Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/13257
Karar No: 2013/2315
Karar Tarihi: 07.03.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/13257 Esas 2013/2315 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2012/13257 E.  ,  2013/2315 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği....Köyü, Köycivarı Mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşamı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, köy civarı mevkiinde bulunan ve bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen Doğusu: yıl ve ötesinde .... mülkiyetindeki imar ve ihya edilen yerler, Batısı: ...."a ait 219 parsel ve imar ve ihya edilen yer, Kuzeyi: ... mirasçıları mülkiyetindeki 221 numaralı parsel ile imar ve ihya edilen yer, Güneyi: yol ve ötesinde Sebahattin Kurt mülkiyetindeki imar ve ihya edilen yer ile çevrili bulunan 4607.04 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacı gerçek kişi adına tapuya tesciline karar verilmiş; davalı Hazine ve katılan ... Yönetiminin hükmü temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12.05.2009 gün ve 2009/6335 - 7956 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, çekişmeli taşınmazın bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 4607,04 m2"lik bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu ve zilyetlik yoluyla toprak edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesi ile hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
    Çekişmeli taşınmaz başında yapılan keşifte hazır bulunan tarım, orman ve fen bilirkişilerince ortak olarak düzenlenen raporda; yörede ilk orman kadastrosunun 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapıldığı, daha sonra 1981 yılında ilk tahdidin aplikasyonu ile 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulamaları yapılmış ise de bazı sorunlar nedeniyle kanunî ilânı yapılamadığından bu uygulamanın kesinlik kazanmadığı ve hukuken değer taşımadığı, tüm aramalara rağmen zeminde ilk tahdide ait orman sınır noktalarının bulunamadığı, ilk tahdidin koordinat değerleri de bulunmadığından, ilân edilmemesi nedeniyle kesinleşmeyen uygulamaya ait 1/10.000 ölçekli harita ve tutanaklarının yardımı ile bu orman sınır noktalarının olması gereken yerlerin olabildiğince yaklaşık olarak yerlerinin belirlendiği ve bu yöntemle taşınmazın tahdide göre konumunun tesbit edildiği belirtilmiştir. Ancak, aplikasyon çalışmasına ait harita ve tutanaklar dosya arasında bulunmadığı gibi Dairemizin iade kararı üzerine de gönderilmemiş olduğundan bilirkişi raporu denetlemeye elverişli değildir. Yine, Dairemizin iade kararı üzerine kadastroca oluşan komşu parsellere ait tutanak örnekleri getirtilmekle birlikte dayanak vergi kayıtları getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne okudukları üzerinde durulup yerel bilirkişi ve tanık anlatımları denetlenmemiştir.

    Bu nedenle mahkemece, yeniden yapılacak keşifte, 1948 ve 1981 yıllarında yapıldığı bildirilen çalışmalara ait harita ve tutanaklar, eski tarihli ve 15 - 20 yıl önceye ait çift hava fotoğrafları ve memleket haritaları incelenerek taşınmazın niteliği ve kullanım durumunun araştırılması, orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun saptanması halinde zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi, ayrıca yörede davanın devamı sırasında yeni bir aplikasyon çalışmasına başlanıp başlanmadığı orman işletme şefliğinden sorularak başlanmış olması durumunda dava sırasında yapılıp, ilân edilen orman kadastrosunun davanın tarafları ve dava konusu taşınmaz yönünden kesinleşmeyeceği, eldeki tescil davasının aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasına dönüşeceği, kadastro mahkemesince bakılacak dava türlerinin 3402 sayılı Kanunun 26. maddesinde gösterildiği ve 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre bu davalar dışında, altı aylık askı süresi içinde açılan orman sınırlaması ve 2/B madde uygulamasına itiraz davalarının da kadastro mahkemesinde görülüp sonuçlandırılacağı, bu nedenlerle tescil davasında asliye hukuk mahkemesinin, orman kadastrosuna itiraz davasında ise kadastro mahkemesinin görevli olduğu, görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında, temyiz aşaması da dahil olmak üzere tarafların her birince ileri sürülebileceği gibi resen de gözetilebileceği düşünülmelidir. Bu takdirde mahkemece anılan yönler gözönüne alınarak; orman kadastrosuna itiraz davası, tescil davasından ayrılıp, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve 07.01.2012 günlü bilirkişilerin krokisinde (A) harfi ile gösterilen 4607,00 m²"lik taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ilk orman kadastrosu, 1948 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Daha sonra 1981 yılında ilk tahdidin aplikasyonu ile 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulamaları yapılmış ise de bu çalışma ilân edilmediğinden kesinleşmemiştir. Genel arazi kadastrosu işlemi 1964 yılında yapılmış ve 20/10/1964 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 07/03/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi