8. Hukuk Dairesi 2010/6163 E. , 2011/3840 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ve müşterekleri ile... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen ....04.2010 gün ve 187/78 sayılı hükmün ..."ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili; tarafların ortak miras bırakanları olan ... ...’un ......1994 tarihinde ölmekle geriye .... Eşi ... ... ile ilk eşi ...’den olma kızı... ve kendinden önce ölen kızı... mirasçıları bulunan vekil edenlerini bıraktığını, mirasçılardan... ile ... mirasçılarından olan..., ... arasında 39, 152, 780, 410 ve 424 parsellere ilişkin olarak 28...1998 tarihli miras taksim sözleşmesi düzenlendiğini ve sözleşme hükümlerine uygun olarak 410 ve 424 parsellerdeki...’na ait miras payının...’a devrinin sağlandığını; buna karşılık olarak 39, 152, 780 parsellerde...’a ait payın,..."nun tüm mirasçılarına intikal ettirilmesi gerekirken; sadece... mirasçılarından biri olan davalı... adına intikalin sağlandığını, belirterek tüm mirasçıların katılımı ile düzenlenmeyen dayanak taksim sözleşmesi eğer geçerli değil ise; 410 ve 424 parsellerde kök miras bırakan ... ...’dan...’na kalan ve...’a intikal ettirilen payın yeniden ... mirasçılarına dönmesinin sağlanmasını istediklerini, bu istekleri kabul edilmez ise; 39, 152 ve 780 parsellerde gene kök miras bırakan ... ...’dan ...’a kalan ve davalılardan...’a intikal ettirilen pay tapusunun iptali ile ..."nın tüm mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini istediklerini bildirmiştir.
Davalılar ... Orhan ve müşterekleri vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalılardan... vekili ise; ......2008 tarihli cevap dilekçesinde; vekil edeni adına tapuda yapılan işlemlerin tamamından davacıların haberdar olduğunu, o dönemde ... mirasçılarından olan ve davacılardan bulunan ......’nun yaşının küçük olması ve bu nedenle vesayet altında bulunması, vesayet makamının da ...adına yapılacak işlemlere izin vermemesi nedeniyle,...’dan ..."nın tüm mirasçılarına intikal etmesi gereken payın daha sonra hak sahiplerine devredilmek üzere vekil edeni adına intikalinin sağlandığını, vekil edeninin...’ın reşit olmasından sonra gerekli devirleri yapacağını davacıların bilmesine rağmen bu davayı açtıklarını açıklayarak davaya konu edilen taşınmazlardaki... adına alınan ... ... hisselerinden, veraset ilamındaki payları oranında davacılara verilmesini kabul ettiklerini bildirmiş, ayrıca ......2009 ve ......2010 günlü yargılama oturumunda dava dilekçesinin sonuç bölümündeki (b) şıkkı doğrultusunda hüküm kurulmasını talep ettiklerini ve bu şekilde hüküm tesisini kabul ettiklerini açıklamıştır.
Mahkemece; dava şartının gerçekleşmediği görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre tarafların ortak miras bırakanları ... ... adına tapuda kayıtlı bulunan dava konusu taşınmazların, adı geçen miras bırakanın ......1994 tarihinde ölmesi ile 27...2000 tarihinde mirasçıları olan taraflar ile dava dışı mirasçı ... ...’a elbirliği hükümleri uyarınca intikallerinin sağlandığı, bu intikalden sonra aynı tarihte mirasçılardan...,..., ...., ...., ... ve ...’nun 410 ve 424 parsellerdeki yakın miras bırakanları .... nedeniyle kendilerine intikal eden miras paylarını mirasçılardan...’a devrettikleri ve gene aynı tarihte...’ın da 39, 780 ve 152 parsellerdeki miras payını davalılardan olan ve aynı zamanda davacılar gibi ....mirasçılarından bulunan...’a devrettiği anlaşılmaktadır.
