14. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/139 Karar No: 2020/6965 Karar Tarihi: 09.11.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/139 Esas 2020/6965 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalılar aleyhine gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine dava açmıştır. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Davacı temyiz etmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır. Elbirliği ortaklığına konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaat etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağı bulunmaz. Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Mahkeme, işin esasına girilip araştırma yapılmadan hüküm kurmuştur. Bu sebeple kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu madde 480, madde 757; Türk Medeni Kanunu madde 634.
14. Hukuk Dairesi 2017/139 E. , 2020/6965 K.
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 05.02.2016 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.07.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalıların murisi ... ile davacının arasında yapılan Adana 5. Noterliğinin 23.05.1989 tarih 13420 yevmiye no"lu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile Adana İli, Seyhan İlçesi 1152 ada 16 parsel (yeni 1052 ada 113 parsel) sayılı taşınmazda muris Aydın adına kayıtlı hak ve hisselerin tamamının davacıya satışının vaat edildiğini, bedelin ödendiğini, zilyetliğini devacıya devredildiğini belirterek tapu iptali ve tescil istemiştir. Davalılardan ..., davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu payın iştirak halinde mülkiyet ilişkisinin devam ettiği, iştirak halindeki payın müşterek mülkiyete dönüştürülmeden sözleşmenin ifa olanağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır. Elbirliği ortaklığına (iştirak halinde mülkiyete) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaat etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda 5040/40320 oranındaki payın tapu kayıt maliki davalıların murisi ..."dir Adana 5. Noterliğinin 23.05.1989 tarih 13420 yevmiye no"lu taşınmaz satış vaadi sözleşmesine göre muris Aydın dava konusu taşınmazdaki payının tamamını davacıya satmayı vaat etmiştir. Muris Aydın"ın tapu kaydındaki payı paylı mülkiyet şeklindedir. Murisin ölümü nedeniyle külli halefiyet gereği davanın mirasçılarına yöneltilmesi zorunlu olduğundan mirasçıların elbirliği paydaşları olmaları satış vaadi borçlusunun mirasçıların kendileri olmaması nedeniyle satış vaadinin ifa edilmesine engel oluşturmamaktadır. Bu durumda mahkemece işin esasına girilip araştırma yapılarak bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.