10. Hukuk Dairesi 2014/27352 E. , 2015/2747 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile davalılardan ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Dr. ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- 21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ayrıca 5236 sayılı Kanun; katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2013 yılı için 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 1.820,00 TL olarak değiştirmiştir.
Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde temyiz (kesinlik) sınırının saptanmasında alacağın tamamının gözetilmesi; tümü dava konusu yapılan bir alacağın kısmen kabulünde ise temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde kabul ve reddedilen miktarların esas alınması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu Geçici 3. maddesi gereğince 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesi hükmü gereğidir.
Somut olayda davacı Kurum yönünden, redde konu 531, 52 TL’lik alacak tutarı, yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğundan, anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması reddedilen miktar itibariyle mümkün değildir.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle kesinlik nedeniyle REDDİNE,
2-Davalı ..."nin temyiz itirazlarına gelince; Dava, 22.2.2006 tarihli trafik-iş kazasından doğan rücu tazminatı istemine ilişkin olup, 5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir.
Sigorta şirketlerinin sorumluluğuna ilişkin 5510 sayılı Kanunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Sigorta şirketinin sorumluluğu 2918 sayılı Kanunun 85’inci maddesi kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluk olup; sigortaladığı aracın sürücüsü ile şayet tespit edilmişse araç işleteninin kusurlarıyla ve poliçe limitleriyle sınırlı biçimde zarardan sorumlu tutulabilirler.
Somut olayda, hükme esas kusur raporunda, davalı şirketin sigortaladığı aracın sürücüsünün kusurlu bulunmadığı belirtilmiş olup, davalılardan ..."ın % 100 kusurlu olduğunun belirlendiği anlaşıldığından anılan davalı yönünden davanın reddi gereğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının, 1., 2, 3 ve 4. 5. bendinde yer alan "Davalılar" ibaresinden sonra gelmek üzere, "(... ve ...)" ibaresinin eklenmesine, 1. bendin sonuna "davalı ... yönünden davanın reddine" ibaresinin eklenmesine, 4. bendinin silinerek, yerine, "... gereğince davalı ... şirketleri lehine takdir olunan 440"ar TL vekalet ücretinin davacı Kurumdan alınarak davalı ... şirketlerine verilmesine" cümlesinin yazılmasına, kısa kararın da bu şekilde düzeltilmesine ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılardan ...."den alınmasına, 20.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.