Taraflar ......1994 tarihinde ölen ve ölüm tarihi itibariyle terekesi elbirliği hükümlerine tabii bulunan ... ... mirasçıları oldukları anlaşılmaktadır. Elbirliği mülkiyet hükümlerinin geçerli olduğu taşınmazlarda mirasçıların birbirleri aleyhine tek başına miras payının iptaline ilişkin dava açmaları mümkün olup oybirliği aranmaz. Davacı taraf, mirasçılar arasında görülen böyle bir davada, sadece kendi payları yönünden iptal ve tescil isteğinde bulunabilir. Kendileri dışında kalan ve fakat usulüne uygun bir dava açarak talepte bulunmayan diğer mirasçıların payları için istekte bulunmaları mümkün olmadığından eğer böyle bir istekte bulunulmuş ise; sadece davacıların kendi miras hissesi oranında iptal ve tescil istedikleri kabul edilerek buna göre bir karar verilmesi gerekir. Anlatılan nedenlerle; somut olaya ve tarafların birbirleriyle ilgilerine yanlış anlam verilmesi sonucunda tüm mirasçıların birlikte hareket etmesi gerektiği görüşünden yola çıkılarak yazılı biçimde davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de; kök miras bırakan ... ...’a ait 410 ve 424 parseller 27...2000 tarihinde mirasçıları adına intikal ettiğine ve ... Sabri mirasçılarından olup kendinden önce ölen kızı ... nedeniyle mirasçılık sıfatını alan bir kısım ... mirasçıları bu iki taşınmaz üzerindeki miras paylarını tapuda yapılan işlemle diğer bir mirasçı olan ...e devrettiklerine ve tapuda yapılan bu işlem daha önce aynı taraflar arasında yapılan tapu dışı sözleşmelerden dönme anlamına geldiğine ve dönülen bir sözleşmeye dayanılarak Münevver’e anlatılan biçimde intikal eden payların devredenlere geri dönmesine ilişkin isteğin yerinde bir istek olmadığı açık bulunduğuna göre; davacıların 410 ve 424 parsellerde var olan Münevver payına yönelik olarak açtıkları davanın reddine karar verilmesinde sonuç itibariyle bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ne var ki, görülmekte olan dava terditli bir dava olup, davacılar 410 ve 424 parsellere yönelik istekleri kabul edilmez ise, dava konusu 39, 152 ve 780 parsellerde kök miras bırakan ... ...’dan ...e kalan ve Münevver tarafından davalı ... ...’a devredilen ve halen ... ... adına olan paylara ilişkin tapu kaydının iptali ile..."nun tüm mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Görülmekte olan davanın ikinci aşamasını oluşturan bu istek yönünden davalı konumunda bulunan... vekili davayı kabul ettiklerine yönelik olarak bazı açıklamalarda bulunmuştur. Ancak vekilin ......2009 ve ......2010 günlü oturumlardaki beyanı imzasız olup ......2008 tarihli cevap dilekçesinin sonuç kısmında da “davaya konu edilen taşınmazlardaki... adına alınan ... ... hisselerinden veraset ilamındaki payları oranında davacılara verilmesini kabul ediyoruz.” açıklamasında bulunmuştur. Oysa dava edilen pay ... ...’dan alınan değil,...’dan... adına alınan paydır. HUMK.nun 92 ve devamı maddelerine göre davayı sona erdiren böyle bir taraf işleminin sonuç doğurabilmesi için açık ve net olması gerekir. Mahkemece açıklanan bu husus üzerinde durulması, davalı ... veya vekilinden beyanlarını açıklamalarının istenmesi davalı taraf davayı kabul ediyor ise, bu kabul beyanının usulüne uygun olmasının sağlanması ve HUMK.nun 151/II maddesi uyarınca beyanın ilgilisine imzalatılması ve ondan sonra davacılar ile davalı ... arasındaki uyuşmazlık bakımından bir karar verilmesi gerekirken, kabul olgusu görülmeden, davanın terditli bir dava olduğu düşünülmeden yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve ...,... TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 30.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.