10. Hukuk Dairesi 2014/24586 E. , 2015/2770 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, murisinin askerlik borçlanması ile birlikte 900 prim günün tamamladığını ve en az 5 yıldan beri sigortalı olma şartını da yerine getirdiğinden bahisle, 01.01.2014 tarihinden itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği biçimde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İncelenen dava dosyasında; davacı murisinin, 517 gün 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığı ile 724 gün 2926 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalılığının bulunduğu, 25.06.2011 tarihinde vefat ettiği, davacı tarafından 450 günlük askerlik borçlanma bedelinin 23.10.2013 tarihinde yatırıldığı ve 10.12.2013 tarihinde murisin Bağ-Kur hizmetlerinin dikkate alınmadan, ölüm aylığı bağlanması talebinde bulunduğu; davalı Kurum tarafından, 2829 sayılı Kanunun 4. maddesi gereği hizmetlerin birleştirilmeden ölüm aylığı bağlanmasının mümkün olmadığı, diğer taraftan, her ne kadar askerlik borçlanması ile birlikte, 967 gün 506 sayılı Yasa kapsamında prim gün sayısı bulunsada, 5510 sayılı Kanunun 32. maddesine göre 4 (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç 900 gün prim ödeme gün sayısı şartını yerine getirmediğinden, talebin reddedildiği, mahkemece, davacının murisinin her türlü borçlanma süreleri hariç 900 gün prim ödeme şartının gerçekleşmediği, yasal düzenleme karşısında bu sürenin askerlik borçlanması ile de tamamlanamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, askerlik borçlanma süresinin 5510 sayılı Kanunun 32. maddesinde belirtilen her türlü borçlanma süresi hariç 900 gün prim ödeme şartı hususunda değerlendirilemeyeceği yönündeki kararı isabetli ise de, 5510 sayılı Yasanın 32. maddesinde ölüm aylığı bağlanması şartları “…En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş… ” şeklinde belirtilmesi ve sonuç olarak ölüm aylığı bağlanması talep edildiğinden, murisin 517 gün 506 sayılı Yasa kapsamında, 724 gün 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığı ile 450 gün askerlik süresi bulunmakla, en az 1800 günmalüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları priminin bildirilip bildirilmediği hususunda araştırma yapılmadığı, murisin bu süreler dışında sigortalılık süresinin bulunup bulunmadığı araştırılıp, varsa, 1800 gün süre yönünden değerlendirme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, Üye ..."in muhalefetine karşı, Başkan ..., Üyeler ..., ... ve ... oylarıyla ve oyçokluğuyla 20.02.2015 gününde karar verildi.
Davacı, 5510 sayılı Kanun 4/1-a kapsamında (506 SK) sigortalılığı bulunan murisi üzerinden 32. Maddeye göre ölüm aylığı talebinde bulunmuştur.
Davanın yasal dayanağı, murisin ölüm tarihine göre, 5510 sayılı Kanunun 32/2. fıkra a bendidir. Buna göre, 5510 sayılı Kanun 4/1-a bendine göre sigortalı olanların, sigortalı iken ölen hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için iki türlü ölüm aylığı şartı öngörülmüştür.
1- En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak,
2- 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak.
Davacı, ölüm aylığı tahsisi yönünde Kuruma yaptığı müracaatında, hizmet birleştirilmesi olmaksızın murisinin 517 gün 4/1-a sigortalılığı ve 450 gün askerlik borçlanması ile birlikte 967 gün üzerinden, 32/2-a bendinde belirtilen “az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün” şartları esas alınarak ölüm aylığı bağlanmasını talep etmiştir. Davacı, dava dilekçesinde, ön inceleme duruşmasında ve temyiz dilekçesinde de yine açıkça, 32/2-a bendinde belirtilen “az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün” şartları esas alınarak ölüm aylığı bağlanmasını talep etmiştir. Davacı, maddede belirtilen “her türlü borçlanma süreleri hariç” şartının olayda uygulanmayacağını savunmaktadır.
Mahkemece, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartı yerine gelmediğinden davanın reddine karar verilmiştir. Bu kararı isabetli bulan Daire çoğunluğuna katılmaktayız.
Daire çoğunluğu ile aramızdaki ihtilaf, davacının münhasıran “en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak” şartlarından ölüm aylığı talep ettiği, diğer şartlara göre ölüm aylığı talep etmemesine göre diğer şartlar yönünden de ölüm aylığı şartlarının resen irdelemeye gerek olup almadığı yönündedir.
6100 sayılı HMK madde 24/1 de “Hâkim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz” ilkesi vardır. Hakim, talep edilmeyen bir konuda inceleme yapamaz ve karar veremez.
Hiç kuşkusuz davacının amacı ölüm aylığına kavuşmaktır. Ancak davacı, bilinçli olarak 5510 sayılı Kanun 32/2-a maddesindeki 900 gün üzerinden ölüm aylığı talep etmekte ve her türlü borçlanma süreleri hariç kuralının sadece 5 yıllık sigortalılık süresiyle ilgili olduğu şeklinde yorum yapılması gerektiğini savunmaktadır. Bu yönüyle mahkemece verilen ret kararı doğrudur.
Mahkemece, 32/2-a maddesinde bulunan 1800 gün üzerinden ölüm aylığı şartları yönünden irdeleme yapılmasına, talep olmaması nedeniyle gerek yoktur. Bu durum davacı aleyhine usulü sonuç da doğurmaz. Davacı her zaman 1800 gün şartları
yerine geldiğinden bahisle Kurumdan talepte bulunabilir ve dava açabilir. Hatta murisin sigortalılık durumunda değişiklik olması halinde her türlü borçlanma hariç 900 gün üzerinden ölüm aylığı istemli yeni bir dava da açmasında hukuken engel yoktur.
Yukarıda belirtildiği şekilde, davacı talebini sadece askerlik borçlanması ile 900 gün üzerinden ölüm aylığına hasrettiğinden ayrıca 1800 gün üzerinden de irdeleme yapılmasına gerek olmadığı, bu yönüyle mahkeme kararının doğru olup onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.