Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/6555 Esas 2011/3868 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

... ve müşterekleri ile... oğlu ölü... mirasçıları ve... oğlu ölü ...mirasçıları kayyımı Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.09.2010 gün ve 151/481 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacılar vekili, vekil edenlerinin miras bırakanı...’ün malik sıfatıyla zilyetliğinde iken ölümü ile mirasçılarına intikal eden, eklemeli olarak 60 yıldan fazla süre ile zilyet bulundukları dava konusu 412 ve 413 parsel sayılı taşınmazların, tapuda kim oldukları anlaşılamayan Mustafa oğlu ölü ...mirasçıları ile... oğlu ölü ...mirasçıları adlarına kayıtlı bulunduğunu açıklayarak tapu kayıtlarının TMK.nun 713/2 maddesi uyarınca iptali ile adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı Hazine vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, tapu kayıt maliklerinin tespit edilemeyen ve kim olduğu anlaşılamayan meçhul, bilinemeyen kişiler olduğunun anlaşıldığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, 412 ve 413 parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adlarına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 412 ve 413 parsel sayılı taşınmazlar 8.10.1960 tarihinde yapılan tapulama çalışmaları sırasında belgeye dayanılmaksızın tarla niteliği ile ½ şer paylı olarak... oğlu ölü ...mirasçıları ile... oğlu ölü ...mirasçıları adlarına tespit edilmiş, 22.4.1964 tarihinde kesinleşen tutanağa istinaden tapu kaydı oluşmuştur. Tapulama tutanaklarında, dava konusu taşınmazların miras yoluyla intikal, taksim ve 30 yıldan fazla süre ile malik sıfatıyla ...oğlu ...’in zilyetliğinde iken, ...’in bu parselleri 1315 yılında... oğlu ...ve... oğlu ...’e sattığı, bunlardan... oğlu ...’in taşınmazları zilyet ederken 1318 yılında, Hüseyin oğlu ...’un ise, 1320 yılında ölümü üzerine, adları bilinemeyen mirasçılarına kaldığı açıklanmıştır. Bu açıklamalara göre 1960 yılı itibariyle... oğlu ...ile... oğlu ...’in ve mirasçılarının bilinen kişiler oldukları anlaşılmaktadır.
Kadastro tutanağındaki açıklamalar ve tüm dosya kapsamı ile kayıt maliklerinin ve mirasçılarının tapu kütüğünden kim oldukları anlaşılabilmektedir. Malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli
../.. bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır (HGK.nun 10.04.1991 tarih 1991/8-51 E, 194 K sayılı ilamı). Kütükteki bilgi ve belgelerden gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde ve malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna varılmalıdır. Görülmekte olan davada kayıt maliklerinin kim olduğu kütükten ve tapulama tutanaklarının kapsamlarından anlaşıldığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL temyiz karar harcı ile 73,90 TL temyiz başvuru harcı olmak üzere toplam 91,05 TL’nin temyiz eden Hazineye iadesine 04.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.