Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2019/173
Karar No: 2021/248

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/173 Esas 2021/248 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2019/173 E.  ,  2021/248 K.

    "İçtihat Metni"

    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 14. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ceza Dairesi

    Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanık ...’in TCK’nın 103/2, 103/3-c, 43/1, 62, 58, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 07.09.2017 tarihli ve 284-269 sayılı resen de istinafa tâbi hükmün sanık ... müdafisi, katılan mağdure vekili ve katılan ... Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesince 25.01.2018 tarihli ve 2626-117 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kararın da katılan mağdure vekili, sanık müdafisi ve katılan ... Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 01.11.2018 tarih, 5527-6376 sayı ile;
    "...Mağdurenin ilk olayı gördüğünü beyan ettiği babaannesi tanık Fahriye’nin ifadesinde bu durumu kabul etmemesi, ikinci olaya ilişkin ise mağdurenin eylemin ne şekilde gerçekleştiği hususunda açıklayıcı beyanının bulunmaması, sabah kalktığında iddia ettiği mevcut bulgular nedeniyle istismara maruz kaldığı kanaatine vardığı yönündeki anlatımı ile adli rapordaki eski yırtığın zamanı konusunda tespitin bulunmaması, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında sanığın atılı suçu işlediği hususunda mahkûmiyetine yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden ilk derece mahkemesinin sübuta yönelik delillerin değerlendirilmesine ilişkin olarak 5271 sayılı CMK"nın 230/1-b. maddesine uygun düşmeyen gerekçeyle kurduğu mahkûmiyet hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun kabulü gerekirken yazılı şekilde esastan reddine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 25.11.2018 tarih ve 28559 sayı ile;
    "...Mağdurenin sanığın ilk eylemine babaannesi Fahriye"nin tanık olduğuna dair beyanının tanık Fahriye tarafından doğrulanmamış olması Yüksek Dairenin bozma nedenleri arasında yer almaktadır. Keza mağdurenin babası Mehmet de kızının yalancı olduğunu, yalan söylediğini duruşmada beyan etmiştir. Cinsel istismar olgusunun yaşandığı aile üyeleri arasında en sık kullanılan savunma mekanizması yadsıma (inkar) olup, küçümseme, mantıksallaştırma (rasyonalizasyon) ve bilişsel çarpıtma gibi diğer patolojik savunma mekanizmalarının da sık kullanıldığı (Figen Paslı, Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Ekolojik Sistem Yaklaşımı Açısından İncelenmesi, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 2017:2(2) sh.39-53) gözetildiğinde, hem babanın hem de babaannenin yaklaşımlarının sanık lehine olmasının anlaşılabilir nedenlere dayandığı kanaatine varılmıştır. Nitekim, tanık babaanne Fahriye kolluktaki sanık ... mağdurenin birlikte yattıklarını gördüğüne dair anlatımlarından da rücu etmiştir. Dosyadaki adli rapor, olaydan sekiz gün sonra alınmıştır. Mağdurenin bakire olmadığı, kızlık zarında iki ayrı noktada eski yırtık tespit edildiği bildirilmiştir. Yırtılmada meydana gelen yara, mukoza yarası karakterinde olup kanamalıdır. Bu kan, bazen çok bazen de azdır. Yırtılan mukoza hemen kızarır, şişer ve ödemli bir hâl alır. Üstü ekimozlanır ve hafif iltihaplanır. Bu durum yaklaşık 3-4 gün devam eder. Yaklaşık 5-6. güne doğru iltihabi durum yavaş yavaş geçer. Yırtılan parçalar birbiri ile birleşmeden serbest olarak boşlukta sallanır. Koit’in 7-8. gününe doğru hymen vagina kenarına çekilerek nedbeleşmeye başlar ve böylece yırtığın kenarları çevrenin mukozası ile aynı görünüşü kazanır. Şu halde bir hymen yırtığı 5-8 günde tamamen nedbeleşerek iyileşir. İyileştikten sonra artık bu yırtığın kaç günlük olduğunu söylemeye olanak yoktur. (Dr. Ercüment Aksoy, Dr. Mehmet Akif İnanıcı, Dr. Gürsel Çetin, Dr. Oğuz Polat, Dr. M. Şevki Sözen, Dr. Fatih Yavuz, Adli Tıp Ders Notları, Cinsel Saldırılar, https://www.ttb.org.tr/eweb/adli/5.html). Mağdurenin adli muayenesi olaydan sekiz gün sonra yapıldığından bu nedenle hymenin yırtılma zamanın tıbben bildirilmesi imkanı yoktur. Ancak bu durum mağdurenin iddiasının gerçeği yansıtmadığı anlamına da gelmemektedir. Aksine mağdurenin 15 yaşını ikmâl etmediği halde cinsel istismara uğradığı bu raporla sabit olmuştur.
