12. Ceza Dairesi 2013/26761 E. , 2014/9422 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/b, 5237 sayılı TCK"nın 62, 52/2, 53/1, 51/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, suç tarihinde, sanığın inşaat yaptığı alanın, usulüne uygun olarak 27/12/1994 ve 27/01/1995 tarihleri arasında ilan edilen, Adana Kültür Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 14/10/1993 gün 1550 sayılı kararıyla birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde kaldığının tespit edilmesi üzerine, sanık hakkında açılan kamu davası ile ilgili olarak, yapılan yargılama sırasından aldırılan dosya kapsamında mevcut, inşaat bilirkişisi raporunda, 2006 yılı takvim yılı içerisinde inşa edildiği anlaşılan yapının, tek katlı, biriketten, üst kısmı çinko ile kapatılmış, iki oda bir mutfak şeklinde olduğu, arkeolog bilirkişi raporunda ise, suça konu yapının 2863 sayılı Kanun kapsamında inşai ve fiziki müdahale niteliğinde bulunduğunun belirtildiği, sanığın savunmalarında, bahse konu yerin sit alanı sınırlarında kaldığını bilmediğini beyan etmesine karşın, mülkiyeti hazineye ait olan suça konu olan taşınmazı kullanımının, hukuka uygun bir zeminde gerçekleşmemesi ve ilgili tescil kararlarının 1994 ve 1995 yıllarında suça konu taşınmazın bulunduğu mahalde ilan edilmiş olması hususları dikkate alındığında, bölgenin niteliğini bilmediğine dair savunmasına itibar edilmeyeceği, bu kapsamda atılı suçun sübuta erdiği, 6498 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 maddesinde öngörülen yaptırım miktarında sanık lehine herhangi bir değişiklik olmadığı anlaşılmakla;
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 16/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.