15. Hukuk Dairesi 2017/1618 E. , 2018/2961 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı-birleşen dosya davalısı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı-birleşen dosya davalısı vekili Avukat ...ile davalı-birleşen dosya davacısı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 41/4 maddesi gereğince bir işin duruşmasında bulunan başkan ve üyelerin çoğunluğunun kurul kadrolarında değişiklik, izin veya hastalık gibi nedenler dışında o işin görüşülmesinin yapıldığı kurullarda yer alması zorunlu ise de 01.12.2015 tarihli duruşmada hazır bulunan Daire Başkanı ... ve üye ..."in emeklilik nedeniyle görevden ayrılmaları, ..."un da üyelik görevinin sona ermesi nedeniyle işin görüşülmesinin yapıldığı bu günkü kurulda yer almaları fiilen ve hukuken mümkün olmadığından temyiz incelemesinin duruşmada hazır bulunan üye ... ve üye ... ile duruşmada hazır bulunmayan Daire Başkanı ... başkanlığında, daire üyeleri ... ve ..."un katılması ile yapılmasına karar verilerek işin esası incelendi;
Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak, birleşen ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/1 Esas sayılı dosyası tespit, bu dosya ile birleşen 2011/21 Esas sayılı dosya ise alacak istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı-birleşen dosya davalısı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Adil yargılanma hakkı Anayasamızın 36/1. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nin bazı kararları ile Anayasa Mahkemesi"nin bireysel başvuruya ilişkin bazı kararlarında gerekçeli karar hakkının adil yargılanma hakkının somut görünümlerinden olduğu belirtilmiştir. Anayasa"nın 141/3. maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK"da da yer verilmiştir. HMK 297. maddeye göre hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK 298/2. maddede ise gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz hükmü mevcuttur.
HGK"nın 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas ve 2010-108 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; "Yasa"nın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur."
Gerekçeli karar ile hüküm fıkrasının çelişkili olması halinde yasaya uygun biçimde, gerekçeyi içeren bir hüküm olduğundan söz edilemez. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası ve kısa karar arasında çelişki yaratılması; yukarıda açıklanan ve Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın açıklığı, adil yargılanma hakkı prensibine ve kararların gerekçeli olması gerektiğine dair anayasa ve yasa hükümlerine de açıkça aykırı olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; asıl dava dosyası ile birleşen ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/1 Esas sayılı dosyasında birleşen davacı yüklenici vekili dava dilekçesinde; sözleşme gereği davalı iş sahibine verilen teminat mektuplarının haksız şekilde nakde dönüştürülmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunun tespitini, işbu dosya ile birleşen... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/21 Esas sayılı dosyasında da bakiye iş bedelinin ödenmediğini ileri sürerek 2.627.385,47 TL’nin tahakkuk tarihinden itibaren hesaplanacak reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, birleşen davalı iş sahibi birleşen davaların reddini savunmuş, mahkemece asıl davanın reddine, birleşen ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/1 Esas sayılı dosyası yönünden davanın kısmen kabulü ile 1.283.275,00 TL alacağın 02.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte birleşen davalı iş sahibinden tahsiline karar verilmiş, böylece birleşen... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/21 Esas sayılı dosyası ile ilgili hüküm kurulmuş, birleşen ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/1 Esas sayılı dosyasındaki tespit istemi ile ilgili olarak gerekçede "tesbit davasının konusu kalmamıştır" denilmiş ancak hüküm kısmında bu dava ile ilgili bir hüküm oluşturulmamış, bu suretle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır. Bu durumda HMK 297. maddeye uygun bir kararın varlığından söz edilemez. Mahkemece yapılacak iş gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki giderilerek karar vermek olmalıdır.
Bu nedenle kararın temyiz eden davacı-birleşen dosya davalısı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı-birleşen dosya davalısı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı-birleşen dosya davalısı yararına BOZULMASINA, davacı-birleşen dosya davalısı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı-birleşen dosya davacısından alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davacı-birleşen dosya davalısına verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-birleşen dosya davalısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 09.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.