    Cinsel istismarın sanık tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin tespiti açısından diğer delillere bakıldığında, mağdurenin oluşa dair anlatımlarının istikrarlı olduğu ve mağdurenin bu anlatımlarında ısrarcı olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Sanığın 14 yaşındaki mağdureye iki şişe bira içirmesinden sonra ona birlikte uyumayı teklif ettiği, mağdurenin amcası olan sanığın yanında uykuya dalmasından sonra sabah uyandığında istismara maruz kaldığını fark ettiği, olay tarihi olan 09.05.2016 tarihinden 5 gün sonra ablasına attığı SMS"lerde "Abla şimdi biz amcamla geziyorduk, kafası güzeldi, bana da bira aldı, iki tane içtim, eve geldik, masaj yap dedi, masaj yaptım, ondan sonra yattım uyudum, sabah kalktığımda külotumda kan lekesi vardı, kirlendim mi ben abla?", "Kafam güzel falan değildi, yanımda yatıyordu", "Ben hemen yattım, uykum vardı, napcaz abla, kendimi öldürcem.", "Abla yarın gelcende, amcama falan bişey deme" şeklinde ifadelerinin olduğu, bu mesajların mağdurenin anlatımlarının samimi olduğunu gösterdiği, soruşturma dosyası kapsamında alınan 18.05.2016 tarihli adli görüşme değerlendirme raporuna göre; mağdurun temel unsurlar bakımından tutarlı olduğu, mağdurun anlama, kavrama ve kendini ifade etme hususlarında yeterli olduğu, şüphelinin eyleminden sonra bu durumu hiçkimseyle paylaşmadan sadece ablasına anlatmasının literatürü destekler nitelikte olduğu, ayrıca adli görüşme boyunca mağdurun anlatımlarının güvenilir olduğunun anlaşıldığı, bu raporun da mağdurenin anlatımlarının samimi olduğunu gösterdiği," görüşüyle itiraz kanun yoluna müracaat etmiştir.
    CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesince 28.02.2019 tarih, 10125-7721 sayı ve oy birliğiyle; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Katılan mağdure İlayda Yiler"in annesinin ve babasının boşanmış olduğu, katılan mağdurenin olay öncesine kadar annesi ...’ın yanında Ankara ilinde yaşadığı, olaydan bir buçuk iki ay önce babası ...’in yanına Eskişehir iline geldiği, aynı evde babası, babaannesi ve sanık olan amcası ... ile birlikte yaşadığı (Kararın devam eden kısımlarında katılan mağdure İlayda Yiler"den "mağdure" olarak söz edilecektir.),
    15.05.2016 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre; 15.05.2016 tarihinde mağdurenin annesi katılan ...’ın kardeşiyle birlikte Polis Merkezi Amirliği’ne geldiği, kendilerinin Ankara ilinde yaşadıklarını, kızı olan mağdureyle altmış gün önce tartıştıklarını ve tartışmaları üzerine mağdurenin, babası tanık ...’in yanına gittiğini, mağdurenin ablası olan Müge Yiler’e 14.05.2016 tarihinde telefonla mesaj atarak amcası olan ve babası ile aynı evi paylaşan sanık ..."le arabayla gezip alkol aldıklarını, sanığın kendisine iki tane bira içirdiğini ve yaşadıkları eve gittiklerinde kendisine masaj yapmasını istediğini, kendisinin sanığa masaj yaptıktan sonra yorgun olduğu için uyuduğunu, sanığın da kendisiyle aynı yatakta yattığını, sabah kalktığında iç çamaşırında kan lekesi gördüğünü bildirmesi üzerine durumun aslını öğrenmek amacıyla polis merkezine geldiklerini, şahıslara mağdure ile yüz yüze görüşmenin daha sağlıklı olacağının belirtilmesi üzerine şahısların polis merkezinden ayrıldıkları, aynı gün saat 17.30 sıralarında mağdureyle birlikte şahısların tekrar geldikleri, bunun üzerine mağdureye sorulduğunda ablasına gönderdiği mesajların aynısını kolluk görevlilerine de anlattığı,
    16.05.2016 tarihinde kolluk görevlileri tarafından düzenlenen tutanağa göre; 6157 numaralı ekibin olayın geçtiği iddia edilen adrese gittiği, ikametin zemin üzerindeki birinci katta bulunduğu, içerinin düzenli olduğu ve herhangi bir iz ya da emarenin bulunmadığı,
    Kolluk görevlileri ve katılan ... tarafından imzalanmış tarihsiz telefon mesaj çıktı tutanağında; mağdurenin ablasına gönderdiği telefon mesajlarına ilişkin çıktıların bulunduğu,
    17.05.2016 tarihli Eskişehir Devlet Hastanesince düzenlenen rapora göre; sanığın vücudunda darp ve cebir izine rastlanmadığının tespit edildiği,
    18.05.2016 tarihli Adli Görüşme Değerlendirme Raporunda; mağdurenin anlama, kavrama ve kendisini ifade etme hususlarında problem yaşamadığı, işbirliği hâlinde olduğu, anlatımları ve verdiği duygusal tepkilerin birbirine paralel olduğu, sanığın mağdureye normalde de "Aşkım, canım, cicim, bebeğim" şeklinde hitap ettiği, öz amcası olması nedeniyle kendisine böyle hitap etmesinin mağdureye farklı bir şey düşündürmediği, sanığın mağdurenin bacağını okşamasına rağmen olay günü mağdurenin yanında yatmasının, olay sonrasında mağdurenin bu durumu kimseyle paylaşmamasının ve daha sonra olayı sadece ablasına anlatmasının literatürü destekler nitelikte olduğu, mağdurenin alkolden fazla etkilenmediği ve sanıkla alkol aldıktan sonra sarhoş olmadığı, sadece alkolün mağdurenin uykusunu getirdiği, uykusunun ağır olması sebebiyle o gece hiçbir şey hissetmediğini ifade etmesinin mağdurenin anlatımlarında bazı şeyleri gizlediği kanısı uyandırdığı ancak buna rağmen adli görüşme boyunca anlatımlarının güvenilir bulunduğunun belirtildiği,
