Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/13320
Karar No: 2013/17519
Karar Tarihi: 09.12.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/13320 Esas 2013/17519 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/13320 E.  ,  2013/17519 K.

    "İçtihat Metni"

    .

    Y A R G I T A Y İ L A M I

    . 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Hakverdi Duman vekili tarafından duruşma istekli olarak yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, dava değeri itibariyle duruşma isteğinin reddine karar verilerek, Tetkik Hakimi ....nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanın delillerden; davanın ... tarafından açıldığı, yargılama sırasında ...’ın 26.02.2012 tarihinde öldüğü, mirasçı olarak davalı ile birlikte çocukları ........,..., ...’ın kaldığı, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek davacılar adına payları oranında tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
    Türk Medeni Kanunun (TMK) 701.-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin ( ortaklığın ) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, TMK’nun 701 maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır. TMK’nun 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir.
    Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (ll.l0.982 tarih l982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
    Somut olaya gelince; dava sırasında ...’ın ölümü ile mirasçıları.......,,....’ın davayı vekil eliyle takip etmeye devam ettikleri, ......,... adına dahili davalı sıfatıyla tebligat çıkartıldığı,....’nın duruşmalara katılarak dava konusu yerde hakkı olmadığı ve davalı olan kardeşine ait olduğunu söylediği, diğer mirasçılar ......un ise duruşmalara katılmadığı anlaşılmaktadır. Mirasçı ....nın davaya muvafakat vermediği de dikkate alınarak değinilen ilkeler gereğince, mirasçılar arasında anlaşma sağlanamadığından mahkemece öncelikle davanın görülebilirlik koşulu olan usulü işlemlerin tamamlanması, Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca terekeye temsilci atanmasının gerçekleştirilmesi, ondan sonra tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerin toplanması ve değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
    Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi