3. Hukuk Dairesi 2015/19768 E. , 2016/1733 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl davada yoksulluk nafakasının kaldırılması ile karşı davada yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı- karşı davalı vekili, dava dilekçesinde; tarafların ... Aile Mahkemesinin 2011/361 Esas ve 2012/440 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davalı lehine 300 TL yoksulluk nafakasına karar verildiğini, davalının çalışmaya başladığını, ailesi ile yaşadığını, taşınmaz satın aldığını, kira geliri olduğunu belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını veya indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkilinin asgari ücretle çalışmaya başladığını, nafakanın yetersiz kaldığını, sahip olduğu evin borçlarının olduğunu, davacının maddi durumunun iyileştiğini belirterek; asıl davanın reddi ile yoksulluk nafakasının 600 TL’ye çıkartılmasını talep etmiştir.
Mahkemece; davalının halen düzenli bir gelirinin bulunduğu, bir taşınmaz satın alabilecek ekonomik güce sahip olduğu, yoksulluğunun ortadan kalktığı gerekçesiyle; asıl davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı- karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.
Yargıtay HGK.nun 7.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. HGK.nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması," yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 7.10.1998 gün 1998/2-656 E., 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 1.5.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları).
Somut olayda; taraflar ... Aile Mahkemesinin 2011/361 Esas ve 2012/440 Karar sayılı ve 08.06.2012 tarihli ilamı ile boşandıkları, davalı lehine 300 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği ve kararın 29.05.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davalı kadın, boşanma davasından sonra çalışmaya başlamış, asgari ücret seviyesinde gelire kavuşmuştur. Davalı, kendi birikimleri ve tanık beyanlarında anlaşılacağı üzere bir miktar da borçlanarak taşınmaz sahibi olduğu açıktır. Davalının aldığı nafaka ile geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün görünmediğine göre çalışması bir zorunluluk arzetmekle birlikte, asgari ücret seviyesindeki geliri ve kendi birikimleri ile satın aldığı taşınmazın varlığı davalıyı tamamen yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir.
O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, TMK"nun 4.maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır.
Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.