3. Hukuk Dairesi 2015/18058 E. , 2016/1688 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit(asıl dava); itirazın iptali(birleşen dava) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı(birleşen dava davacısı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin çiftçilik yaptığını, kurban bayramı öncesi yılın iki ya da üç ayında birkaç adet büyükbaş hayvanı ağılında beslediğini, hayvanların su ihtiyacını karşılayabilmek için 2011 yılında su kuyusu açtığını, kuyu suyunu yalnızca hayvanları sulamak için kullandığını, kullanılan suyun atık suyu olmadığını, davalı tarafça, kuyu suyunun kullanımıyla ilgili olarak müvekkili hakkında 29.06.2012 tarihli tutanakla 23.989,35 TL borç tahakkuk ettirildiğini, tahakkuk ettirilen borcun yasal dayanağının bulunmadığını belirterek; müvekkilinin, davalıya atık su borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, şebeke suyu aboneliği bulunduğunu ancak atık su aboneliği olmadan kuyu suyunu kaçak olarak kullandığının tespit edildiğini, aleyhine 29.06.2012 tarihli, 2012/3173 numaralı kaçak atık su uzaklaştırma tutanağı tanzim edildiğini, atık su bedelinin mevzuata uygun olarak tahakkuk ettirildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Birleşen itirazın iptali davasında davacı ... vekili dava dilekçesinde; davalının abone olmaksızın kuyu suyu kullandığının tespit edildiğini, davalı aleyhine toplam 23.989,35 TL borç tahakkuk ettirildiğini, borcun ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, itirazla takibin durduğunu belirterek; itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkili aleyhine haksız borç tahakkuk ettirildiğini, gönderilen ihbarname üzerine müvekkilinin ... aleyhine menfi tespit davası açtığını savunarak; itirazın iptali dava dosyasıyla, menfi tespit dava dosyasının birleştirilmesine karar verilmesini istemiş, itirazın iptali dava dosyası, davalının, açtığı menfi tespit davasıyla birleştirilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkemece; hayvanların barındığı ağılın herhangi bir kanalizasyon bağlantısının bulunmadığı, hayvan bakımında kullanılan sudan atık su üretilmediği gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 212/3173 sayılı tutanak nedeni ile tahakkuk ettirilen 23.989,35 TL"den dolayı ..."nun, ...."ye borçlu olmadığının tespitine, birleşen itirazın iptali davasının reddine karar verilmiş, hüküm, davalı (birleşen itirazın iptali dosyasının davacısı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl dava; menfi tespit, birleşen dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davacının (birleşen dosya davalısı) 2007 yılından bu yana su abonesi olduğu ancak atık su aboneliği bulunmadan, hayvanlarını sulamak için kuyu suyu kullandığı, bu nedenle hakkında 2012/3173 sayılı tutanağa istinaden 23.989,35 TL atık su uzaklaştırma bedeli tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda temyize konu uyuşmazlık; kuyu suyundan dolayı davacının (birleşen dosyanın davalısının), davalıya (birleşen dosyanın davacısı) atık su uzaklaştırma bedeli ödemek zorunda olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
... Tarifeler Yönetmeliği"nin 55. maddesinde; abone olmaksızın su dağıtım şebeke hattından veya şube yolundan İdareye ait kuyu veya kaynaktan delerek, boru döşeyerek, motor bağlayarak su temin etmek veya abone olup da sayaçsız, ters sayaç (abonece ters bağlantı yapılarak) veya sayacı işletmeyecek herhangi bir tertibatla su kullanmak işlenmesi yasak olan fiillerden sayılmıştır.
Kendi taşınmazındaki kuyudan su çıkartarak kullanan kişinin fiili kaçak su kullanımı olarak değerlendirilemez. Ancak kişinin kullanılan kuyu suyu kadar atık su ürettiği kabul edilerek, atık suların uzaklaştırılması konusunda verilen hizmetlerden yararlanması ve atık suları kanalizasyon şebekesi vasıtasıyla uzaklaştırması halinde, tarife ile belirlenen atık su bedelinden sorumlu tutulması gerekir. Kanalizasyon hizmetinden yararlanmayan kişiden atıksu bedeli alınamaz.
HMK"nın 266.maddesi gereğince, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunlu olup, her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; yargılama sırasında bilgisine başvurulan makina mühendisinin 08.10.2013 tarihli raporunda; davaya konu kuyunun su debisinin çok düşük olduğunu, ... tarafından düzenlenen tutanakta 103 m3 su tüketildiğinin kabul edildiğini, oysa kuyuda devamlı su bulunmadığını, büyükbaş hayvanlarca tüketilen suyun gübreye karıştığı, bu nedenle atık su üretilmediği, kuyunun "derin kuyu" niteliğinde olmadığı, keson kuyu olması nedeniyle davacının kuyu suyu abonesi olma zorunluluğunun bulunmadığını, bu nedenle davacının menfi tespit talebinin haklı olduğunu rapor ettiği, bu rapora itiraz edilmesi üzerine mimar ve hukukçu hesap bilirkişinden alınan 16.07.2014 tarihli raporda, hayvan sulamasında kullanılan su nedeniyle atık su üretilmesi ve kanalizasyona deşarjının söz konusu olmadığı, davacının, kaçak atık su tutanağına istinaden tahakkuk ettirilen 23.989,35 TL"den borçlu olmadığının rapor edildiği, mahkemece, bu raporlar benimsenerek yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bilgisine başvurulan, makina mühendisi, hukukçu bilirkişi ve mimarın, atık su bedeli hesaplamasına ilişkin olarak uzman olmadıkları açıktır. Diğer yandan, davaya konu yerde kanalizasyon bağlantısının bulunup bulunmadığı usulünce araştırılmamıştır.
Hal böyle olunca mahkemece, atık su tüketim hesabı konusunda uzman mühendis üçlü kişilik bilirkişi heyetinden, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular da gözetilerek, uygulamayı ve somut olayı tam olarak yansıtan, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak, ..."nin, ..."dan atıksu bedeli talep etmekte haklı olup olmadığının tahakkuk tarihinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre duraksamasız belirlenmesi, ardından tüm deliller birlikte değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca uygun bir hüküm verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu dava konusunda uzman olmayan bilirkişilerce hazırlanan yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.