19. Ceza Dairesi Esas No: 2015/5501 Karar No: 2015/5117 Karar Tarihi: 06.10.2015
5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/5501 Esas 2015/5117 Karar Sayılı İlamı
19. Ceza Dairesi 2015/5501 E. , 2015/5117 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 7 - 2012/107279 MAHKEMESİ : Ağrı 1. Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 23/02/2012 NUMARASI : 2011/241 (E) ve 2012/108 (K) SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Kanunlarda hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 61. maddesinde öngörülen ölçütlere göre somut olay irdelenip, anılan Kanunun 3. maddesindeki fiilin ağırlığı ile orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur ilkesi de gözetilerek seçenekli yaptırımlardan hangisinin seçildiğinin gösterilmesi, sonra da alt ve üst sınırlar arasında temel cezanın belirlenmesi gerekirken, TCK"nın 58. maddesinin uygulanma koşulları bulunmayan sanık hakkında yerinde görülmeyen gerekçeyle temel ceza olarak hapis cezasına hükmedilmesi, 2- 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK"nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanunun 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir." denilmektedir. Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeden mahkemece "katılanın maddi zararının giderilmemiş olması” gerekçesiyle sanık hakkında CMK 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.