20. Hukuk Dairesi 2012/12709 E. , 2013/2490 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A RA R
1980 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında Değirmenköy Köyü 6619 parsel sayılı 1920493 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Haziran 1967 tarih 132 numaralı tapu kaydı ile mera niteliği ile tespiti yapılıp, köy orta malı olarak özel siciline yazılmıştır. Davacı ... Yönetimi, .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/1005 Esas sayılı dosyası ile dava açarak, taşınmazın orman niteliğinde olduğu halde, Mera Tahsis Komisyonu tarafından mera olarak tahsis edildiğini, mera tahsis kararının iptalini istediklerini, bu dava sonucu verilen karar ile taşınmazın orman olan kısımlarında mera tahsis komisyonu kararının iptal edildiğini, bu kararın kesinleştiğini belirterek, özel sicilindeki kaydın iptali ile orman niteliği ile ... adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu parselin 03.06.2010 tarihli krokide (B1) ile gösterilen 48497,50 m², (B2) ile gösterilen 8682,50 m2 ve (B3) ile gösterilen 8517 m²"lik kısımlarının özel sicilindeki kaydının iptali ile orman niteliği ile ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; davacı ... Yönetimi ve davalı ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13.06.2011 gün ve 2011/3500 - 7281 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece, taraflar arasında görülüp sonuçlanan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/1005 - 2004/1487 sayılı kesin hükmü nazara alınmadan karar verilmiştir. Maddî anlamda kesin hükmü düzenleyen H.U.M.K."nun 237. maddesinde “Kesin hüküm, ancak konusunu oluşturan husus hakkında geçerlidir. Kesin hüküm vardır denilebilmesi için, iki tarafın ve dava konusunun ve dayanılan sebebin aynı olması gerekir” hükmü yer almaktadır. Madde metninden de anlaşılacağı gibi kesin hükmün varlığından söz edebilmek için davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir. Çekişmeli Demirköy Köyü 6619 parsel, ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/1005 - 2004/1487 sayılı dosyasında parselin tamamı dava edilmiş, kısmen kabule karar verilerek, krokide (A1) ile gösterilen 1165724 m² ve (A2) ile gösterilen 382500 m² olmak üzere toplam 1548224 m²"lik alana ilişkin dava kabul edilerek, bu kısımlardaki mera tahsis kararının iptaline karar verilmiş, fazlaya ilişkin istem reddedilmiştir. Artık taraflar arasında bu taşınmaza ilişkin kesin hüküm oluşmuş ve taşınmazın orman olan bölümleri bu kesin hüküm ile belirlenmiştir. Mahkemece tekrar orman incelemesi yapılması doğru değildir. Bu nedenle, mahkemece yapılacak iş: Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/1005 Esas sayılı dosyasında orman olduğu belirlenen (A1) ve (A2) bölümlerin özel sicilindeki kaydının iptali ile orman niteliği ile tapuya tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermekten ibarettir...] denilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu Değirmenköy
Köyü, 6619 parselin .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/1005 - 2004/1487 sayılı dosyasında fen bilirkişi krokisinde (A1) ile gösterilen 1165724 m²"lik ve (A2) ile gösterilen 382500 m²"lik olmak üzere toplam 1548224 m²"lik kısmının özel sicilindeki kaydının iptali ile orman niteliğiyle ... adına tesciline, bu bölümlere yönelik davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalılar ... vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamıştır.
1) Davalıların, tapu iptali ve tescili istemine yönelik temyiz itirazları bakımından; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve bozma kararı gereğince işlem yapılarak ve kesin hüküm nazara alınarak, krokisinde (A1) ve (A2) ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından tapu iptali ve tescil davası yönünden hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davalıların, elatmanın önlenmesi istemine yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava konusu taşınmazın, arazi kadastrosunda mera olarak sınrılandırılıp özel siciline kaydı yapıldığından, davalılar tarafından dava tarihine kadar bu sicil kaydına dayanılarak tasarruf edildiğinden ve dolayısıyla bu tarihe kadar davalılar tarafından çekişmeli taşınmaza haksız elatma söz konusu olmayacağından, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, davalıların taşınmaza yönelik elatmasının önlenmesine karar verilmiş olması usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
Öte yandan 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve aynı Kanunun 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalılar aleyhine harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi de, usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalıların tapu iptali ve tescil davası yönünden temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalıların elatmanın önlenmesi davası ve yargı giderlerine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 11.03.2013 günü oy birliği ile karar verildi