17. Hukuk Dairesi 2014/4369 E. , 2015/9188 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... AŞ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, davalıların sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın, müvekkilinin içinde yolcu olarak bulunduğu araca çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 7.000,00 TL kazanç kaybı ve sürekli işgöremezlik tazminatının davalı ... şirketinden ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı araç sürücüsünden 08.07.2003 kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalının zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu ve müvekkilinin içinde yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını ileri sürerek, 10.000,00 TL maddi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, asıl davada davanın kısmen kabulü ile 2.446,00 TL maddi tazminatın davalı ...."den kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle
birlikte davalı ..."ten tahsiline, birleşen davada 7.337,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...."den tahsiline karar verilmiş; hüküm, asıl davada davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1- 818 Sayılı Borçlar Kanunu"nun 41 (6098 Sayılı TBK"nun 49.maddesi) maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de (TBK"nun değişik 72. maddesi) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK"nun 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür.) tabi bulunduğu belirtilmiştir.
Buna karşılık 2918 Sayılı KTK"nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Maddenin özellikle 2. fıkrasında "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa" ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3.kişi) yapmış olduğu fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı ifade edilmiştir.
Görüldüğü gibi, BK"nun 60 ve 2918 Sayılı KTK"nun 109/2. maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark, zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından 1 yıl yerine, 2 yıl olarak öngörülmesidir. (TBK"nun 72. maddesi ile bu konuda da paralellik sağlanmıştır.) 2918 Sayılı Kanun"un anılan madde hükmünde gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar içinde geçerli olabilmesinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır.
Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK"nun 10.10.2001 gün 2001/19-652 ve HGK"nun 16.04.2008 gün ve 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.) Açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, kaza sonucu davacı yaralanmıştır. Kaza tarihinde yürürlükte olan 5237 Sayılı TCK"nun 66. maddesine göre zamanaşımı süresi 5 yıldır.
Davaya konu trafik kazası 08.07.2003 tarihinde meydana gelmiş, Asıl dava ise 10.02.2010 tarihinde açılmıştır.
Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında davalı ... vekilinin zamanaşımı itirazı hakkında değerlendirme yapılarak bu konuda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebebine göre, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... AŞ"ye geri verilmesine 25/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.