat eden 2926 Sayılı Kanuna (... Bağ-Kur) tabi sigortalıların hak sahibi kız çocuklarına aylık bağlabilmesi için 3 tam yıl sigortalı olması şartı yanında "geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak (gelir unsuru) şartı aranmaksızın sadece herhangi bir ... kuruluşlarına tabi işte çalışıp çalışmadıkları veya buralardan aylık veya gelir alıp almadıkları" dikkate alındığından davacının vefat eden eşinden 4/c kapsamında ölüm aylığı aldığı tespit edilmesi nedeniyle ... Kurumu Genel Müdürlüğü görüş yazısına istinaden babası..."den dolayı almış olduğu ölüm aylığının iptal edildiğini, 5510 Sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce vefat eden sigortalılardan dolayı hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanması için gerek sigortalıya gerekse hap sahiplerine ilişkin şartların sigortalının ölüm tarihinde yürürlükte olan Mülga kanun hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle davacı tarafın haksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve kararı :
Kurum kayıtları, müfettiş raporları getirtilmiştir.
İncelenen bilgi ve belgelere göre davacıya ... Bağ-Kur ve 18/... tahsis numarası ile ölüm aylığı bağlandığı ancak davacının ölen eşinden dolayı da 5510 Sayılı Yasanın 4/c maddesi kapsamında ölüm aylığı almış olması nedeni ile talebinin reddedildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davacının ölen kocası yanında ölü babasından da yetim aylığı alıp alamayacağının tespitinden kaynaklanmaktadır.
Davanın yasal dayanağı malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin geçiş hükümlerini düzenleyen 5510 Sayılı Yasa"nın geçici 1. maddesidir. Anılan düzenlemede; ""Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 2925 Sayılı ... İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında, 1479 Sayılı ... ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ve bu Kanunla Mülga 2926 Sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında, 5434 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında kabul edilir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde;
4/I-(b) statüsünden tahsis edilecek ölüm aylıklarına ilişkin hak kazanma şartları ile bağlanan ölüm aylıklarının kesilmesine ilişkin şartlarda sigortalının ölüm tarihine göre farklılıklar oluştuğundan ve 5510 Sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce vefat eden sigortalılardan dolayı hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanması için gerek sigortalıya, gerekse hak sahiplerine ilişkin şartların sigortalının ölüm tarihinde yürürlükte olan Mülga kanun hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğinden;
01/10/1972-04/10/2000 ile 08/08/2001-02/08/2003 tarihleri arasında vefat eden sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için aranılan sigortalılık süresi 3 tam yıl olup" geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak kaydıyla" kız çocuklarına 04/10/2000-08/08/2011 tarihleri arasında ve 02/08/2003 tarihinden sonra vefat eden sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için aranılan sigortalılık süresi 5 tam yıl olup "bu kanun ile diğer ... kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almayan kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanması gerekmektedir."
2926 Sayılı Kanun ise 01/01/1984 tarihinde yürürlüğe girmiş ve 4956 Sayılı Kanunla Mülga olmadan önceki 27. maddesinde hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanması için aranan koşullar düzenlenmiştir.
1479 Sayılı Kanuna tabi sigortalılar dışında 01/01/1984-03/10/2000 ile 08/08/2001-02/08/2003 tarihleri arasında ölen 2926 Sayılı Kanuna tabi sigortalıların hak sahibi çocuklarına aylık bağlanabilmesi için 3 tam yıl sigortalı olma şartı yanında geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak şartı aranmaksızın sadece herhangi bir ... kuruluşuna tabi bir işte çalışıp çalışmadıkları ile buralardan aylık ve gelir alıp almadıkları dikkate alınmaktadır. Davacı ..."ın eşinden dolayı 4/c ölüm aylığı aldığı, ayrıca babası... üzerinden de yetim aylığı aldığı, üzerine kayıtlı taşınmaz malların bulunduğu, davacının ölen babası... den aylık bağlanması yönündeki talebinin 26/01/2011 tarihinde gerçekleştiği, kanunun aradığı koşulların oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi :
İddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının, hak sahibi kız çocuğu sıfatını, eşinin ölümü ile kazandığı, başka anlatımla eş hayatta iken baba yönünden hak sahipliği sıfatının söz konusu olamayacağından, hak sahiplerine ilişkin tahsis şartlarının eşin ölüm tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde irdelenmesi gerekmekle, anılan kanunun 54/1-(a)-(5) maddesi düzenlemesi uyarınca eş ve baba üzerinden çift ölüm aylığı bağlanmasının mümkün bulunmamasına göre, mahkemenin maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
E)Temyiz :
