10. Hukuk Dairesi 2015/2258 E. , 2015/2745 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan...Plastik San. ve Tic. Ltd. ve ... avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Dr. ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dava; rücûan tazminat istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunudur.
5510 sayılı Kanunun İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin sorumluluğunu düzenleyen 21’inci maddenin birinci fıkrası hükmü, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücûan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan Sosyal Güvenlik Kurumu"na karşı rücuan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır.
İş kazası veya meslek hastalığına birlikte neden olan sorumluların işveren ve üçüncü kişi olması durumunda, yapılan harcama ve ödemeler yönünden ayrık bir durum söz konusu olmadığından, toplam kusurlarına düşen ödemelerden müteselsilen sorumluluklarına hükmedilir. İşveren; sigortalı ya da hak sahiplerine bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerinin tümünden ancak sigortalı ya da hak sahiplerinin işverenden isteyebileceği miktarla sınırlı olmak üzere, üçüncü kişi ise böyle bir sınırlama olmaksızın ilk peşin sermaye değerinin yarısından sorumludur. Bu durumda, işveren; sigortalı ya da hak sahibinin işverenden isteyebileceği gerçek zararı aşmayan ilk peşin sermaye değerinin müteselsil sorumluların toplam kusuruna düşeninden sorumludur. Üçüncü kişinin ise ilk peşin sermaye değerinin yarısının müteselsil sorumluların toplam kusuruna düşen tutarından sorumlu olması gerekecektir.
Diğer taraftan, 5510 sayılı Kanunun 12. maddesinin 2. fıkrasında işveren vekili tanımlanmış olup, maddede “İşveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse, işveren vekilidir. Bu Kanunda geçen işveren deyimi, işveren vekilini de kapsar. İşveren vekili ve 4857 sayılı İş Kanunu"nda tanımlanan geçici iş ilişkisi kurulan işveren, bu Kanun"da belirtilen yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, hükme esas kusur raporunda davalı limited şirketin % 50, işveren vekili ..."ın % 15, vardiya amiri ..."ın % 15, sigortalının ise % 20 oranında kusurlu bulunduğu, Pınar ve Necmettin yönünden peşin değerli gelirin yarısının talep edildiği, Mahkemece ... ve ..."ın peşin değerli gelirinin yarısının % 30 kusur karşılığından sorumlu tutulduğu, işverenin ise ilk peşin değerli gelirin % 80 kusur karşılığından sorumlu tutulduğu anlaşılmaktadır.
Davalılardan ..."ın işveren vekili konumunda olduğu anlaşıldığından, anılan şahsın sorumluluğunun 5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin 1. fıkrası gözetilerek belirlenmesi gerekmekte olup, anılan davalı yönünden taleple bağlı olarak peşin değerli gelirin yarısına hükmedilebilecekken, eksik rücu alacağına hükmedilmesi, davalılardan ..."ın ise peşin değerli gelirin yarısının müteselsil sorumluların toplam kusuruna düşen tutarından (% 80) sorumlu olduğunun gözetilmesi usûl ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, hükmü temyiz etmeyen davalı ... yönünden davacı Kurum lehine oluşabilecek usuli kazanılmış hak durumu korunmak suretiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hüküm fıkrasının, tamamen silinerek yerine "
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
1-13.874,78 TL davacı kurum zararınından 7.590,46 TL"sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, 1570,8 TL"sinin davalı ... ve...Plastik San. Tic. Ltd. Şti."den müştereken ve müteselsilen, 4.712, 74 TL bakiyenin münferiden davalı...Plastik San. Tic. Ltd. Şti."den gelir bağlama ve ödeme ve masraf tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte tahsili ile davacı kuruma verilmesine,
2- Davacı yararına yürürlükte bulunan Av ücret tarifesine göre 1.664,97 TL vekalet ücretinden 1.099,2 TL"sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen bakiye 544,8 TL"sinin ise davalılar...Plastik San. Tic. Ltd. Şti. ve ..."dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3- 87.35 TL yargılama giderinin davalılardan müştereen ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli olan 947.78 TL karar harcından 625,71 TLsinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, bakiye 322, 06 TL"sinin ise davalılar...Plastik San. Tic. Ltd. Şti. ve ..."dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına " ibarelerinin yazılmasına, kısa kararın da bu şekilde düzeltilmesine ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalı...Plastik San. ve Tic. Ltd. Şti."den ve ..."dan alınmasına, 20.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.