10. Hukuk Dairesi 2020/10889 E. , 2021/8191 K.
"İçtihat Metni"Nazilli 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, davacının 01/05/1994 - 22/09/2016 tarihleri arasında tevkifata dayalı tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir
İlk Derece Mahkemesince, derdestlik dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının 01/05/1994-22/09/2016 tarihleri arasında hayvancılık yaparak elde ettiği sütleri ... sattığını, sattığı ürünlerden prim kesintisi yapıldığını, bu sebeple 01/05/1994-22/09/2016 tarihleri arasında sigortalılığın tespitini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili, husumet itirazında bulunduklarını, Kurum kayıtlarının incelenmesinde sigortalının künye bilgileri ile kesinti listesindeki bilgiler tutmadığından tevkifat yükleme işlemi yapılamadığını beyanla usul ve yasaya aykırı davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, “HMK madde 114/1-ı maddesi uyarınca aynı davanın daha önce açılmış ve halen görülmekte olmasının dava şartı olduğu, 115. maddeye göre de; Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasını kendiliğinden araştırdığından ve dava şartı noksanlığını kendi tespit ederse davanın usulden reddine karar verebileceğinden; mevcut dosya kapsamı incelendiğinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı"ndan gelen evraklara bakıldığında davacının Aydın İş Mahkemesi Hakimliği"ne 13/03/2017 tarihinde aynı nitelikte davayı açtığı tespit edildiği” gerekçesiyle derdestlik dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi, “davacının tarafları, dayandığı maddi vakıa ve talep sonucu aynı olan iki ayrı dava açtığı anlaşılmakla derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan ret kararı verilmesinde herhangi bir hata söz konusu olmadığı” gerekçesiyle Nazilli 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi"nden verilen 11/03/2020 tarih, 2018/712 Esas ve 2020/127 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ilişkin davacı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı yasanın 353/1-b.1 hükmü gereğince esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, Aydın İş Mahkemesinde açılan dava ile eldeki davanın davacısı hariç olmak üzere benzer bir yanı bulunmadığını, Aydın İş Mahkemesinde görülmekte olan davanın, davacının baba adının yanlış yazılması nedenine dayandığını, eldeki davada davacının davasını kanıtladığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, iki dava arasında bağlantı varsa da, eldeki davanın yazılı şekilde şekil noksanlığından reddi yerine Aydın İş Mahkemesinde görülmekte olan dava ile birleştirilmesine karar verilmesi gerektiğini, kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114"üncü maddesinin (ı) bendi uyarınca “aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” bir başka deyişle derdest olmaması dava şartları arasında düzenlenmiş olup, aynı kanunun 115"inci maddesi gereği bu durum kamu düzeni ile ilgilidir ve davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
Anılan madde metninde belirtildiği üzere derdestlik; açılan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış olup da görülmeye devam ediyor olmasıdır. Derdestlik açısından aynı dava olma koşulları aslında maddi anlamda kesin hüküm koşulları ile paralellik gösterir. Bu bağlamda derdestliğin söz konusu olabilmesi için tarafları, sebepleri ve konusu aynı olan davanın iki defa ayrı ayrı açılmış olması gerekir.y
Birinci ve ikinci davanın aynı dava sayılabilmesi için gerekli ilk şart her iki davanın taraflarının aynı kişiler olmasıdır. Tarafların aynı sayılması, tarafların her iki davada da aynı sıfatla, yani davacı ve davalı sıfatıyla hareket etmiş olmaları gerekmez. Birinci davada; davacı olan taraf, ikinci davada, davalı olabileceği gibi, tam tersi de söz konusu olabilir. Davaların aynı dava sayılabilmesinin bir diğer şartı her iki davanın sebebinin aynı olmasıdır. Dava sebebinin aynı olmasından kasıt hukuki sebepler değil, davacının davasını dayandırdığı vakıalardır. Son şart ise; davaların konularının aynı olmasıdır. Dava konularının aynı olup olmadığını tespit edebilmek için davaların ilkinde verilebilecek kararın, ikinci davada verilebilecek kararı gereksiz hale getirip getirmeyeceği, ya da ikinci davada verilebilecek kararla aynı sonuçların sağlanıp sağlanamayacağına bakılmalıdır.
Aydın 1. İş Mahkemesinin 2017/70 E. sayılı dosyasında davacı asil, 13.03.2017 tarihli dava dilekçesinde, tevkifat faturalarında isim ve soy isminin ayrı çıktığını, bu müstahsil makbuzlarının düzeltilmesi gerektiğini, faturaların ve ziraat odasına giriş tarihinden itibaren re"sen geriye doğru sigortalı sayılması gerektiğini belirterek mağduriyetinin giderilmesine karar verilmesini istemiş, mevcut davada ise, 01/05/1994’den itibaren tevkifata dayalı tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Somut olayda eldeki dava ile Aydın 1. İş Mahkemesinin 2017/70 E. sayılı dosyasının konusunun (müddeabihlerinin) aynı olmadığı anlaşılmakta olup işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1. Maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.