Davacı vekili, sigortalı baba 01.10.2008 tarihinden önce öldüğü için hakkı doğuran olay tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuatın uygulanması gerektiğini, bu nedenle ölüm aylığının bağlandıktan sonra iptalinin doğru olmadığını, 506 sayılı Yasanın geçici 91. Maddesi uyarınca aylık bağlanması gerektiğinden, eşine ait dosya ile dökümler incelenmeden hüküm kurulduğu, taşınmax olması babasından aylık almaya engel teşkil etmeyeceği, eşinden aldığı ölüm aylığı dışında bir gelirinin olmadığı, gelirinin brüt asgari ücretin altında olduğunu beyanla ve sair sebeplerden dolayı kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dosya içindeki kayıt ve belgelerden; davacıya 5510 sayılı kanun 4-C Emekli Sandığı kapsamında emekli olan ve 26/06/2010 tarihinde ölen eşinden dolayı kendisine 01/07/2010 tarihinde dul aylığı bağlandığı, 19/06/1992 tarihinde vefat eden 1479 sayılı Kanun kapsamında 4-B ... Bağ-Kur sigortalısı babasıdan dolayı kendisine 26/01/2011 tarihi itibariyle yetim aylığı bağlandığı, Kurumun 17.03.2016 tarihinde aylığın iptaline karar verdiği anlaşılmıştır
Uyuşmazlık, davacının eşinin ölümü nedeniyle 5510 sayılı Yasa 4-C emekli sandığı uyarınca aldığı ölüm -dul- aylığı yanında, 1479 sayılı Yasaya tabi olan anne veya babasının ölümü nedeniyle ayrıca ölüm -yetim- aylığı alıp alamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan yasal mevzuata gelince;
4956 sayılı Yasa, 08.08.2001 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş ve bu kez 1479 sayılı Yasanın 45/c maddesi "yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve bu Yasa ile diğer ... Yasaları kapsamında çalışmayan, bu yasalar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25"i," oranında aylık bağlanır şeklinde değiştirilmiştir.
Aynı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın 46/2 maddesine, "Ancak, evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olan ödenir." hükmü getirilmiştir.
4956 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasaya eklenen Ek madde 3"e göre 2926 sayılı Yasa kapsamında olanlar bakımından 1479 sayılı Yasa hükümleri uygulanacaktır.
Kurumun bu yasal değişiklikler sırasında kız çocukları bakımından uygulamasına gelince; davalı Kurum, 4956 sayılı Yasa ile 08.08.2003 tarihinde yapılan değişiklikten sonra, 45/2. madde hükmünde yer alan " bu Yasa ile diğer ... Yasaları kapsamında çalışmayan, bu yasalar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine " aylık bağlanır" hükmünü dikkate alarak, 08.08. 2003 tarihinden sonra hak sahipleri yararına getirilen yasal düzenleme uyarınca bu tarihten önce ölen Bağ-Kur sigortalılarının kız çocuklarına da ölüm aylığı bağlamıştır. Kurum, farklı sigortalılık kanunlarına göre bağlanan aylıklar söz konusu olduğundan 1479 sayılı Yasanın 46/2 maddesini hiçbir zaman uygulamamıştır. Zira, 1479 Yasanın 46/2. maddesi aynı yasa kapsamında hem ana veya baba ile kocadan hak edilen aylıklardan fazla olanın bağlanacağını ifade etmektedir.
... Kurumu 2011/58 sayılı genelgesinin 90. sayfasında yer alan örnek:3 te, "5434 sayılı Yasaya göre eşten ve 1479 sayılı Yasaya göre babadan 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesinden aynı anda ölüm aylığı alınabileceğini, Aynı genelgenin 99. sayfasında, "eşten 506, anneden 5434, ve babadan 1479 sayılı yasalar kapsamında her üç aylığın tam olarak bağlanabileceğini örnek göstermiştir.
Davalı Kurum, yeni bir yasal düzenleme olmadığı halde 2013/ 26 sayılı Genelgesiyle farklı uygulamaya başlamış, 1479 sayılı Yasa ile ilgili olarak, 01.10.1972-03.10.2000 ve 08.08.2001-01.08.2003 dönemleri içerisinde ölen sigortalılar yönünden, sigortalının geçimini sağlayacak bir geliri bulunmama koşulu varsa aylık bağlanacağını kabul etmiştir. Genelge, 04.10.2000-07.08.2001 ve 08.08.2003-01.10.2008 döneminde ölen sigortalılar bakımından da, "1479 sayılı Kanun ve diğer ... kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamında kendi çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almayan" kız çocuklarına aylık bağlanacağını düzenlemiştir.
Davalı Kurum, 04.10.2000-01.08.2001 ve 07.08.2003-01.10.2008 döneminde ölen Bağ-Kur sigortalılarının kız çocuklarına aylık bağlamış ve daha önce bağlanan aylıklara, ölen eşlerinden dolayı 5434 veya 506 sayılı Yasalardan bağlanan ölüm aylığının engel olmadığını kabul etmiştir. Kız çocuklarına dönemlerde ölen ana veya babalarından dolayı 1479 sayılı Yasa kapsımında bağlanan aylıklar için iptal işlemi yapılmamıştır.
Davalı Kurum, diğer aylıklara dokunmazken, 01.10.1972-03.10.2000 ve 08.08.2001-01.08.2003 döneminde ölen sigortalıların hak sahibi kız çocuklarına sonraki lehe olan yasal düzenlemeler gereğince bağladığı ölüm aylıklarını, diğer ... kanunlarına göre eşlerinden bağlanan ölüm aylıklarını gelir testine tabi tutmuştur. Kurum, geçimini sağlayacak gelirleri bulunduğu gerekçesiyle bağlanan aylıkları iptal etmiş ve ödenen aylıklar nedeniyle borç tahakkuk ettirmiştir.
