15. Ceza Dairesi 2013/21821 E. , 2016/533 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
Dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından sanığın beraatına ilişkin hükümler, o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Şikayetçinin, araç alım satım işiyle uğraştığı ...... isimli işyerine giden sanığın, şikayetçi ile araba takası konusunda anlaştıkları, sanığın kendisinde bulunan ...... nolu aracı şikayetçiye vermesi, şikayetçinin de kendisine ait ...... plaka nolu araçla birlikte üste 5.000 TL vermesi konusunda anlaştıkları, bunun üzerine sanığın 02/09/2008 tarihinde şikayetçinin işyerine gittiğinde şikayetçinin işyerinde olmadığı, ancak burada çalışan tanık .... işyerinde bulunduğu, şikayetçi ile sanığın anlaşmaları gereği, sanık ve tanığın ..... giderek ...... plakalı aracın satışına ilişkin ..... yevmiye nolu satış vekalatnamesini düzenlettikleri, daha sonra da tanık ...... sanığa beğendiği aracı teslim ettiği, sanığın ayrıca şikayetçiden de 5.000 TL"yi aldığı, sanığın takas suretiyle bıraktığı araca müşteri çıkması üzerine, şikayetçinin satış işlemleri için ...... gittiğinde ..... ...... tarih ve ..... yevmiye nolu vekalatnamesinin araca ait ruhsata uygun olmadığını ve bu vekalatnamenin geçersiz olduğunu öğrendiği, bunun üzerine sanıktan şikayetçi olması sonucu sanık hakkında dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın, notere gerçek kimliğini ve araca ait gerçek ruhsatı ibraz ettiği, kimlik veya ruhsat üzerinde herhangi bir sahtecilik unsuru teşkil edebilecek mahiyette ekleme veya tahrifat bulunmadığı, ayrıca sanığın denetleme mükellefiyeti bulunan ilgili noterlik çalışanlarının denetim imkanını ortadan kaldırmaya yönelik hiçbir söz veya eyleminin bulunmadığı, resmi belgenin yanlış düzenlenmesinin tamamen noter hatasından kaynaklandığı, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçunun oluşabilmesi için, sanığın açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olmasının gerekli olduğu, beyanı alan memurun bu beyanın doğruluğunu araştırıp tahkik etmek ve daha sonra edindiği kanaate göre resmi belgeyi düzenlemek durumunda ise, bir başka ifade ile resmi belge sadece sanığın beyanına göre değil de memur tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise TCK"nın 206. maddesinde tanımlanan suçun oluşmayacağı anlaşılmakla, sanık hakkında verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonucunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, o yer Cumhuriyet savcısının atılı suçların sübut bulduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA, 19/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.