Esas No: 2022/4804
Karar No: 2022/18466
Karar Tarihi: 09.11.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/4804 Esas 2022/18466 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/4804 E. , 2022/18466 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Verilen cezanın miktarı itibariyle sanık ... müdafiinin duruşma talebinin 5271 sayılı CMK'nın 299. maddesi gereğince reddine karar verilerek ve sanıkların aşamalardaki savunmalarının içeriğine göre aralarında menfaat çatışması bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede;
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'' ve aynı Kanun'un 294. maddesinin ise; ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, sanık ... müdafiinin temyiz isteminin “Sanığın hırsızlık kastı bulunmadığı, katılana ait iş yerinden 18.000 TL alacağının bulunduğu, eyleminin hırsızlık olarak değerlendirileceğini düşünmediği, suça konu naylonun bir top miktarında olmadığı, bir top kabul edilse dahi TCK’nın 145. maddesinin uygulanması gerektiği, birkaç gün önce ayrıldığı iş yerine özel eşyalarını almaya gelen sanığın arabasına bir top naylon konulup fotoğrafının çekilmesi suretiyle tuzak kurulmuş olabileceği, olayın TCK’nın 144. maddesi kapsamında değerlendirilmesi, bu kapsamda değerlendirilmemesi halinde ise gerekçesinin kararda açıklanması gerektiği”, sanık ... müdafiinin temyiz talebinin “Sanığa soruşturma ve kovuşturma aşamasında zorunlu müdafii atanması gerektiği, diğer sanık ...’un suça konu malzemeyi bizzat kesip aldığını ikrar ettiği, sanığın hırsızlık yaptığına dair bir delil bulunmadığı, suça konu malzemenin kapalı veya kilitli alanda değil açık alanda bulunduğu, mahkemenin değer tespiti yapmadığı, katılanın belirttiği değer nazara alındığında dahi TCK’nın 145. maddesinin uygulanması gerektiği, adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında tayin olunan cezanın çok yüksek olduğu, sanığın suça konu malzemeyi bizzat almadığı, kullanmadığı ve satmadığı düşünüldüğünde eyleminin en azından yardım etme kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, sanığın katılana ait iş yerinden 4-5 aydır alacağını alamamış olması nedeniyle TCK’nın 144. maddesinin uygulanması gerektiği, sanıklara zararın tazmini halinde etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabileceklerinin hatırlatılmadığına” ilişkin olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
CMK'nın 289/1-e. maddesinde, Cumhuriyet savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken kişilerin yokluğunda duruşma yapılmasının “hukuka kesin aykırılık halleri” arasında düzenlendiği, somut olaya bakıldığında; 5237 sayılı TCK’nın 142. maddesinde 6545 sayılı Kanun’un 62. maddesi ile yapılan ve 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca, sanıklara yüklenen TCK’nın 142/2-h ve 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırının 5 yıldan fazla olması ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/10/2021 tarihli, 2021/35 E., 2021/473 K. sayılı kararı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK’nın 150/3. maddesi uyarınca sanıklara hırsızlık suçundan zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden, ilk derece mahkemesince yargılamaya devam edilerek aynı Kanun’un 188/1 ve 289/1-e maddelerine aykırı davranılması suretiyle sanıkların savunma hakkı kısıtlandığından, Bölge Adliye Mahkemesince 5271 sayılı CMK’nın 280/1-e maddesi gereği ilk derece mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK’nın 304/2-a maddesi uyarınca bozma nedeni de dikkate alınarak gereği için dosyanın Bodrum 2. Asliye Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin de İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 09/11/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.