    16.05.2016 tarihli Eskişehir Devlet Hastanesince düzenlenen rapora göre; mağdurenin hymen muayenesi sonucunda hymenin annuler tarzda olduğu, duhule müsait olmadığı, saat kadranına göre "1" hizasında tam kat eski yırtığın bulunduğu, "7" hizasında kısmi eski yırtığın bulunduğu, hymenin intakt olmadığının görüldüğü, mağdurenin olayın üzerinden sekiz gün geçtiğini belirten beyanı karşısında sanıktan sperm numunesinin alınamadığı,
    28.03.2017 tarihli Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesince düzenlenen rapora göre; penil doppler US incelemesinde sanıkta venöz yetmezlik düşündüren bulguların olduğu,
    26.05.2017 tarihli Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulunca sanık hakkında düzenlenen raporda; sanığın psikiyatrik muayenesinde cinsel ilişkiye engel teşkil edecek psikopatolojik bir araz saptanmadığı, genital muayenesinde ise dış genital organlarının doğal olduğu, sekonder seks karakterinin gelişmiş bulunduğu, kişiye Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesince yapılmış ve sonucu "Venöz Yetmezlik Düşündüren Bulgular" ile uyumlu olarak değerlendirilmiş olan penil Doppler US sonucunun kurul tarafından değerlendirilmesi neticesinde penis sertleşmesi ile ilgili yapılan testlerde "Yalancı negatiflik" ihtimali nedeniyle test sonuçlarının anormal olmasının kişinin cinsel ilişkide bulunamayacağının kesin kanıtı olmadığının tıbben biliniyor olduğu ve mevcut verilerle sanığın cinsel iktidarı haiz olduğunun reddedilemeyeceğinin mütalaa edildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Katılan mağdure İlayda Yiler 16.05.2016 tarihinde Savcılıkta; Ankara ili Mamak ilçesinde bulunan Üreyil Kız Meslek lisesinde öğrenci olduğunu, birinci dönemin sonuna kadar okul kaydını dondurduğunu, annesi ile babasının yaklaşık beş altı yıl önce boşandıklarını, velayetinin annesine verildiğini, annesinin ablası ile Ankara"da yaşadığını, babasının ise Eskişehir"de sanık olan amcası ve babaannesiyle birlikte yaşadığını, kendisinin genelde yaz aylarında babası ile görüştüğünü, ara sıra babasının da Ankara"ya yanlarına geldiğini, okulu dondurması nedeniyle annesiyle aralarında tartışmaların yaşandığını, bunun üzerine annesinin yanından ayrılarak babasının yanına Eskişehir"e gittiğini, bu evde babası, babaannesi ve sanıkla birlikte kaldığını, sanığın 38-39 yaşlarında ve işsiz biri olduğunu, kendisinin babaannesiyle birlikte salonda yattığını, sanığın bir odada ve babasının ise diğer odada yattığını, yaklaşık iki üç hafta önce babaannesiyle uyuduğu sırada sanığın bacaklarına dokunduğunu ve bacaklarını okşadığını, bunu gören babaannesinin "Kızı elleme, sarhoş. Odadan git." diyerek sanığa bağırdığını, kendisinin babaannesinin sesine uyandığını, yine yaklaşık bir hafta önce sanığın kendisini çağırdığını, dışarıdan bira alarak mahallelerinde bulunan Razgırat Parkına gittiklerini, burada mağdurenin kendisinin iki şişe bira içtiğini, bu olaydan önce hiç alkol kullanmadığını, saat 00.00-01.00 aralığında sanık ile eve döndüklerini, bu esnada babasının işte olduğunu, evde sadece sanık, babaannesi ve kendisinin bulunduğunu, kendi yatağına yatacağı sırada sanığın kendisini odasına çağırdığını ve masaj yapmasını istediğini, kendisinin sanığın sırtına çıkarak ayaklarıyla masaj yaptığını, olaydan önce alkol almasına rağmen alkolün etkisinde olmadığını ancak uykusunun geldiğini ve uykusunun çok ağır olduğunu, kendi yatağına gideceği esnada sanığın "Gel, birlikte yatalım." dediğini, bu olaydan önce de iki üç kez sanıkla beraber yattıklarını ancak sanığın bu süre zarfında herhangi bir cinsel eylemde bulunmadığını, kendisinin kabul etmesi üzerine sanık ile birlikte aynı yatakta uyuduklarını, ertesi gün saat 11.00 sıralarında uyanarak tuvalete gittiğini, tuvalette külotuna baktığında kan ve beyaz bir sıvı olduğunu gördüğünü, ayrıca cinsel organında yanma hissettiğini, böylelikle sanığın kendisine cinsel istismarda bulunduğuna kanaat getirdiğini, bu olaydan sonra sanık ile hiç konuşmadığını, sanığın da kendisine soğuk davrandığını, olaydan önce sanığın kendisiyle "Aşkım, canım" şeklinde konuşup ilgilendiğini ancak olaydan sonra ilgisini kestiğini, olaydan sonra külotunu yıkadığını, birkaç gün sonra da olayı ablasına bildirdiğini, ablasının olayı annesine söylemesiyle annesinin adli makamlara müracaat ettiğini, anlattığı iki olay haricinde sanığın kendisine karşı bir eyleminin bulunmadığını, sanıktan davacı ... şikâyetçi olduğunu,
