Hukuk Genel Kurulu 2016/821 E. , 2017/1415 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Zonguldak 1. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 13.03.2014 gün ve 2013/348 E.-2014/130 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 28.09.2015 gün ve 2015/13020 E., 2015/17038 K. sayılı kararı ile;
(...Davacı, 506 sayılı Yasa kapsamında bulunan koca ve babasından dolayı her iki ölüm aylığını alabileceğinin tesbitini istemiştir.
Mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir.
Uyuşmazlık 506 sayılı Yasa "ya kapsamında ölen koca ve babadan dolayı ayrı ayrı ölüm aylığı bağlanıp bağlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 Sayılı Yasanın 68/VI. Maddesi hükmüne göre, babasından ölüm aylığı alan kız çocuğunun evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almağa hak kazanması halinde bu aylıklardan fazla olanı ödenecektir.
Öte yandan, 506 Sayılı Yasaya 02.07.2005 tarih ve 5386 sayılı Yasayla eklenen geçici 91.madde hükmü, kız çocuklarına 06.08.2003 tarihinden önce bağlanan gelir ve aylıkların kendi çalışmaları dışında sosyal güvenlik kuruluşlarından gelir veya aylık almaları halinde kesilmeyeceği yönündedir.
506 sayılı Yasaya eklenen geçici 91. maddesi 506 sayılı Yasa"nın 68. maddesini yürürlükten kaldırmamıştır. 06.08.2003 tarihinden önce de yasal engel nedeniyle kız çocuklarına her iki aylığın bağlanması mümkün değildir.Geçici 91. maddede sözü edilen gelir ve aylıklar daha önce yasal engel bulunmaması nedeniyle iki ayrı sosyal güvenlik yasası kapsamında bağlanan aylıklardır.
Mahkemenin 506 sayılı Yasanın 68. (5510 sayılı Yasanın 54/5) maddelerini gözardı ederek, davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurması isabetsiz olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, davacının 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı iken 23.10.1983 tarihinde vefat eden eşinden dolayı aldığı ölüm aylığının yanında ayrıca 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı iken 01.11.1993 tarihinde vefat eden babasından dolayı da ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece 506 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 91. madde gereği 06.08.2003 tarihinden önce ölen babasından dolayı hak sahibi olan davacının eşinden ölüm aylığı almakta olsa dahi evliliğinin ölüm sebebi ile son bulmasından sonra babasından da ölüm aylığı talep etme hakkına sahip olması nedeniyle 29.05.2012 tarih ve 66145 sayılı kurum işleminin iptali ile davacıya ölen eşinden dolayı bağlanan gelirin yanı sıra babası ..."dan da yetim aylığı bağlanabileceğinin tespitine karar verilmiştir.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin temyizi üzerine, karar Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile bozulmuştur.
Yerel mahkemece önceki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme hükmünü temyize davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, mahkemece verilen ilk kararda “…29.05.2012 tarih ve 66145 sayılı kurum işleminin iptali ile davacıya ölen eşinden dolayı bağlanan gelirin yanı sıra babası Alim Durmuş"dan da yetim aylığı bağlanabileceğinin tespitine ” şeklinde hüküm kurulduğu, direnmeye konu kararda ise “…davacının babasından dolayı 01/10/2008 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine” şeklinde hüküm oluşturulduğu, bu suretle önceki kararın hüküm fıkrası ile direnme kararının hüküm fıkrası arasındaki uyumsuzluğun usulü bir sorun teşkil edip etmediği hususu ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
Direnme kararları yapıları gereği, kanunun hukuka uygunluk denetimi yapmakla görevli kıldığı Yargıtay dairesinin denetimi sonucunda hukuka aykırı bularak, gerekçesini açıklamak suretiyle bozduğu bir yerel mahkeme kararının aslında hukuka uygun bulunduğuna, dolayısıyla bozmanın yerinde olmadığına ilişkin iddiaları içerdiklerinden, o iddiayı yasal ve mantıksal gerekçeleriyle birlikte ortaya koymak zorunda olduğu gibi, direnilen ve uyulan kısımları da kalem kalem net ve birbirine uygun bir biçimde içermelidir.
Nitekim, aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.03.2008 gün ve 2008/15-278 Esas, 2008/254 Karar; 21.10.2009 gün ve 2009/9-397 Esas, 2009/453 Karar; 07.05.2014 gün ve 2013/4-1121 Esas, 2014/626 Karar sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Bu genel açıklamaların ışığında somut olaya gelince, yerel mahkemece verilen ilk kararda 29.05.2012 tarih ve 66145 sayılı kurum işleminin iptali ile davacıya ölen eşinden dolayı bağlanan gelirin yanı sıra babası Alim Durmuş"dan da yetim aylığı bağlanabileceğinin tespitine şeklinde hüküm kurulduktan sonra, direnmeye konu kararda davacıya bağlanan ölüm aylığı 01.10.2008 tarihine çekilip, değişiklik yapılarak hüküm kurulmuştur.
Hâl böyle olunca, bozulan ilk karar ile direnme kararı arasında farklılık bulunduğundan yerel mahkemece usulüne uygun direnme hükmü kurulması için işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin kararın usulden bozulması gerekmiştir.
S O N U Ç: Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle usulden BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.