8. Hukuk Dairesi 2010/6515 E. , 2011/3886 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kangal Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 27.08.2010 gün ve 136/388 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, vekil edeni tarafından 141 ada 30 sayılı parselin tapuda yapılan satışla 03.08.2009 tarihinde Celal Aslan’dan satın aldığını, ancak 141 ada 31 sayılı parselin kadastro öncesi aynı ada 30 sayılı parselle birlikte kullanıldığını, davacının satıcısı ...ile davalıların miras bırakanı arasında taksim edildiğini, ne var ki kadastro çalışmaları sırasında 141 ada 30 sayılı parsele ait olması gereken taşınmazın bir kısmının aynı ada davalılara ait 31 sayılı parselle birlikte tespit ve tescil edildiğini açıklayarak, bu kısmın iptali ile 30 parsele ilavesi suretiyle vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davacının dava dışı 141 ada 30 sayılı parseli sonradan aldığını, talep etme hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Diğer davalılara dava dilekçesi yöntemine uygun bir biçimde tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamışlardır.
Mahkemece, davanın kabulüyle teknik bilirkişi ...’ın 20.08.2010 tarihli rapor ve krokisinde; 141 ada 31 sayılı parsel içerisinde C ve D harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümleri bakımından davalılara ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline (bağımsız parseller biçiminde) karar verilmesi üzerine; hüküm, yalnızca davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastrodan önceki zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi uyarınca açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Uyuşmazlık konusu 141 ada 31 sayılı parsel, 2008 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında paylı mülkiyet biçiminde ...,....,....,...,...., ve ... adlarına sırasıyla 6/24 ve 3/24’er pay oranında tespit ve tescil edilmiş olup, kadastro tutanağının 30.01.2009 tarihinde kesinleşmesiyle davalılar adına paylı mülkiyetbiçiminde tapu kaydı oluşmuştur. Paylı mülkiyette; her pay birbirinden bağımsız olarak dava konusu olabilmektedir. Dava tüm paydaşlar yönünden mahkemece kabul edilmiştir. Ancak, sadece davalılardan ... vekili hükmü temyiz etmiştir. Bu durum karşısında diğer paydaşlar yönünden hüküm kesinleşmiş bulunmaktadır. Davacı her ne kadar kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuş ise de; dosya arasında bulunan 141 ada 30 sayılı parselin tapu kaydına göre dava dışı bu parselin davacı tarafından 03.08.2009 tarihinde satın alındığı anlaşılmıştır. Kadastrodan önceki malike ait dava hakkının devralındığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge de dosya arasında bulunmamaktadır. Davacı bu yöndeki iddiasını kanıtlamamıştır. TMK.nun 6.maddesi gereğince, herkes iddia ve savunmasını kanıtlamakla yükümlüdür. Öte yandan, davacı 03.08.2009 tarihinde 141 ada 30 sayılı parseli tapuda yapılan satış ve devir ile satın aldığına göre, davacının şahsi hakkı TMK.nun 719.maddesi uyarınca satın aldığı çapın ve tapu kaydının miktarıyla geçerlidir. Bu bakımdan mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Temyiz edenin sıfatına ve paylı mülkiyetin niteliğine göre diğer paydaşların payları yönünden bozma yapılmamıştır.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle, sadece Ahmet’in tapu kaydında yer alan 3/24 payı yönünden HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 04.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.