    27.06.2016 tarihinde Mahkemede; sanığın amcası olduğunu, annesinin ve babasının 2010 yılında boşandıklarını, velayetinin annesine verildiğini, annesiyle birlikte yaşadığını, mart ayında annesinin yanından ayrılarak babaannesi ve babasının yanına gittiğini, babaannesi, babası ve sanığın birlikte yaşadıklarını, sanığın bekâr ve işsiz olduğunu, onların yanında kalmaya başladıktan yaklaşık bir ay sonra babaannesinden sanığın kendisinin yattığı yere gelerek bacaklarını okşamaya başladığını, bunu babaannesinin bir kez görmüş olduğunu öğrendiğini, yine mayıs ayında gününü tam hatırlamadığı bir tarihte sanığın kendisini yanına çağırdığını "Seni gezdireyim." dediğini, sanığın her gün alkol aldığını, sanığın arabaya binmeden önce de bira içtiğini, bu nedenle arabaya binerken sanığın sarhoş olduğunu, sanığın kendisine de iki şişe bira içirdiğini, daha sonra eve gittiklerini, kendi yatak odasına gitmesine karşın daha sonra sanığın kendisini yanına çağırarak "Bana masaj yap." dediğini, bunun üzerine sanığın sırtını çiğnediğini, daha sonra sanığın "Gel, yanımda yat." demesi üzerine beraber uyuduklarını, sabah kalktığında külotunda kan lekesi ve beyaz sıvı gördüğünü, tuvalete gittiğinde cinsel organında yanma hissettiğini, genelde sanığın yanında yattığını, çünkü evde bir tane yatak odasının bulunduğunu ve o yatak odasının da sanığa ait olduğunu, babasının salonda yattığını, babaannesiyle kendisinin ise oturma odasında karşılıklı koltuklarda uyuduklarını, babaannesiyle yatarken sanığın kendisini yatağına çağırdığını, babasının taksi şoförü olduğunu, bu nedenle sabah saatlerinde eve geldiğini, sanığın daha sonra kendisinin yattığı koltuğa geçtiğini, sanığın ilk zamanlarda herhangi bir tacizde bulunmadığını fakat bira içtikleri gün ilk taciz eyleminde bulunduğunu, bu durumu kimseye söyleyemediğini, telefonla annesini aradığını, ben "Geri geleyim. Sizinle birlikte kalayım." dediğini, annesinin "Biraz daha kal." diyerek cevap vermesi üzerine, bunun üzerine ablasına telefondan mesaj gönderdiğini, bu olayı ablasına telefonda anlattığını, ablasının durumu annesine aktarması üzerine annesinin ertesi gün Eskişehir"e geldiğini, taciz olayından önce bir akşam arkadaşı tanık Ceyda Samut’a gittiğini, babasına arkadaşlarına gittiğini söylediğini, akşam saat 20.00-21.00 sıralarında eve döndüğünü, buna kızan sanığın kendisini dövdüğünü ancak bu olaydan bahsederek kendisine iftira atıldığını söyleyen sanığın beyanlarının doğru olmadığını, sanığın ceza evinden yaklaşık üç dört ay önce çıktığını, bu dönem içerisinde kendisinin yatağında yattığını ancak herhangi bir taciz olayı ile karşılaşmadığını, yaşanan bu taciz olayının ilk ve son olduğunu, bir de babaannesinin yakaladığı olayın olduğunu ve o olayı da ifadesinde anlattığını, sanıktan şikâyetçi olduğunu,
    Katılan ... 15.05.2016 tarihinde Kollukta; eşi olan ...’den 2010 yılında resmî olarak ayrıldığını, kızı olan mağdurenin yaklaşık altmış gün önce babasının yanına gittiğini, bu nedenle mağdure, babası, babaannesi ve sanığın aynı evde yaşadıklarını, yaklaşık bir hafta önce mağdurenin sanıkla dışarı çıkıp alkol aldığını, sanığın aracıyla gezdikten sonra eve döndüklerini, sanığın mağdureden kendisine masaj yapmasını istediğini, mağdurenin sanığa masaj yaptığını ve sanığın yanında uyuduğunu, uyandığında külot kısmında kan ve meni lekesi görmesi üzerine mağdurenin korktuğunu, mağdurenin 14.05.2016 tarihinde bu olayı ablasına telefondan mesaj göndererek bildirdiğini, kendisinin de tüm bu hususları mağdurenin ablasına gönderdiği telefon mesajları üzerine öğrendiğini, sanıktan davacı ... şikâyetçi olduğunu,
    27.06.2016 tarihinde Mahkemede; mağdurenin annesi olduğunu, eşiyle 2010 yılında boşandığını, üç çocuğu olduğunu ve çocuklarının velayetinin kendisine verildiğini, 2016 yılının başında kızı olan mağdureyi Eskişehir"e gönderdiğini, bunun üzerine mağdurenin babaannesi ve babasıyla yaşamaya başladığını, mayıs ayının sonunda kızı Müge’nin kendisine mağdurenin amcası tarafından taciz edildiğini söylediğini, mağdurenin gönderdiği mesajları kendisine gösterdiğini, bunun üzerine derhal Eskişehir"e gittiğini, mağdureyi de yanına alarak polise başvurduğunu, sanıktan şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini,
    Tanık ... 16.05.2014 tarihinde Kollukta; sanığın annesi olduğunu, mağdurenin ise diğer oğlundan torunu olduğunu, mağdurenin bu olaydan iki ay önce Ankara"da bir şahıs tarafından kaçırıldığını, kendisinin bu olayı mağdurenin annesinden duyduğunu, bunun üzerine mağdurenin babası Mehmet’in kızını sanık olan diğer oğluyla birlikte kaldıkları eve getirdiğini, mağdureyle kendisinin salonda yattıklarını, oğlu Mehmet’in geceleri çalıştığını, gündüzleri ise yatak odasında uyuduğunu, sanığın diğer odada kaldığını, sanığın mağdurenin bacağını okşadığı olayı görmediğini, bahsedilen diğer bira içme ve gezme olaylarını da bilmediğini, mağdurenin bu hususlarda kendisine bir bilgi vermediğini,
    19.05.2014 tarihinde Kollukta; önceki beyanlarının yanında, mağdureyle salonda çekyatta yattıklarını, mağdurenin kendisini uyutarak sanığın odasına gittiğini gördüğünü, bunun üzerine mağdurenin arkasından sanığın odasına gittiğini, sanık ... mağdurenin aynı yatakta gece kıyafetleri ile yattıklarını ancak uyanık olduklarını gördüğünü, yatakta yatarken yönlerinin sağa ve sola dönük olduğunu, kendisinin mağdureye kızdığını, sanığın alkollü olduğunu ve kendisinin sanığa mağdurenin yanında ne işi olduğunu sorduğunu, mağdureyi sanığın yanından kaldırarak salondaki yatağa yatırdığını, tarihini hatırlamadığı başka bir gün saat 01.00 sıralarında mağdureyle aynı odada yattıktan sonra mağdurenin kendisini uyutup sanığın odasına gittiğini, kendisinin bu durumu tuvalete kalktığında fark ettiğini, sanığın odasına bakmaya gittiğinde sanıkla mağdurenin aynı yatakta giyinik vaziyette üzerilerinde yorgan örtülü şekilde yüz üstü yatar vaziyette olduklarını gördüğünü, bunun üzerine mağdureyi uyandırıp yatağına yatırdığını, yine başka bir gün sanıkla mağdurenin alkollü olarak dışarıdan birlikte geldiklerini, beraberce mağdurenin yatağında oturarak sohbet ettikleri sırada kendisinin uyanarak her ikisine de kızdığını, bunun üzerine sanık ... mağdurenin sanığın yatak odasına gittiklerini, kendisinin sanığın odasına giderek mağdureyi odadan aldığını ve yatağına yatırdığını, yine başka bir gün mağdureyle yatarken saat 23.00 sıralarında sanığın alkollü olarak yanlarına geldiğini ve mağdurenin yanına oturduğunu, sanığın kendisinin yanında mağdureye ayak masajı yaptırdığını, sonrasında sanığın kendi odasına giderek yattığını, mağdurenin ise kendi yanında yattığını, mağdurenin sanıktan kendisini arabayla gezdirmesini istemesi üzerine sanığın mağdureyi gece geç saatlere kadar gezdirdiğini, bir gün mağdurenin saat 23.00 sıralarında eve geldiğini, sanığın mağdurenin eve geç gelmesine kızarak mağdureye tokat attığını, bu olay üzerine mağdurenin bir şey söylemediğini, bu olayın yaklaşık on gün önce meydana geldiğini ve bu tarihten sonra mağdurenin sanığın odasında hiç yatmadığını, sanığın mağdureyi okşadığını hiç görmediğini, ayrıca sanıkla mağdureyi yatakta gördüğünde her zaman kıyafetlerinin üzerilerinde olduğunu, onları hiçbir zaman çıplak görmediğini, mağdurenin kıyafetlerini makinede kendisinin yıkadığını, mağdurenin kıyafet yıkamadığını, gerek mağdurenin iç çamaşırında gerekse sanığın çarşafında ya da yatağında kan lekesi görmediğini, sanığın sürekli alkol ve sigara kullandığını ancak mağdurenin alkol kullandığını görmediğini, sadece sigara kullandığını bildiğini, mağdureye sigarayı kendisinin dışarıdan aldığını, ayrıca sanığın mağdureye tokat attığı sırada mağdurenin sanığa hitaben "Sana göstereceğim." şeklinde bir sözünü duymadığını,
    Mahkemede; mağdurenin yalan söylediğini, eve gelen polislere ne söylediğini hatırlamadığını, mağdureyle aynı odada yattıklarını, sanık ... mağdurenin aynı yatakta yatmadıklarını, mağdurenin iddialarının doğru olmadığını, keza mağdurenin sanığın, bacaklarını okşadığına ilişkin beyanlarının da doğru olmadığını, mağdurenin eve çok geç geldiğini, çok fazla yalan söylediğini, sanığın mağdureyi yola getirmek için uğraştığını, sanığın eve geç saatte gelen mağdureye tokat attığının doğru olduğunu, mağdure ve sanığın birlikte bira içtiklerini görmediğini, kendisinin mağdure ve sanıkla birlikte gezmeye gittiğini, mağdurenin birkaç sefer arkadaşlarında kalarak eve gelmediğini, yine mağdurenin sanığa masaj yaptığını hiç görmediğini, Kolluk ifadesini kabul etmediğini,
    Tanık ... 16.05.2016 tarihinde Kollukta; mağdurenin babası olduğunu, 5-6 yıl önce eşinden boşandığını, mağdurenin velayetinin annesinde kaldığını, yaz aylarında arada sırada mağdurenin kendisinin yanına gelip gittiğini, yaklaşık iki üç ay önce mağdurenin bir çocuk tarafından kaçırılma olayına maruz kaldığını, olayın adliyeye intikal ettiğini, bunun üzerine mağdureyi kendi evine Eskişehir’e getirdiğini, bu evde annesi, sanık ... mağdureyle birlikte kaldıklarını, mağdurenin eve birkaç kez geç gelmesi üzerine sanığın mağdureye tokat attığını bildiğini ancak mağdurenin iddia ettiği olayı kollukta öğrendiğini, bu konuda bir bilgisi olmadığını,
