Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16808
Karar No: 2016/1713
Karar Tarihi: 15.02.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/16808 Esas 2016/1713 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Taraflar arasındaki nafakanın artırımı davasında, davalının bilinen adresine tebligat yapılamadığı için davasına cevap vermediği anlaşıldı. Davacı tarafın maddi durumunun zorlaştığı, küçüğün eğitim, öğretim ve sosyal giderlerinin arttığı gerekçesiyle aylık nafakanın artırılması talep edildi. Mahkeme, davalının güncel adresine tebligat yapılmadığı için taraf teşkilinin sağlanmadığına karar vererek hükmü bozdu. Kanun maddeleri olarak Tebligat Kanunu’nun 10. ve 35. maddeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesi ve 7201 sayılı Kanun’un 35. maddesi değerlendirildi.
3. Hukuk Dairesi         2015/16808 E.  ,  2016/1713 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki nafakanın artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların boşanmalarından sonra müvekkilinin ve müşterek çocuğunun davalıya ait konutta yaşadıklarını; ancak, davalının bu konutun tahliyesi ve ecrimisil talebi ile açtığı dava sonunda ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/12/2014 günlü kararı ile 33.250.00 TL ecrimisilin davacı tarafından davalıya ödendiğini, davacının ekonomik yönden sıkıntıya düştüğünü; ayrıca, geçen yıllar içerisinde küçüğün büyüdüğünü, eğitim ve sosyal giderlerinin arttığını, paranın alım gücündeki düşüş de dikkate alınarak; aylık iştirak nafakasının 700.00 TL ye yükseltilmesine ve her yıl artışına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece; davalının bilinen adreslerine tebligat yapılamadığından, davalının avukatı tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açarken vermiş olduğu ‘....’ adresine tebligat yasasının 35.maddesi uyarınca 28/04/2015 tarihinde tebligat yapılmış ise de; davalının süresi içinde cevap vermediğinin anlaşıldığı ve davacının mali durum araştırmasına göre bu dava tarihinde çalıştığı, aylık ücretinin 2.000,00 TL olduğunun anlaşıldığı gibi, davalının ise; dosya kapsamına göre .... ilçesinde bir konutunun bulunduğu, davacıdan ecrimisil bedeli olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/12/2014 tarihli kararı ile birmiktar para aldığı; ayrıca, işyerinin bulunduğu boşanma davasındaki mali durum araştırması itibariyle çalıştığı, sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu; bu durumda, nafakanın takdir edildiği tarihten itibaren yaklaşık 5 yıllık süre içerisinde nafakada artış olmadığı, küçüğün eğitim, öğretim ve sosyal giderlerinin arttığı; davalının, küçük ile annesini kendisine ait konuttan çıkarttığı gibi davacıdan ecrimisil bedeli adı altında mahkeme kararı ile bir miktar para aldığı, davacı yönünden davacının geliri ile küçüğün giderlerinin karşılanmasının güç olduğu anlaşıldığından; hakkaniyet kuralları uyarınca daha önce belirlenen aylık 200,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL’ye yükseltilmesinin uygun görüldüğü gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine göre; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir."
    "(Ek fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./3.mad.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."
    Belirtilen yasal düzenleme uyarınca, muhataba çıkarılacak tebligat, öncelikle muhatabın bilinen en son adresinde Tebligat Kanunu"nun ilgili hükümlerine göre yapılacak, bilinen en son adrese çıkartılan bu tebligattan sonuç alınamaz ise, Tebligat Kanunu"nun 10. maddesi gereği muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi esas alınarak (Tebligat Kanunu"nun madde 21/2 uyarınca) tebliğ işlemleri yapılacaktır.
    Yine, 6099 sayılı Kanun"un 9. maddesi ile değişik 7201 sayılı Kanun"un 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
    Tüm bu düzenlemeler gözetildiğinde, artık, adres kayıt sisteminde yazılı adresi bulunanlara, 7201 sayılı Kanun"un 35. maddesine göre tebligat yapılamayacak olup; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, adres kayıt sisteminde yazılı adresine, 21. maddenin ikinci fıkrasına göre tebliğ yapılması gerekecektir.
    Dosyada; dava dilekçesinin tebliği için davalı adına çıkarılan tebligat evrakının, davalının başka bir dava açarken beyan ettiği ‘....’ adresine çıkarıldığı, bu tebligatın sonuçsuz kalması üzerine ise , davalının adres kayıt sisteminde mevcut güncel bir adresinin bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın, sonraki tebliğ işlemlerinin Tebligat Kanunu"nun 35. Maddesi hükümlerine göre yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. Maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkı; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. Maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının bir parçasını oluşturmaktadır. Madde gereğince davanın tarafları kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak iddia ve savunmanın bir parçasıdır ve temel dayanağını Anayasanın 36. Maddesinde yer alan hak arama özgürlüğüne ilişkin düzenlemeden alır. Anayasanın 36. Maddesine göre, herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mecileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir. Maddeye göre, hukuki dinlenilme hakkı yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirme yapmasını ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir. Dolayısıyla, hukuki dinlenilme hakkı, davanın tarafları için bir hak olarak ortaya çıktığı halde, mahkemeler için bir ödev niteliğindedir. Davalıya çıkartılacak tebligatın usulüne uygun şekilde düzenlenip tebliğ edilmesi hukuki dinlenilme hakkının gereğidir.
    Mahkemece, tebligat usulüne uygun yapılmadığından, davalı aleyhine açılan işbu davadan ve verilen karardan haberdar olamamıştır. Davalıya yapılan tüm tebligatlar Tebligat Kanununun 35. Maddesine göre yapılmış ve tebliğler geçerli sayılmıştır. Oysaki, 35.maddede açıkça düzenlendiği üzere adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği takdirde adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi mevcutsa yani, davalının mernis adresinin bulunması halinde artık 35. maddeye göre tebligat yapılamaz. Mernis kayıtlarına bakılması durumunda, davalının adres kayıt sistemindeki tebligat adresine ulaşılması mümkündür. Mahkeme, davalının mernis adresini araştırdığına veya bulunamadığına yargılamanın hiçbir aşamasında değinmemiştir. Davalının sosyal ve ekonomik durum araştırması raporunun cevabi yazısında dahi mahkemece gösterilen adreste oturmadığı ve Adres Kayıt sisteminde yeni bir adresinin bulunduğu belirtilmiş, ancak, mahkeme işbu yazının cevabını beklemeden karar vermiştir.
    Öyle ise, mahkemece; bu ilkeler gözetilerek, davalı tarafa usulünce tebligat yapılıp, taraf teşkilinin sağlanmasından sonra, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davalının yokluğunda yapılan yargılama sonucu hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi