3. Hukuk Dairesi 2015/1993 E. , 2016/1740 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacıya ait büyükbaş hayvan çiftliğinin güney sınırına yakın bölgeden geçen enerji nakil hattının rüzgar etkisi ile kıvılcım oluşturarak otları tutuşturduğunu, çıkan yangında yem deposunun yandığını, delil tespiti yaptırıldığını, olayda davalı kurumun sorumlu olduğunu ileri sürerek; 251.237.00.- TL maddi tazminatın olay tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuştur.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; 251.237.00.- TL tazminatın dava tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk hallerinin olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutarken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz. (G.Antalya B.Hukuku Genel Hükümler C.1.2012.İst.sh.533.535.)
Özen sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği Borçlar Yasası"nın 58. maddesi gereğince; "…imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur." (TBK. 69.maddesi). TBK"nun 71/1.maddesine göre de; önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur. Belirtilen yasal düzenlemeler gereğince, davalı, zararlandırıcı sonucun doğmasına yol açan enerji hattının yapım ve bakım eksikliklerinden kaynaklanan zararlardan sorumludur. Sorumluluktan kurtulmanın olumsuz koşulu ise, zarar ile yapım bozukluğu ve bakım eksikliği arasındaki nedensellik bağının kesilmiş olmasıdır.
Delil tespiti dosyasına sunulan ve elektrik mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda; çiftliğin yem deposunun içinde elektrik enerjisi ve hattının bulunmadığı, depo duvarının dibindeki otların ark sonucu tutuştuğunun, plastik borudan da içeriye geçtiğinin iddia edildiği, plastik borunun duvarın içinden dışarı doğru gelen kısmında erime ve kömürleşme olduğu, bunun içerideki yangın nedeni ile içten dışa doğru erime ve yanma olduğu, dış kısımda kalan borularda erimenin, büzüşmenin dahi olmadığı, yangının bu şekilde içeriye sıçramış olmasının mümkün olmadığı, bölgedeki fidanların zarar görmediği sadece yapraklarının sarardığı, güney sınırın yüksek duvarlar ile komple kapalı olduğu, yangının içeriye sıçramasının imkansız olduğu, plastik borunun dışta kalan kısmının yanmadığı, güney sınırdan geçen enerji hattından çiftliğin elektrik almadığı, kendisine ait özel şebeke hattı bulunduğu belirtilmiştir.
Mahkemece keşif yapılmış, keşfe katılan bilirkişi kurulu sundukları bilirkişi raporunda; delil tespiti dosyasına sunulan bilirkişi raporuna yollama yaptıkları halde aksi görüşte açıklama yapmışlar ve tarlada tutuşan kuru otların oluşturduğu ateş parçacıklarının aşırı rüzgarın da etkisi ile hayvan çiftliğinin yem deposunun içine taşındığını, depoda bulunan saman ve yanıcı maddelerin üzerine düşerek yem deposu içinde yangın başlattığını, içerideki yem ve malzemelerin bu şekilde yandığını belirtmişlerdir .
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi aracılığı ile yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasında çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut olayda, mahkemece, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulması, illiyet bağının bulunduğunun varsayılması, olayın davacının anlattığı gibi gerçekleştiği kanısına varılması ve davanın bu nedenle kabul edilmesi isabetli bulunmamıştır. Olay tarihi ve mevsim itibari ile olay yerinde kuru otların bulunup bulunmadığı, eğer var ise bu otların dışarıdaki yangının binanın içine geçip etkilemesini sağlayacak nitelikte olup olmadığının araştırılması, o tarihte olay yerinde rüzgarın şiddeti ve esiş yönüne dair bilgilerin Meteoroloji Genel Müdürlüğünden sorulması, tüm bilgiler değerlendirilerek sonuca varılması gerekmektedir. Nedensellik bağı kurulduğu takdirde, davacının olay sırasında olay yerinde olması, gerekli önlemleri alıp almadığı, zararın artmasını engellemek için neler yapabileceği üzerinde durularak davacının olası bölüşük kusurunun de takdir edilmesi gerekecektir.
Mahkemece; davalı kurum açısından, yapı malikinin sorumluluğuna ve tehlike sorumluluğuna ilişkin olarak illiyet bağının bulunup bulunmadığı; davacı açısından ise, illiyet bağı kurulabiliyor ise yangın olayındaki bölüşük kusuruna ilişkin değerlendirmeler içeren, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, çelişkilerin giderilip itirazların karşılandığı, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna rapor hazırlatılarak, varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken; eksik araştırma, inceleme ve yetersiz rapor doğrultusunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.