    20.05.2016 tarihinde Kollukta; mağdurenin birkaç kez arkadaşı olan tanık Ceyda’da kaldığını, Ceyda’nın mağdurenin kendisinde kalması için izin istediğinde izin verdiğini, hatta Ceyda’nın annesi olduğunu söyleyen orta yaşlı bir kadının da kendisini telefonla arayarak mağdurenin kendilerinde kalması için izin istediğini, izin verdiğini, ancak orada kalıp kalmadığını kontrol etmediğini, mağdurenin babaannesiyle birlikte salonda ayrı çekyatlarda yattıklarını bildiğini, sanığın ise kendi yatak odasında yattığını, işten geldiğinde mağdureyle sanığın ayrı ayrı yerlerde yattıklarını gördüğünü, sanığın arabasıyla mağdureyi gece geç saatlere kadar gezdirdiğini ve bu hususun kendi bilgisi dâhilinde olduğunu, sanığın alkol kullandığını ancak mağdurenin alkol kullanmadığını, mağdurenin sadece sigara içtiğini bildiğini, yaklaşık on on beş gün önce mağdurenin eve geç gelmesi üzerine sanığın bu duruma kızarak mağdureye tokat attığını, olayı mağdurenin söylemesi üzerine öğrendiğini, mağdurenin bu olaydan sonra sanığa hitaben "Sana daha sonra göstereceğim." dediğini duymadığını, tokat atma olayından sonra da sanık ... mağdurenin aralarının bozulmadığını, iyi geçindiklerini, mağdurenin çamaşır yıkamadığını, evde çamaşırları kendi annesinin yıkadığını, mağdurenin sanığın kendisine cinsel istismarda bulunduğunu söylemesine bir anlam veremediğini,
    Mahkemede; sanığın mağdureye tecavüz ettiğine inanmadığını, mağdurenin yalan söylediğini, çok yalanına şahit olduğunu, Ankara’da da iki kez evden kaçtığını, mağdureyle sanığın aralarının iyi olduğunu, kendisi gece çalıştığından sanığın mağdureyle ilgilendiğini, eve geç geldiği için sanığın sinirlenip mağdureye tokat attığını öğrendiğini, iddia edilen cinsel istismardan sonra mağdureyle sanığın arasının bozulmadığını, sanıkla mağdurenin beraber yatması gibi bir durumun olmadığını,
    Tanık ... 21.05.2016 tarihinde Kollukta; mağdureyle yaklaşık bir buçuk ay önce parkta tanıştıklarını, arkadaşlık yaptıklarını, mağdurenin bir sohbet esnasında kendisinin iki erkek şahıs tarafından kaçırıldığını ve şahısların tutuklandığını söylediğini, mağdureyle birlikte sadece gündüz vakit geçirdiklerini, gece gezmediklerini, kimsenin evinde birlikte kalmadıklarını, olaydan on beş yirmi gün önce mağdure ile birlikte kalmak için mağdurenin ailesini tanıyan tanık Habibe’den mağdurenin ailesinden kendilerinde kalması için izin almasını istediklerini, ancak Habibe tarafından bu isteklerinin geri çevrildiğini, daha sonra havanın kararması üzerine ayrıldıklarını, sanığı tanıdığını, mağdurenin bir hafta kadar önce sanığın kendisi ile konuşmak istediğini söylemesi üzerine sanık, mağdure ve kendisinin sanığa ait araç ile pastane yanında buluştuklarını, kendisinin pastanenin önüne yürüyerek gittiğini, ancak sanık ... mağdurenin araç ile geldiklerini ve araç içerisine baktığında hem sanığın hem de mağdurenin kucaklarında açılmış bira şişelerini gördüğünü, sanığın kendisine hitaben "Arabaya bin." şeklinde bağırdığını, kendisinin binmemesi üzerine sanığın sinirlenerek olay yerinden ayrıldığını, geçmiş bir tarihte sanığın aracını kullanırken mağdureyi kucağına oturtmuş bir şekilde gördüğünü, ancak mağdurenin sanık tarafından cinsel istismara maruz kaldığına ilişkin bir şey söylemediğini, yine mağdure ile aralarında cinsel bir ilişki yaşanmadığını,
    Mahkemede; mağdurenin sevgilisi olmadığını, arkadaş olduklarını, aralarında cinsel ilişkinin yaşanmadığını, mağdureyle en geç saat 20.00 gibi dışarıda olduklarını, mağdurenin sigara içtiğini ancak alkol aldığını görmediğini, yeni tanıştıklarını, detaylı bilgisinin olmadığını,
    Tanıklar Ercan ve Mustafa Mahmutoğlu 19.05.2016 tarihinde Kollukta; tekel bayi işlettiklerini, sanığın ve mağdureyle birlikte gelip içki veya sigara alışverişi yapmadıklarını, sanığın kendisine sigara ve alkol aldığını, ancak mağdurenin alkol ve sigara almadığını,
    Tanık ... 19.05.2016 tarihinde Kollukta; yaklaşık bir ay kadar öncesinde mahalleden tanıdığı tanık Berk’in yanına gelerek mağdurenin babasını arayıp mağdurenin gece kendilerinde kalması konusunda izin isteyip isteyemeyeceğini sorduğunu, mağdureyle birlikte takılacaklarını söylediğini ancak kendisinin bu teklifi reddedip izin isteyemeyeceğini söylediğini,
    Mahkemede; tanık Berk’in kapılarına geldiğini, kendisine hitaben "Abla senden bir şey rica edeceğim." dediğini, "Mehmet Abiyi arar mısın? İlayda için izin ister misin?" diye sorduğunu ancak kendisinin bu talebi reddettiğini, geceleri mağdureyi parkta gördüğünü, mağdureyle tanık Berk’in sevgili olduklarını bildiğini,
    Tanık Ceyda Samut 21.05.2016 tarihinde Kollukta; mağdurenin arkadaşı olduğunu, mağdurenin kendisine sanıkla birlikte içki ve sigara içtiğini söylediğini ancak kendisinin görmediğini, bir defasında sanığın mağdurenin telefonuna göndermiş olduğu "Aşkım neredesin?" mesajını gördüğünü, mağdureyle tanık Berk’in birlikte kaldıklarını duymadığını,
    Beyan etmişlerdir.
