Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/19375 Esas 2016/1639 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/19375
Karar No: 2016/1639
Karar Tarihi: 11.02.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/19375 Esas 2016/1639 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, belediyeden 1986 yılında aldığı bir taşınmazın daha sonra kadastro çalışması sonucu hazine adına kaydedildiğini ve bu nedenle ikinci kez satın almak zorunda kaldığını ileri sürerek zararının tazmin edilmesi için dava açmıştır. Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak reddini istemiştir. Mahkeme, dosya kapsamına göre davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, davacının zilyetliğinin devam ettiği sürece alacak muaccel olmadığından zamanaşımı süresinin işlemeye başlamayacağını belirterek mahkemenin zamanaşımı def'ini reddedip işin esasına girerek karar vermesi gerektiğini belirtmiştir. Karar sonucunda hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: HUMK.nun 428.maddesi.
3. Hukuk Dairesi         2015/19375 E.  ,  2016/1639 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, dava dilekçesinde; ... ilçesi ... Mah. 403 ada 20 nolu parsel sayılı taşınmazın, 1986 yılında davalı ... encümen kararıyla müvekkiline satıldığını, müvekkilinin taşınmaz üzerine bir kısım imalatlar yaptığını, daha sonra kadastro çalışması sonucu anılan taşınmazın hazine adına kayıt ve tescil edildiğini, bu nedenle müvekkilinin taşınmazı hazineden ikinci kez satın almak zorunda kaldığını, davalı belediyenin kendine ait olmayan yeri sattığını ileri sürerek; taşınmazın ikinci defa satın alınmasından dolayı uğranılan zarar ile hazineye ödenen ecrimisil bedellerinden şimdilik 1.000 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; cevap dilekçesinde; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak zamanaşımı def"ini ileri sürmüş, esastan da davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; dosya kapsamına göre, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dosya içerisinden; davacı tarafından, dava konusu taşınmazın 24.06.1986 tarihli satış sözleşmesiyle davalıdan satın alındığı ve zilyedliğinde devralındığı anlaşılmaktadır. Davacının zilyetliği devam ettiği sürece alacak muaccel olmadığından zamanaşımı süresi işlemeye başlamaz. Dava konusu taşınmazda davacının zilyetliği devam ettiğine göre, davalının zamanaşımı iddiasının dinlenmesinin mümkün olmadığı kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, mahkemece; davalının zamanaşımı def"i reddedilerek işin esasına girilmesi ve hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.