Son olarak, ... Emeklilik İşlemleri Genel Müdürlüğü 02.09.2017 gün ve 333-03003-E-5040387 tarihle "Genel Yazı" ile, 01.10.1972-03.10.2000 ve 08.08.2001- 01.08.2003 dönemlerinde ölenlerin kız çocuklarına gelir testi yapılmadan, kendi sigortalılıkları veya kendi sigortalılıkları nedeniyle bağlanan gelir ve aylık almamaları halinde ölüm aylıklarının bağlanmasına Yönetim Kurulunca karar verildiğini bildirmiştir.
Gerçekten, davalı Kurum bu son işlemi ile kız çocuklarına bağladığı aylıkları, 1479 sayılı Yasaya aykırı olarak kestiğini veya bağlamadığını kabul etmiştir. Ancak ... kestiği aylıkları yönetim Kurulu Kararı uyarınca 2016 Ekim ayından itibaren yeniden bağlamasına karşın, daha önce ödediği aylıkları borç kaydetmiş ve tahsil ettiği aylıkları da iade etmemiştir.
Davanın reddine karar veren mahkemeler, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi Kararlarına dayalı olarak 1479 sayılı Yasanın 4956 sayılı Yasa ile değişik 46/2 maddesine göre hem kocadan hem ana veya babadan aylığı hak kazanılması durumunda fazla ödeneceği gerekçesine dayanmaktadır. Bu değerlendirme, ... hukukunun genel yapısının gözden kaçırmaktadır. 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce, Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ-Kur ve T.C. Emekli Sandığı ayrı ayrı tüzel kişiliğe sahip ayrı ayrı yasalara göre sosyal güvence sağlayan Kurumlardır. Her bir Yasa kendi sigortalıları açısından hüküm ifade eder. Açıkça atıf yapılmadıkça diğer yasa hükümleri dikkate alınamaz. Zira 45/3. maddedeki "1479 sayılı Kanun ve diğer ... kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamında çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almayan" kız çocuklarına aylık bağlanacağı ifadesi bu niteliktedir. Bu ifade dahi kız çocuklarının, diğer ... kurumlarından kendi çalışmaları dışında (kocalarından- çocuklarından) aylık almalarını 1479 sayılı Yasaya tabi ana veya babadan ölüm aylığı bağlanmasına engel olarak kabul etmemektir. Özetle, 1479 sayılı Yasanın 46/2. maddesi hükmü sadece 1479 sayılı Yasaya göre hem kocadan hem ana veya babadan ölüm aylığına hak kazanılması halinde uygulanabilir. Öteyandan, 5510 sayılı Yasanın geçici 1. maddesine göre, ölüm aylıklarının bağlanmasında vs..yürürlükten kalkan 1479, 506, 2926, 2925 sayılı Yasa hükümleri uygulanacağından, 5510 sayılı Yasanın 54. maddesinin de somut uyuşmazlıkta uygulama yeri yoktur.
Sigortalılık hakkı veya sigortalılıktan kaynaklanan yaşlılık aylığı hakkı veya ölüm aylığı hakkı, asla tamamen hakdüşürücü süreye tabi olmadığı gibi zamanaşımına da uğramaz. 1479 sayılı Yasanın 43. maddesine göre ölüm aylıklarının beş yıl geçtikten sonra talep edilmesi halinde talep tarihinden itibaren ölüm aylığının bağlanması gerekmektedir. T.C. Anayasasının 10. maddesine göre "Herkes ...kanun önünde eşittir. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun hareket etmek zorundadırlar" 1479 sayılı Yasanın 4956 sayılı Yasa ile değişik 45/c maddesinde yer alan, " yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve bu Yasa ile diğer ... Yasaları kapsamında çalışmayan, bu yasalar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25"i," oranında aylık bağlanır" hükmü yasanın yürürlük tarihinden önce ölen sigortalıların kız çocukları için de uygulanmalıdır. Çeşitli yasal değişiklikler nedeniyle hak sahipleri açısından ölüm tarihlerine göre dört ayrı dönemin ikisi yönünden aylık bağlanması diğer iki dönem yönünden aylık bağlanmaması gerektiği yönündeki yorum açıkça T.C. Anayasasında yer alan eşitlik kuralına aykırı olduğu gibi genel hukuk ilkelerine de aykırıdır.
Kurumun, yukarıda sözü edilen genel yazı ile hak sahiplerine sonraki bir tarihte aylık bağlaması uyuşmazlığı sona erdirmemektedir.
Öte yandan, malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş hükümlerini düzenleyen 5510 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin 2. bendine göre, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı kanunlara göre bağlanan veya hak kazanan; aylık, gelir ve diğer ödenekler ile 8/2/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ödenmekte olan ek ödemenin verilmesine devam edilir. Bu gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
H)SONUÇ :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.02.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.