    Sanık ... 16.05.2016 tarihinde kollukta; mağdurenin amcası olduğunu, üç aydır mağdure, kardeşi Mehmet ve annesi Fahriye ile birlikte aynı evde kaldıklarını, mağdurenin Ankara’da yaşarken başka erkeklerle iki kez kaçması üzerine annesi tarafından başa çıkılamadığı söylenilerek babasına gönderildiğini, mağdurenin birlikte kaldıkları süre içerisinde iki kez eve geç geldiğini, kendisinin bunun üzerine mağdureye birkaç kez tokat attığını, mağdurenin de kendisine hitaben "Bunun hesabını sana soracağım." dediğini, mağdurenin ifadesinde belirttiği şekilde iki üç hafta önce kesinlikle mağdurenin bacaklarına dokunmadığını, kendisinin alkol kullandığını ancak mağdureye içki almadığını, mağdure, kendisi ve annesiyle birlikte araçla gezdiklerini, bir hafta öncesinde parkta içki içtiğini, mağdurenin de yanında olduğunu, ancak kendisinin mağdureye bira vermediğini, eve geldikten sonra cinsel ilişkiye girmediklerini, mağdurenin yalan söylediğini, mağdurenin babaannesiyle yattığını, kendisinin ise ayrı bir odada kaldığını,
    Savcılıkta; evlenip boşandığını, 13 yaşında bir kızı olduğunu ve kızının velayetinin annesinde bulunduğunu, sık sık alkol aldığını, mağdurenin yanında da içki içtiğini, mağdurenin eve geç gelmesi ve erkeklerle ilişkileri olmasından kaynaklı olarak annesi tarafından baş edilemeyip kendi yaşadıkları eve gönderildiğini, mağdurenin eve çok geç geldiğini, mağdurenin babasının taksi şöförü olması sebebiyle genelde evde olmadığını ve onunla ilgilenemediğini, kendisinin amca sıfatıyla mağdureyi birkaç kez uyardığını, yaklaşık 10-15 gün önce yine bu nedenle aralarında tartışma yaşandığını, ona bir kaç tokat attığını, bu olaya mağdurenin babasının da şahit olduğunu ve bu olaydan sonra mağdurenin kendisine hitaben "Amca bunun acısını senden çıkaracağım." dediğini, anlattığı şekilde mağdureyi dövmesinden dolayı mağdurenin şikâyette bulunduğunu düşündüğünü, aynı yatakta uyumadıklarını, suçlamaları kabul etmediğini, her ne kadar doktor raporunda mağdurenin yapılan genital muayenesinde eskiye bağlı yırtık olduğu tespit edilmişse de bunu kendisinin yapmadığını, kimin yaptığını da bilmediğini, kendisinin cezai ehliyet yönünden bir sıkıntısının olmadığını,
    Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; mağdureye yönelik cinsel istismar ve vücuda organ sokma iddialarını kabul etmediğini, bu sene başlarında mağdurenin kaybolması nedeniyle yetkili mercilere müracaatta bulunduklarını, mağdurenin Ankara otogarında Murat isimli bir çocukla yakalandığını, mağdureye adliyeye gitmek isteyip istemediğini sorduklarını, bir şeyinin olmadığını söylediğini, mağdurenin Berk isimli bir çocuk ve yine mahallede kız arkadaşı olduğunu bildiği Ceyda isimli bir kızın ağabeyiyle de arkadaşlık yaptığını duyduğunu, hatta bir defasında mahallede oturan ve simit fırınında çalışan Metin Yavuz’un, Berk isimli gencin kendisinden evinde İlayda ile bir süre oturma konusunda ricada bulunduğunu söylediğini, bunun üzerine kendisinin Metin’den her ikisini de oyalamasını isteyerek geleceğini söylediğini fakat kendisi gidene kadar mağdure ve Berk isimli şahsın evi terk ettiğini, mağdurenin başkalarıyla kurduğu ilişkiler ve kendisine duyduğu kin nedeniyle bu şekilde iddiada bulunduğu kanaatinde olduğunu,
    Mahkemede; mağdurenin ağabeyinin kızı olduğunu, mağdurenin bir iki defa gece saat 02.00-03.00 sıralarında eve geldiğini, bunun üzerine mağdureyi dövdüğünü, bu sebeple başına böyle bir şey geldiğini, kaldı ki mağdurenin arkadaşlarına "Amcama böyle bir iş çıkartacağım." dediğini öğrendiğini, mağdurenin beyan ettiği tarihlerde mağdureyi arabasına alıp dolaştırmadığını, organ sokmak suretiyle cinsel istismarda bulunmadığını,
    Savunmuştur.
    1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun suç tarihinde yürürlükte bulunan 6545 sayılı Kanun"un 59. maddesi ile değişik "Çocukların cinsel istismarı" başlığını taşıyan 103. maddesi;
    "(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
    a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
    b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
    anlaşılır.
    (2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
    (3) Suçun;
    a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
    b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
    c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
    d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
    e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
    (4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
    (5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun
    ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
    (6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur." şeklinde düzenlenmiş iken,
    02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 13. maddesi ile;
    "(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz.
    Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
    a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
    b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
    anlaşılır.
    (2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.
    (3) Suçun;
    a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
    b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
    c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
    d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
    e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
    (4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
    (5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
    (6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur." biçiminde yeniden düzenlenmiştir.
    Görüldüğü gibi 103. maddede çocuğun cinsel istismarı tanımlamış olup, birinci fıkraya göre cinsel istismar deyiminden; onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış ile diğer çocuklara karşı cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen bir başka nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar anlaşılmaktadır.
    Maddenin ilk fıkrasında çocuğun cinsel istismarı suçunun temel şekli, ikinci fıkrasında ise cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir hâl olarak yaptırıma bağlanmıştır.
    Maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen nitelikli hâldeki maddi unsur, vücuda organ ya da sair bir cisim sokulması olup, failin kastının da bu tür bir eylemin gerçekleştirilmesine yönelik olması gerekmektedir. Suçun temel şeklinin aksine, ikinci fıkrada tanımlanan nitelikli hâlinin oluşabilmesi için eylemin cinsel arzularının tatmini amacına yönelik olması şart değildir.
    Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Mağdurenin aşamalarda yaklaşık iki üç hafta öncesinde babaannesi olan tanık Fahriye ile aynı odada uyuduğu sırada amcası olan sanığın bacaklarına dokunarak okşadığını, bunu gören babaannesinin "Kızı elleme, sarhoş, odadan git." diyerek sanığa bağırdığını, kendisinin babaannesinin sesine uyandığını, yine yaklaşık bir hafta önce sanığın kendisini çağırdığını, dışarıdan bira aldıklarını, mahallelerinde bulunan Razgırat Parkına giderek bira içtiklerini, bu olaydan önce hiç alkol kullanmadığını, saat 00.00-01.00 sıralarında sanıkla eve döndüklerini, bu esnada babasının işte olduğunu, evde sadece sanık, babaannesi ve kendisinin bulunduğunu, yatağına yatacağı sırada sanığın kendisini odasına çağırdığını ve masaj yapmasını istediğini, kendisinin sanığın sırtına çıkarak ayakları ile masaj yaptığını, sanıkla alkol almalarına rağmen alkolün etkisinde olmadığını ancak uykusunun geldiğini ve uykusunun çok ağır olduğunu, kendi yatağına gidecekken sanığın "Gel birlikte yatalım." dediğini, bu olaydan önceki dönemde de iki üç kez beraber yattıklarını ancak sanığın bu süre zarfında herhangi bir cinsel eylemde bulunmadığını, kendisinin kabul etmesi üzerine sanık ile birlikte aynı yatakta uyuduklarını, ertesi gün saat 11.00 sıralarında uyandığını, tuvalete gittiğini, tuvalette külotuna baktığında kan ve beyaz bir sıvı olduğunu gördüğünü, ayrıca cinsel organında yanma hissettiğini, böylelikle sanığın kendisine cinsel istismarda bulunduğuna kanaat getirdiğini, bu olaydan sonra sanıkla hiç konuşmadığını, sanığın da kendisine soğuk davrandığını, olaydan önce sanığın kendisiyle "Aşkım, canım." şeklinde konuşup ilgilendiğini, olaydan sonra ilgisini kestiğini, anlattığı iki olay haricinde sanığın kendisine karşı bir eyleminin bulunmadığını iddia ettiği; sanığın ise suçlamayı kabul etmediğini, mağdurenin yeğeni olduğunu, üç aydır mağdure, kardeşi Mehmet ve annesi Fahriye ile birlikte aynı evde kaldıklarını, mağdurenin Ankara’da iken başka erkeklerle iki kez kaçması üzerine annesi tarafından başa çıkılamadığı gerekçesiyle babasına gönderildiğini, mağdurenin birlikte kaldıkları süre içerisinde iki kez eve geç geldiğini, kendisinin bunun üzerine mağdureye birkaç kez tokat attığını, mağdurenin de kendisine hitaben "Bunun hesabını sana soracağım." dediğini, mağdurenin yalan söylediğini savunduğu olayda;
    Mağdurenin amcası olan sanığın eylemini 14.05.2016 tarihinde ablasına telefonla mesaj göndermek suretiyle bildirmesi, 18.05.2016 tarihli Adli Görüşme Değerlendirme Raporuna göre mağdurenin olay sonrasında bu durumu kimseyle paylaşmamasının ve olayı sadece ablasına anlatmasının literatürü destekler nitelikte olduğunun belirtilmesi, 16.05.2016 tarihinde Eskişehir Devlet Hastanesi raporuna göre hymende tam kat eski yırtık bulunduğuna yönelik tespitin mağdurenin iddiasını destekler nitelikte olması, mağdurenin babaannesi tanık ...’in 19.05.2016 tarihli Kolluk ifadesinde; uyarmasına rağmen sanık ... mağdurenin birkaç defa beraber yattığını ve sanığın mağdureye masaj yaptırdığını gördüğüne ilişkin beyanda bulunması ancak mahkemede önceki beyanını yalanlayarak farklı anlatımlarda bulunmasının oğlu olan sanığı koruma amacı taşıması, mağdurenin beyanlarının aşamalarda istikrarlı ve tutarlı olması ve aralarında mağdurenin sanığa iftira atması gerektirecek bir husumetin bulunmaması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığa atılı zincirleme biçimde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunun sabit olduğunun kabulü gerekmektedir.
    Bu itibarla haklı nedene dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan beş Ceza Genel Kurulu Üyesi; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2.Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 01.11.2018 tarihli ve 5527-6376 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
    3.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 25.01.2018 tarihli ve 2626-117 sayılı kararının ONANMASINA,
    4.Dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 06.05.2021 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 02.06.2021 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi